23.bölüm

14.3K 572 40
                                    

Naz Mutlu

Eve geldiğimde bizimkileri yine dağılmış halde buldum. Mert beni görünce hemen atladı kucağıma. "Abla."

"Şş...Tamam. Burdayım bak geldim."

"Seni çok merak ettik Naz."

"Biliyorum Ali. Özür dilerim."

"Özür dilemesi gereken o şerefsiz. Sen neden özür diliyorsun ki?"

"Çünkü ondan vazgeçemiyorum. Ufacık bir kelimesi yetiyor beni kendine bağlamaya."

"Bebeği söyledin mi?"

"Hayır. Henüz söylemedim."

"Henüz?"

"Söylemek istedim ama Hande ile ilgili konuyu halledince söylemeye karar verdin. Şimdi onun yanında, işi bitince buraya gelecek. O zaman söyleyeceğim."

"Saçmalama Naz, ne söylemesi? O herif başkasıyla evleniyor unuttun mu?"

O ana kadar sessizce bekleyen Ümit Ali'nin omzuna kolunu koydu. "Uzatma Ali. Biraz toparlansın anlatacak zaten herşeyi. Sen de sakinleş. "

Ümit de bozuktu bana belli. Ama yine de her zamanki gibi önce beni düşünüyordu. Ben de odama gidip önce üzerimi değiştirip biraz dinlenmeyi tercih ettim. Bu konuşma er ya da geç olacaktı. Ali üzülecek, Ümit kızacaktı. Yine de bir süre kendimle kalıp düşünmeliydim.

Doğru bir karar vermiştim kendimce. Aşıktım çünkü. Hem bebeğimin de babasıydı Savaş. Ondan istesem de vazgeçemiyordum işte.

Hem göl evinde olanlar da rüya gibiydi. O da bana aşıktı işte. Başta inanmasam da sonradan ikna olmuştum. Kabul buna inanmayı çok istediğim için ikna olmuş olabilirim, ama gerçekti be...Gözlerinde gördüklerim, bana her dokunduğunda hissettiğim şefkat...Fazla iyimserim belki de.

Yaklaşık iki saatlik uykunun ardından odaya geçtim. Mert uyumuştu anlaşılan. Masada duran telefonuma baktığımda bir arama ya da mesaj olmadığını gördüm. Belki de hallettiğini gelip yüz yüze anlatacaktı. O yüzden gidip Ümit'in yanına oturdum. Ama konuşamadım bir süre. İkisi de benim konuşmamı bekliyordu evet ama yok işte...Kelimeleri toparlayıp onları kızdırmadan anlatabileceğim yolu bulamıyorum.

"Anlatacak mısın artık Naz. Yoksa sabaha kadar susacak mıyız?"

Ümit'in sesi sitemkardı. Zorlukla yutkunup konuştum mecburen. "Bu kadar sert olmasan daha kolay olurdu belki maviş."

"Olur...Birden bire aşık olduğun adam tarafından kaçırılıp ardından hiçbirşey olmamış gibi eve geldin diye ve hatta bebeği söylemeyi düşünüyorsun diye özel plaket hazırlayalım Naz. Ne dersin?"

Dolan gözlerimi saklama ihtiyacı hissetmeden baktım bende gözlerine. "Sadece anlamaya çalış istiyorum. Yargılamadan önce dinleyin istiyorum."

"Biz üç gündür Ümit ile burda senin için endişeleniyoruz. Mert'e belli etmemeye çalışıyoruz. Senin ya da bebeğin başına birşey gelmesinden korkuyoruz. Sonra çıkıp geliyosun, özür diliyosun ve bebeği Savaş'a söyleyeceğinden bahsediyorsun. Şimdi de gelmiş anlamaya çalışın diyorsun. Bizim burda ne halde olduğumuzu umursamadan kendini o piç herifin kollarına bıraktın değil mi? Düşünmedin bile ne kadar endişelenmiş olabileceğimizi!"

"Ali yeter!"

"Ne yeteri abi? Baksana haline. Resmen aşk yaşayıp gelmiş biz burda delirirken!"

"Yeter!" Diye çıkıştım sonunda dayanamayıp. "Siz hiç aşık olduğunuz insandan ufacık bir sevgi görmek için herşeyinizi vermek istediniz mi? Hatalarıyla, kusurlarıyla istediniz mi? Ümit sen daha iki yıl önce sırf ailesinin fakir olduğunu gizledi diye Tuğçe'ye arkanı dönmedin mi? Ya sen Ali? Bana sormak yerine, annemin yalanına inanıp beni terketmedin mi? Ama ben Savaş'ı tüm hatalarıyla sevdim. Benden nefret ettiğinde bile sevdim. Şimdi gözlerimin içine bakarak sana aşığım diyen adama nasıl karşı koyabilirdim söyler misiniz bana? Ona bir kez daha inanmayı seçtim ben. Sizden de tek isteğim yanımda olmanız. Kararıma saygı duymanız."

Ateşli İntikam -TAMANLANDI-Where stories live. Discover now