2.3

476 27 4
                                    

Chen korkuyla gözlerime bakıp
-Iyı olduğuna emin misin Na-Hee?. Ilk defa bize birşeyler anlatıp kahkaha attın. Bizimle ilk defa bu kadar uzun süre konuştun. Ayrıca yeni arkadaşlar edindin ve hepsi seni çok seviyor

-Iyiyim Chani~~~. Sadece değişmeye karar verdim ve şu an çok mutluyum.

-Oh ilk defa bu kadar istikrarlısın. Neden böyle bir karar verdiğini sormayacağım. Hep böyle kal.

Gülümseyerek kafamı salladım. Bunalmıştım ve biraz hava almam gerekiyordu. Ayağa kalktım ve diğerlerinden izin isteyip sandalyeye astığım şemsiyeyi aldım. Hava sıcaktı ama yağmur yağıyordu. Standart Kore havası. Yazları sıcak olur ama yağmur yağardı. Aslında en güzeli buydu. Dışarı çıkınca yüzümdeki gülümseme silinmişti. O günden beri Chanyeol'dan haber alamamıştım. Onu unuttuğumu söylesene unutmak çok zordu. Hatta onu görsem koşup sarılabilirdim. Bu imkansız birşeydi değil mi? Evlenmiş olabilir. Seung-Yeon nun karısı olabilir. Bayılması düğünün ertelenmesine sebep olmuştu ama onlar çoktan bir yuva kurmuşlardır. Karşımdaki üst geçte çıkan insanlara gülümseyerek bakıyordum. Mutluydular. Merdivenlerden çıkan uzun boylu adam ilgimi çekmişti. Biraz daha yaklaşınca o kişinin Yoda olduğunu anlamıştım. Beynimin "Hayır sakın onun yanına gitme onun sevdiği biri var." dese de kalbim beynimin sesini susturup "Çabuk ona yetiş ve sıkıca sarıl en azından son bir kere de olsa ona onu sevdiğini söyle." Elimdeki şemsiyeyi yere attıktan sonra ayağımdaki topuklularla koşmaya başladım. Ona yetişmek çok zordu. Metroya girdiğini dönünce hızla arkasından uzun ve büyük merdivenlerden inmeye başladım. Nefes nefese etrafıma bakıp onu bulabilmeyi ümit ediyordum. Rafların karşısına bakınca orada beklediğini gördüm ama geç kalmıştım metro yaklaşmıştı. Hayır pes edemezdim. Onu birkez daha kaybedemezdim. Geldiğim merdivenlerden çıkıp hemen yanımdaki merdivenlerden inmeye başladım. Son basamakta ayağımdan çıkan topukluyla umursamadan metronun arkasından koşmaya başladım. Kaçırmıştım. Son şansımı kaçırmıştım. Yine kaybeden ben olmuştum. Gözlerimi kapatıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım ve çıplak ayağıma bakıp sinirle yumruğunu sıktım. Duyduğum sesle gözlerimi açıp hızla arkama döndüm. Chanyeol elinde ayakkabıyla bana doğru geliyordu. Hiçbirşey yapmadan öylece duruyordum. Kollarını açıp gülümseyerek
-Beni özlemedin mi kırmız burun?

Yarım yamalak bir şekilde ona koştun ve sıkıca ellerimi boynuna doladım.
-Seni çok özledim Yoda.

Benden ayrılınca boşluğa düştüğümü hissetmiştim. Yavaşça diz çöküp elindeki ayakkabıyı ayağıma geçirdikten sonra ayağa kalkıp
-Daha da güzelleşmişsin.

Boydan boya onu süzüyordum. Saçlarını siyaha boyatmış. Üzerindeki dar siyah gömlek ve lacivert takım onu olgun biri gibi gösteriyordu ama olun olduğu falan yoktu yine aynı çocuk ruhlu Yoda karşımdaydı. Yüzüme doğru yaklaşıp
-Değişmişsin. Sen artık topuklu mu giymeye başladın. Ah anladım boyuma yetişebilmek için. Üzgünüm kırmızı burun ama beni geçemezsin.

Tepki vermeden sadece yüzüne bakıyordum. Yorgun mu? Elimi tutunca gözlerimi büyüterek elimize ve yüzüne bakıp durunca gülerek
-Hadi gidip birşeyler yiyelim. Çok açım.

-Eşin seni aç mi bırakıyor Yoda? Gidip eşinle ye yemeğini.

-Lütfen sadece yemek yemeye gidelim.

-Isım var benim sadece seni merak etmiştim ve seni gördüm. Sapasağlamsın. Benden bile sağlıklısın. O zaman ben gideyim sonra bir ara haberleşiriz. 

-Yah!! Ben sana açın dedim. Tek başıma yemek yemeyi sevmiyorum bu yüzden yanımda geliyorsun.

-Ah serseriye bak. Sana yemeğini eşinle ye dedim.

-Beni çıldırtacaksın kırmız burun!
(Y/N: beni de çıldırtacak ne yalan söyleyim Yodacım!)

Elimden tutup çekiştirmeye başlayınca tek kaşımı kaldırıp bağırarak
-Sevgilim. Sevgilim beni bekliyor yanına gitmeliyim.

Chanyeol biranda durdu ve arkasını dönüp
-Sevgilin? Sevgilin mi var?

-Evet yani üzgünüm yalnız yemek zorundasın. En iyisi eşini ara.

-Şunu söylemekten vazgeç!! Benim eşim falan yok. Bekarım ven bekar!!
Evlenmedim...

-Tamam bundan bana ne. Başka arkadaşın yok mu git arkadaşınla yemek ye.

-Peki koşa koşa git Baekhyun'un yanına. Sevgilin beklemesin.

-S-sen nerden...

-Düğün günü söylemiştin. Yakışmışsınız. Evlenin bence böyle Junior Kırmız burunları yapın.

-Kapa çeneni!!

-Kapatıyorum çenemi ne yapacaksın?

Yangını öptükten sonra geri çekilip yüzümü izlerken sinirle.
-Bunu yaparım!!
(Y/N: Biliyorum çok saçma oldu takmayın.)

-Aynısını dudak kısmına yapsak daha ateşli olurdu.

-Sapıksın sapık. Ruhunda var senin sapıklık. Görüşmemek üzere Yoda. Pardon Sapık Yoda!!!

-Hadi ama tam dudağımın ortasına küçük bir öpücük.

-Ben yüzünün tam ortasına yumruğumu geçireceğim tam olacak. Ya ben beden seni merak edip peşimde koşuyorsam. Al senin yüzünden şemsiyemi de yılda düşürdüm. Aptal Yoda!!!

-Oh beynim peşimde koştun yani bunu sevdim. Kesin aramızda bir elektirik var. Sevgili felan mı olsa ki?

-Yoda sen o elektiriğini botaşa bağla boşa gitmesin. Hadi görüşürüz.

O aptalı geride bırakıp yürümeye başladım.
-Seni seviyorum kırmızı burun!!!

~Rain~ \ Park ChanyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin