11

17.7K 1.3K 953
                                    




İyi okumalar, ily~




Yoongi olabildiğince erken kalkmıştı. Gözleri alarmı duyduğunda açılmamak için dirensede ayaklanıp duş aldı. Rutin işlerini hallettikten sonra yemek yemeden evden çıktı. Yolda giderken bir pastahaneye uğrayıp yiyebileceği şeyler aldı ve iş yerine ulaşana kadar yedi. Arabayı park edip indiğinde üzerini kontrol edip unuttuğu bir şey olup olmadığına baktı.

Asansöre bindikten sonra bastığı kata ulaşana kadar aynada kendini izledi. Gülümsüyor ve farklı mimikler deniyordu. Kendi kendine konuşmaya başlamıştı.

"Yoongi-ah nasılsın ? Hadi bize gidelim. Yoongi-ah yemek yemek ister misin ? Sanırım isterim, evet, hayır istemem dişimde birşey kalabilir üzgünüm."

"Yoongi-ah harika kokuyorsun."

Son cümlesini söylediğinde Kapının açıldığını ve Jimin'in onu duyduğunu farketti. Kızarmamak için dua ediyordu.

Asansör kabininden çıkıp sekretere doğru yürüdüğünde Jimin'de ona doğru yürüdü. Dip dibelerdi. Jimin eğilip Yoongi'nin boynunu kokladığında biraz bekledi ve kafasını kaldırdı.

"Yoongi-ah kışkırtıcı kokuyorsun."

Yoongi kafasını tekrar yere sabitledi ve nefesini tutup içinden ona kadar saydı. Kafasını kaldırıp konuştu.

"Sende öyle."

Jimin tam bir teres gibi gülümseyip elini Yoongi'nin omuzuna koydu. Omuzunu bir kaç kez sıktıktan sonra elini çekti.

"Odanı göstereyim, gel."

Jimin giderken Yoongi'de peşinden gitti. Boş bir koridorun sonunda büyük bir odaydı. İçerisi çok güzel döşenmişti ve henüz dokunulmamıştı.

"Aslında odan benimkinin yanındaydı ama böylesinin daha iyi olacağını düşündüm."

"Burası çok iyi, teşekkürler."

Yoongi içeri girdiğinde Jimin kapıya yaslanıp konuştu.

"Orada ki masa senin."

Eliyle gösterdiği masa henüz sadece markanın internet sitesinde görünen en pahalı, en yeni modeliydi.

"Sana iş yaptırmak istemiyorum, kendi çizimlerini yap ve bana sun."

"Be-"

"Belirli bir zamanı yok, ne zaman istersen o zaman bitirebilirsin."

"Tamam."

Jimin Yoongi'yi gülümseyerek süzdüğünde aklından pantolonunun ona ne kadar yakıştığını geçirdi. Ayak bilekleri muhteşem görünüyordu.

"Ben buralardayım, bir şey olursa gelebilirsin. Ya da mesaj at."

Yoongi başıyla onayladığında Jimin kapıyı çekip odadan çıktı.

Masanın yanına gidip inceledi. Gerçekten hayalinde bile bu masayı aklından geçirmemişti. Tanrıya teşekkür ettikten sonra odayı biraz inceledi. Her yere tam olarak hakim olduktan sonra ceketini çıkardı ve kollarını sıvayıp masanın arkasına geçti. Telefonunu sessize alıp odasında ki deri koltuğun üzerine attıktan sonra çizim yapmaya başladı.

Biraz zaman geçtikten sonra Yoongi masanın başından ayrıldı ve kontrol etmek için telefonunu eline aldı. Patronundan 4 cevapsız arama vardı. O sırada kapı açıldı. Jimin elinde iki bardak kahveyle gelmişti.

"Aradığımda açmadın, kahve ister misin diye soracaktım."

"Ben çiziyordum, sessizdeydi. Üzgünüm."

Yoongi mahçupça konuştuğunda Jimin elindeki kahveyi ona uzattı.

"Americano seviyorsun ?"

"Ah, evet."

"Evet, gittiğimizde iki bardak içmiştin."

Yoongi Jimin'e bakıp gülümsediğinde Jimin de karşılık verdi. Daha sonra Yoongi'nin masasına kalçasını yaslayıp boşta kalan elini cebine yerleştirdi. Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra konuştu.

"Eskiz mi ?"

"Evet."

Yoongi de elindeki kahveyi yudumlarken Jimin'i süzüyordu. Masa için teşekkür etmesinin çok aptalca olduğunu düşündü ve Tanrıya Jimin için teşekkür etti.

"Neye bakıyorsun ? Üzerim de bir şey mi var ?"

Yoongi dalıp gittiğinde Jimin üzerinde bir leke olduğunu sanmıştı. Kafasını kaldırıp kendine geldi ve konuştu.

"Hayır, sadece dalmışım."

"Parfümünün markası nedir Yoongi-ah ?"

"212 sexy man, bana hediyeydi ama kokusunu sevdim ve almaya devam ettim."

"Bu parfümü kullanmıştım ama sen az kullanıyorsun değil mi ?"

"Evet."

"Teninin kokusunuda alabiliyorum."

Yoongi dudaklarını yaladıktan sonra ısırıp güldü.








Odası tenhada sikiş odası olarak kullanırlar +1leyin üstlere çıksın.

boss | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin