ODÇ|Bölüm•21

8.3K 450 152
                                    



Arkadaşlar, çok çok büyük bir sabırla beni beklediğinizi biliyorum ve bunun için hepinize minnettarım. Bundan sonra kesinlikle dikkat edeceğim ve sizi bu kadar bekletmeyeceğim.

Keyifli okumalar!

••••

Gözlerimi açmayı denediğimde başta zorlansam da başarmıştım. Nerede olduğumu kavrayamamıştım. Odağıma ilk annem ve babam, ardından bizim çocuklar girdi. Bir kişi hariç;

Berkan

Hastane odasında olduğumu farketmem uzun sürmedi. En son nerede olduğumu bile hatırlayacak gücüm yoktu. Kendimi fazlasıyla bitkin ve yorgun hissediyordum.

"Gözlerini açtı!" diye bir ses duydum, biraz uzaktan geliyor gibiydi, sesi seçememiştim. Fazlasıyla üzgün ve bir yandan umutlu geliyordu kimin olduğunu çözemediğim sesi.

Herkese dikkatlice baktığımda ağladıklarını gördüm, neden ağlıyorlardı?

Hey! Ben iyiydim, niye ağlıyorlardı ki o zaman?

Sırtımı dikleştirerek yatakta rahat bir konum aldım. Hafifçe gülümseyerek bizimkilere baktım, gülmeleri gerekmiyor muydu?

Miray'ın durduramadığı hıçkırıklarıyla bakışlarım ona döndü.

"Neden ağlıyorsunuz?" Sesim merak doluydu, birazda neden ağladıklarını bilmediğim için endişeleniyordum.

Tüm rahatım bozulmuştu. Yüzümdeki gülümseme anında solduğunda bu sefer yüksek sesle bağırdım. "Neden ağlıyorsunuz?! Bir şey söyleyin."

Kaan ve Batuhan ağlamaktan şişmiş gözleriyle bana bakıyorlardı, bir şeyler anlatmak istiyorlardı fakat ben, anlamıyordum.

Hızla ayağa kalktım. "Neler oluyor?" dedim, korkudan titreyen sesimle. Miray bir adım öne çıktı. "Asre.." hıçkırığı boğazından koptuğunda, benimde içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim.

"Miray, bir şey söyle."

Yüzüme bakamıyordu, daha doğrusu kimse bakmıyordu. Annemin yanına ilerledim. İlk defa bu kadar bitkin görüyordum onu.

"Annem, bari sen söyle. Neler oluyor burada? Neden herkes ağlıyor?"

Gözlerini gözlerime çıkardığında bir şeylerin çok kötü gittiğini farkına vardım. Bu bakışlar, kesinlikle çok kötü bir olay olduğunu anlatıyordu.

"Berkan.." Cılız sesiyle çıkardığını tek kelime bu olmuştu. Bakışlarım donuklaştı. Kaskatı kesildim.

"Ne, Berkan?"

Miraydan bir hıçkırık daha koptuğunda anladığım şeyi anlamamayı umuyordum.

"Berkan ne?" dedim, tüm odayı hükmeden bir sesle. Ben bile bu sesin kendimden çıktığına hayret etmiştim fakat şuan takılacağım noktalardan biri bile değildi bu.

"Berkan'a ne oldu?"

Batuhan yanıma geldi ve bana sarıldı. O kadar güçsüzce sarılmıştı ki kollarını omzumda zar zor hissediyordum. "Berkan.." dedi, benim bile zar zor duyduğum sesiyle, "o..öldü." Hızla uzaklaştım, sarıldığım kollarından. "Ne diyorsun sen?" dedim, inanmayan bir ses tonuyla. "Bak..bunun şakası ol-" derken kesilen sesimle şaşkına uğradım. "Ne şakası Asre?! Bizi kurtarırken kendini feda etti." dedi Miray, sona doğru kısılan sesiyle.

"Saçma," dedim başımı hızla sağa sola sallarken, "Saçmalama, ne ölmesi?"

Kimse bir şey söylemiyordu. Böyle bir şey mümkün olamazdı, nasıl olurdu ki? Benim biricik arkadaşım, nasıl..?

OKULUN DÜŞMAN ÇETELERİ #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin