7.Bölüm

89.8K 4.5K 1.6K
                                    

Kaan'dan


On beş dakikadan fazla bir süredir yoldaydık ancak o konuşmuyordu. Hiç susmayan bir kızın ölüm sessizliğine bürünmesi umurumda olmasa da dikkatimi çekmişti. Dün geceki olaydan sonra benden daha fazla çekindiğinin farkındaydım. Belki de korkuyordu.

Sıkılgan bir yüz ifadesiyle direksiyonu sola kırdım ve gaza daha çok yüklendim. Her gaza basışımda kemeri tutuşu daha sıkılaşıyor, nefesini ise farkında olmadan tutuyordu. Yan gözlerle buğday teninin kırmızıya dönüşünü izlerken yüzüme muzip bir ifade yerleşti. Beklediğim kıvama gelmek üzereydi.
Beni yanıltmayan çirkin, ani bir hareketle radyonun kapama tuşuna bastı ve sinirle bana döndü. Büyük gözleriyle bana bakarken kollarını göğsünde birleştirmişti. Kırmızı ışıkta durdurduğum arabanın direksiyonunda ritim tutarken sıkılgan bir ifadeyle çevreme bakınıyordum. Anlamazlıktan gelmem onu daha da sinir etmişti ki her zaman mırıltı şeklinde çıkan sesi kulaklarıma ulaştı.

"Çok hızlı sürüyorsun."

Kıvrılan dudaklarımı eski ciddi hâline getirip ifadesiz suratımı ona çevirdim. On beş dakikalık konuşmama rekorunu kırdıktan sonra söyleyecek çok şeyi var gibi gözüküyordu. Dudaklarını tekrar araladığında duyacağım saçmalıklara kendimi hazırlamıştım ancak bir şey demeden birbirine bastırdı.

Kaşlarım kalkarken yeşil ışığın da yanmasıyla önüme dönüp gaza tekrar yüklendim. Arada sırada sarsılan başını tutuyordu ama kesinlikle sesini çıkarmıyordu. Ne zaman benimle birlikte olsa hareketlerini kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Bana göre davranıyordu. Sıkılgan bir şekilde davrandığımda susuyor, gözlerinin içine baktığımdaysa konuşması gerektiğini anlıyordu.

Evet, benden korkuyordu ama ben aptal bir adam değildim. Onun bana karşı olan her düşüncesini gözlerinde görüyordum. Şu boktan hayatımda birçok kızla birlikte olmuş, onlar ne hissettiklerini söylemeden anlayacak kıvama gelmiştim. Zor da olmamıştı. Biraz yakışıklı, e biraz da zenginsen farklı bir şey düşünme ihtimalleri yoktu. Şikâyetçi de değildim. Herkes istediğini alıyordu.

Ancak bu kızın çocuksu tavırları beni en baştan sarsmıştı. Ne düşündüğünü görüyor ancak neyi neden yaptığını anlayamıyordum. Bir konuşmada herkesin kullanacağı kelimeleri seçmiyor, konudan konuya atlıyordu. Bu ilk günden beri böyleydi. Ben ne kadar umursamazsam o, o kadar umursuyordu.

Çocuksu tavırlarının yanı sıra cesaret gösterileri de ilgimi çekmişti. İki dakika cesaretli davransa, bir gün boyunca buna pişman oluyordu. Ama o bir günün sonunda yeniden bir cesaret gösterisi sunuyor, ardından ise tekrar utangaç bir çirkine dönüşüyordu. Böyle bir döngü içerisinde bulunmuştu karşımda iki hafta boyunca.
Boğazını temizlemesiyle bakışlarımı yoldan ayırmadım ancak kulağım ondaydı. Beni şaşırtmıyordu. Her zamanki gibi söyleyecek şeyleri, bitmek bilmeyen saçmalıkları vardı.

"Şey..."

Anlaşılan, 'yavaş sür' adlı cesaret gösterisinden sonra utanma evresine girmişti. Devam etmesi gerektiğini belirtircesine gözlerine bakıp kaşlarımı kaldırdım. Yine ne yapması gerektiğini anlamıştı ve devam etti.

"Ben... Bir şey verecektim sana." Cümlesini destekler mahiyetinde eğilip yerdeki sırt çantasını aldı. Kaşlarımı çatarak önümdeki yola dikkatimi verdim. Birbirimize ne verecek ne de alacak şeylerimiz vardı. Olsaydı hatırlayacağımdan emindim. Çünkü bu kız hayatımı iki haftadır işgal ediyordu ve şu koruma saçmalığı da çıktığı için bir süre daha hayatımda olacak gibiydi. Dişlerimi sıkarak gaza yüklendim. Ahmet denen şerefsize karşılığını elbet verecektim.

EŞSİZ (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin