ODÇ|Bölüm•18

9K 411 151
                                    


Medya; Araz Saral

Nükleer Başlıklı Kız-Beni hatırla

••••

Hala olduğum yerde öylece dikilmiş, onları izliyordum. Onlar ise hala beni farketmezken, öpüşmelerine kaldıkları yerden devam ediyorlardı. Arazlar nasıl görmüştü bunları, nasıl bir plan çevirdiler, bilmiyordum, bildiğim tek şey kendimi berbat hissettiğimdi.

Bunu, nasıl yapabilmişti?

Güvenimi tekrar kazandıktan sonra, böyle bir şeyi nasıl yapabiliyordu?

Araz, istemesem de, haklıydı. Egemen'e çok çabuk güvenmiştim ve sonucunda, üzülen yine ben olmuştum. Boğazımda yutkunsam da geçiremediğim bir yumru oluştu. Egemen, beni aldatmıştı.

Aldatılmıştım.

Bunun yükü fazlaydı, çok fazla, hatta belki taşıyamayacağım kadar..fazla.

Ayaklarımda benle aynı fikirdeymişçesine uyuştu ve, kendimi taşıyamayacağım bir yük oluştu üzerimde. Daha fazla dayanamadan kendimi bıraktım ve, soğuk zeminle buluşmak üzereyken kaslı kolların beni tutmasıyla, bende ona tutundum.

Araz, düşmemem için kollarını belime sardı. Şuan, bunu bile düşünebilecek halde değildim, zaten umursamadım.

Egemen ve yanındaki kız sonunda durabildiğinde Egemen'in bakışları anlık buraya kaydı. Önüne döneceği sırada sanki yeni farketmişçesine bakışları yüzümde takılı kaldı. Yüzünde bir anda beliren pişmanlıkla, ne yapacağını bilemez bir hale büründü.

"Asre?" dedi, zar zor konuşabildiği sesiyle.

Kız ise umursamaz bir şekilde olanları izliyordu. O da haklıydı, onu ilgilendiren bir durum yoktu ortada. Sadece sevgilimle öpüşmüştü, o kadar.

Sürtük

Egemen sarsak adımlarla buraya ilerlerken, Araz beni korumak istercesine biraz daha önüme geçti. Bu yaptığına anlam veremesem de şimdilik sesimi çıkartmıyordum, muhakkak bu işten bir yararı olacaktı. Çünkü şuan beni korumak yerine, dalga falan geçmesi gerekiyordu.

"Asre..açıklayabilirim."

Araz iyice yaklaşarak kulağıma fısıldadı. "Ağlama."

Ağladığımı o an farkedebilmiştim. Sonrasında ise kendimi tutamadım ve gözyaşlarım, bunu bekliyormuşçasına akmaya başladı. Hala yanıma gelirken ona elimi uzatarak durmasını işaret ettim.

"Gelme..sakın."

"Asre..dinle lütfen. Açıklayabilirim."

Güldüm, fakat bu, samimiyetten çok uzak, alaycı bir gülüştü.

"Neyi açıklayacaksın?"

Birkaç adım öteme geldiğinde durdu ve, yüzüme odakladı bakışlarını. Sarhoştu, alkolün kokusunu rahatlıkla alabiliyordum. Bu, ondan daha da iğrenmeme sebep olmuştu.

"Ben..ne olduğunu anlamadım. Bir anda oldu, sana kızgındım ve..o kızgınlıkla ne yaptığımı inan bilmiyorum." dedi, hala bir şeyleri ispatlama umuduyla.

"Böyle mi bahane buluyorsun, yaptığın bu şerefsizliğe?"

Bu, benim ağzımdan çıkmamıştı. Bakışlarım, direk olarak Araz'ı buldu.

Araz..beni savunmuştu.

Araz'ın da ne yapmaya çalıştığını çözemiyordum. Bugün, çok farklıydı, hiç olmadığı kadar hemde. Şuanda bizi videoya çekip, okula yayması gerekirken, yanımda durmuş beni savunuyordu. Bu, onla olan duvarlarımın yavaş yavaş yıkılmasına sebep oluyordu. Yine de ne yapmaya çalıştığını anlamadan, güvenmek istemiyordum. Sadece bugünlük, susabilirdim.

OKULUN DÜŞMAN ÇETELERİ #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin