senden başkası olmayacak...

195K 7.9K 241
                                    

11 yıl önce...

Bugün Mert 7. sınıfa başlıyordu. Altıncı sınıftayken kimseyle konuşmamıştı. Aslı onunla ilgilenmişti. Ama Mert onu her zaman sinir bozucu olarak görüyordu. Aslı onu yaz tatilinde bile yalnız bırakmamıştı. Sürekli onun evine ziyarete gidiyordu. Okuldan eve aynı servisle gittikleri için Aslı onun evini biliyordu ve sürekli onu ziyarete gidiyordu. Ayşe hanım oğlunun arkadaşı olduğu için memnundu ama Mert onunla ilgilenmiyordu. Arkadaş olmak istemiyordu. Mert her gün aynı kaldırımda aynı kıza bakıyordu. Tam karşısı Ece'nin evini görüyordu. Ece her zaman aynı koltukta oturuyordu. Ece ve Mert birbirlerini uzaktan görüyorlar bakıyorlar, yokluklarını fark ediyorlar ama konuşmuyorlardı. Ne Ece onun yanına gidiyor, ne Mert onun evine gidiyordu. Ama Mert dayanamadı, Ece'nin evlerinin kapısını çaldı. Kapıyı Ece'nin annesi açtı. Ona:

"Ben Ece'nin arkadaşıyım" dediğinde kadın şaşırmıştı ama onu içeri aldı. Mert Ecenin odasına geldiğinde Ece masanın arkasında oturuyordu. Ece onu gördüğünde utanmış gibiydi. Annesi:

"Kızım, arkadaşın seni görmeye gelmiş" dedi. Ece ve Mert sessizce birbirine bakınca annesi "ben sizi yalnız bırakayım" dedi ve gitti. Mert Ece'ye biraz daha yaklaşınca oturduğu koltuğun bir tekerlekli sandalye olduğunu fark etti. Demek ki bu yüzden dışarı çıkmıyordu. Ece:

"Buraya niye geldin?" diye sordu. Mert:

"Seninle konuşmak istiyorum." dedi. "Hem belki arkadaşda oluruz." dedi. Ece üzgün gözlerle ona baktı.

"Benim hiç arkadaşım yok." dedi. Mert de aynı üzgün gözlerle:

"Benim de hiç arkadaşım yok." dedi. Doğruydu, abisinden sonra hiç kimseyle konuşmamıştı. Olan arkadaşlarıyla da konuşmayınca artık kimseyle arkadaş değildi. Olmakta istemiyordu. Mert: "ve ben seni seviyorum, hem belki sende beni seversin."

"Ama ben gideceğim." Mert şaşırmıştı.

"Nereye?" diye sordu.

"Almanya'ya" dedi Ece.

"Niye?"

"Doktora gidecekmişim.' dedi. O:

"Bacakların için mi?" diye sordu tereddütle.

"Sadece bacaklarım için değil..." devam etmeye korkuyordu Ece. "Benim kaslarım eriyormuş." dedi. Mert:

"Nasıl?" diye sordu.

"Bilmiyorum, annem seni böyle yaratmış Allah diyor. Bir hastalık çeşidiymiş." dedi. Mert.

"Peki, orada iyileşecek misin?" diye sordu. Ece olumsuz anlamda başını salladı.

"Annem, iyileşeceksin diyor ama ben bilmiyorum iyileşmeyeceğim. Annem bazen ağlıyor, Ece ölürse ben n'aparım diyor. Hem ben biraz araştırdım benim gibi hastalar 20 yaşından önce ölüyormuş." dedi. Ece'nin gözlerinden göz yaşları ince ince sızıyordu. Mert ağlamamaya çalışıyordu ama kendini zor tutuyordu. Onlar birbirleriyle hiç konuşmamıştı. 3 senedir uzaktan birbirlerini izliyorlardı. Şimdiyse konuştukları zamanda Ece'nin öleceğini öğrenmek sinirlerini bozmuştu. Ece'nin elini tuttu.

"Kes atık. Ağlama!" diye bağırdı. Sonra ses tonunu yumuşatarak "sen ölmeyeceksin. Çünkü ben seni seviyorum ve sende beni seveceksin. O yüzden ölmemelisin. Almanya'ya gideceksin, sonra iyileşip buraya geleceksin. Ben de seni burada bekliyor olacağım. İyileştiğinde bana aşık olacaksın. Sonrada biz büyüdüğümüzde, mesala yirmi beş yaşımızda evleneceğiz." dedi. Ece ağlayarak:

"bekleyecek misin?" dedi, sonra "ben ölürsem, o zaman ne yapacaksın?" diye sordu.

"Ben ağabeyime söz verdim, senden başkası olmayacak kimseye aşık olmayacağım." dedi

Kankamla Evlenmek mi?  (tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin