Sarıldım.

Boynuna gömdüm kafamı. Ömür boyu burası bana ev sahipliği yapabilirdi. Bende, çok iyi misafirlik ederdim. Misafirlikte değil, evim olurdu, kokusunda boğulma pahasına. Elleri, saçlarımla dans ederken, tüm göz yaşlarımı evime döküyordum. Belki hayatımda ilk kez mutlu olduğum için süzülüyordu bu damlalar, belki de bir daha ayrılma korkusundan.

Huzur; sevdiklerimizin yanımızda olması, onların sevincinin bize yansımasıdır. Şu an, Giray huzuru fazlası ile yansıtıyor. "Hadi eve girelim. Miraç'lar birazdan gelirler."

Bu ev kimindi şimdi aklıma bu takılmıştı. Giray'ın ise ben onunla yaşamaktan tarafım.

"Bu ev kimin?" diye sordum.

Bana anlamsız bakışlar ile "Halimenur ve Miraç'ın. Yoksa sen bilmiyor muydun? Düğüne de gelmedin." Olduğum yerde dondum kaldım.

Halimenur; Giray'ın kardeşi. Ben nasıl olur da anlamam. Onlar birbirlerini çok seviyorlardı; ama annemin de alacağı olsun! Hiç söylemedi bana, gelinin Halimenur olduğunu. Tanımıyorum dedi geçti. "Ben... Sen İzmir'e gelirsin de ben seni göremem diye gitmedim, düğüne. Annem bana söylemedi ki, Miraç'ın Halimenur ile evlendiğini."

Bilsem gitmez miydim? Uçarak giderdim.

Yüzümü avuçlarının arasına alıp baş parmakları ile gözyaşımı sildi. O gözyaşımı silene kadar benim haberim yoktu, aktığından. "Hadi içeri geçelim. Yağmur altında hasta olacaksın." dediğinde,

"Yağmur damlalarının bana seni getirdiğini düşünerek, saatlerce yağmur altında kaldığım günler oldu. Kış mevsiminde bile yağmurdan kaçmadım ben. Yağmur beni hasta edecek olsa bile her damlası seni anımsatır bana. Hasta olmak umurumda değil." dedim.

Ellerimi yüzümdeki ellerine götürüp "Neden hiç gelmedin? Yeni bir hayalin, yani bensiz bir hayalin varsa anlarım."

Bunca zaman gelmeyen birisinin elbet yeni bir hayali vardır.

"Sensiz bir hayalim yok. Olsa burada olmazdım." diye cevap verdi.

Haklı olabilir; ama neden bir insan hayali için çabalamaz? Ben yıllardır annemi ikna etmeye çalışırken, Giray Ertekin ne yapmıştı? Görünüşe göre hiçbir şey.

Evin kapısına geldiğimizde, kapıyı Halimenur açtı ve beni görünce oldukça şaşırmıştı. "Hoş geldiniz." yüzündeki gülümseme solmuştu. Beni tanımaması normaldi. En son on altı yıl önce görmüştük birbirimizi. "Hoş bulduk. Ben Ahsen" dedim elimi uzatırken, elini uzattı, "Bende Halimenur, memnun oldum. Abimin arkadaşı olmalısın." dediğinde, beni hatırlamamış olduğunu anladım. Haklı, yolda görsem bende tanımazdım. Sonuçta çok küçüktük ve herkes benim gibi isimleri aklında tutacak diye bir kanun yok. Bu da demek oluyor ki; Giray beni hiç hatırlamamış ya da çok iyi saklamış ki, kardeşi bile beni hatırlamadı.

Halimenur; ela gözlü, kumral bir kızdı. Büyüyünce güzelliğinden hiçbir şey eksilmemişti.

"Ben.." diyemeden Giray araya girip

"Halime, hatırlamadın mı? Miraç'ın kuzeni Ahsen."

Kalbime esen rüzgârın nasıl çarptığını kimse anlayamaz. Beni arkadaşı olarak bile görmemişti.

"Ya pardon canım, tanıyamadım kusura bakma." dediğinde, "Önemi yok. Hatırlamaman normal çok küçüktük o zamanlar. Ben de abini tanımadım bugün" diye cevap verdim.

DÖNÜM NOKTASIWhere stories live. Discover now