quatre

442 39 34
                                    

''Yani buraya gelme sebebin buydu?''

''Ne olduğunu sanıyordun,peşimde mafya babalarının olduğunu falan mı?''

Sırıttı.Bu sırada yeni kurumuş olan saçlarını elleriyle düzeltmeye uğraşıyordu.

''Bu saçlara dünya üzerindeki en iyi kuaför bile şekil veremez.''

''Benimle dalga geçmeyi ne zaman bırakacaksın Bayan Mükemmel?''

''Bay Mükemmel olduğunu düşünmeyi bıraktığın zaman.''

''Ben Bay Mükemmel olduğumu düşünmüyorum.''

Oturma pozisyonunu değiştirdi.

''Ben zaten Bay Mükemmel'im.''

Yaklaşık 10 dakikalık olan sakinliğimi bozan şey bu cümle olmuştu.Geldiğinden beri kendini övmek hakkında bir şey içermeyen tek cümle kurmamıştı ve bu,gerçekten bardağı taşıran son damlaydı.

Onu sadece iyi niyetimden burada tutuyordum.Durumu gerçekten kötüydü.Eğer aksi bir durum olsaydı onun bir dakika daha burada olmasına katlanamazdım.

"Justin,yeter artık!Yaptığın her boktan hareketi kaldırabilirim ama bunu kaldıramıyorum!Tanrı aşkına,gerçekten,ağzından tek bir düzgün cümle çıkmaz mı senin?"

Nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim ve devam ettim.

"Gerçekten,hayatında bundan başka yapabildiğin bir şey var mı?Hiç işe yaramaz mısın sen?"

"Eğer senin kalmana izin veriyorsam, bil ki bu sırf sana merhamet ettiğim içindir."

"Senden nefret ediyorum."

Bana anlamayan bakışlarla bakıyordu.Oturuşunu dikleştirdi ve elini yanağına dayadı.

"Selena."

Bir sessizlik oldu,ne o ne de ben hiçbir şey söylemiyorduk.

"Verecek hiçbir cevabın olmadığını biliyorum.Kendini yukarı çıkarmaya çalışma,çünkü bu kez gerçekten bunu yapamayacaksın."

Ayağa kalktı.Suratındaki ifadeyi okuyamıyordum.Ben de onunla birlikte ayaktaydım.Aramızdaki mesafe neredeyse yok denecek derecede azdı.

Bana doğru bir adım daha atarak aramızdaki mesafeyi kapattı.Kaşları çatılmıştı,ama hala ne hissetiğini yüzünden anlayabilmek çok zordu.

"Gerçekten soruyorum,kendini övmekten başka bir işe yarıyor musun sen?"

Geriye doğru bir adım attım. Ona yakın olmak istemiyordum. Açıkçası artık onun yüzünü görmek bile benim için bir işkenceydi.

"Kim olduğumu bile bilmiyorsun."

"Ah, gerçekten öyle mi Justin? Seni kimse benden daha iyi tanıyamaz."

Bir adım daha geriledim.

"Ayrıca, senin gibi birinin nasıl olduğunu çok iyi bilirim."

Aramızdaki mesafe yeterince aralanınca durdum.

"Kibirli,bencil,açgözlü..."

Bakışları çok deliciydi,gözlerine odaklanmakta zorlansam da bu konuşmayı yapmadan evimden ayrılmasına izin vermeyecektim.

"Ve sen Justin,insanların kalbini kırmaktan başka hiçbir işe yaramıyorsun."

yürü be selena

multi tamamen öylesine kitabın adı oradan aklıma geldi ama kurguyla alakası yok ğsdmağcösğ

heartbreaker || jelenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin