1.bölüm

54.4K 1.1K 82
                                    

Medya:Naz...

Naz Mutlu

Yine bir gün daha bitti. Eve gitmek hiç istemesem de başka gidecek yerim yok. Hem kardeşimi nasıl bırakabilirim ki...Annemi söylemiyorum. Çünkü o çoktan yaptı seçimini. O adamı seçti. Kardeşime gelince...Evet o adamın oğlu. Annelerimiz bir olsa da o pisliğin kanından. Ama ona benzememesi, onun gibi birilerinin canını yakmaması için elimden geleni yapmak zorundayım.

Sokağa girdiğimde yine ayaklarım geri gitmeye başladı. O adamın suratını yeniden görecek olmak midemi bulandırıyor. Ah anne ah...Ne olur bir kerecik dinlesen beni...

"Abla..."

Koşturarak gelen Mert bu evde yüzümü güldüren bir şeyler olduğunu hatırlattı bana. Evet kardeşim herşeye rağmen benim en önemli varlığımdı.

"Ne bu halin afacan..."

Dizlerimin üstüne çökerek saçını okşadım. Üstü başı çamur içindeydi. Gülümsedim haline.

"Top oynadık Ahmet'lerle. Annem kızacak değil mi?"

"Merak etme o görmeden hallederim ben."

Elini tuttum. Beraber eve doğru giderken anneme görünmemeye gayret ediyordum. Nihayet eve girdiğimizde annemin evde olmamasına ilk defa sevindim. Kardeşimi hırpalaması en son isteyeceğim şey bile değil çünkü.

"Oo...Geldin mi kül kedisi..."

Hah işte. Duyabileceğiniz en iğrenç ses bu olsa gerek. İnsanda her duyduğunda kusma isteği uyandıran bu sesi ben her gün duymak zorundayım.

"Mert hadi tatlım. Sen git üstünü çıkar da annem gelmeden temizleyelim."

Mert'i banyoya gönderip kıyafet almak için odaya giderken yine yakaladı kolumdan.

"Kaçma hemen öyle güzelim. Azcık sohbet edelim."

Kolumu sertçe çekip yüzüne tükürürcesine cevap verdim. "Bir daha sakın bana dokunma. Annem birgün senin gerçek yüzünü gördüğünde senden kurtulacağız. Hem de sonsuza kadar!"

Çenemi sertçe tutup yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Bu yakınlıkla yüzümü buruşturdum.

"Bana bak küçük kaltak. Eninde sonunda benim olacaksın. O küçük bedenin benim bedenimle buluştuğunda devam et diye yalvartıcam seni."

Söylediği şeylerin verdiği sinirle hayatımı değiştiren o hareketi yaptım. Tüm gücümle indirdiğim tokat suratında parmak izimi bırakacak kadar şiddetliydi.

Oktay pisliğinin gözlerinden ateş çıkarken annemin sesiyle her zamanki oyunlarından birine başladı.

"Ne oluyor burda Oktay?"

"Naz yine bu saatlere kadar dışarda sürtüyor Sevgi. Bir kaç nasihat vereyim dedim yüzümün haline bak..."

Kendini acındırmayı yine başarmıştı...Annemin gelişine bakılırsa o izden bir tane de bende olacaktı. Mert yetişti imdadıma.

"Ablaa...Üşüdüm..."

Hemen odadan kıyafet alıp banyoya gittim. Mert'le ilgilenirken olanları unutuyorum Allah'tan. Bana iyi gelen tek şey...

Odaya gidip önce Mert'i uyutup kitabımı okudum. Sonra da uykuya dalmışım.

Sabah vücudumda dolaşan bir elin varlığıyla gözümü açtığımda Oktay pisliği yanıma uzanmış bacağımı okşuyordu. Korkuyla yerimden zıpladım. Bu halimden keyif aldığı belliydi.

"Ne işin var odamda!! Annem nerde! Mert nerde!!"

Bir yandan yataktan kaçmaya çalışırken bir yandan bağırıyordum.

"Boşuna bağırma. Annen Mert'i okula götürdü. Bana da seni uyandırmamı söyledi. Nasıl...Uyandırma servisinizi beğendiniz mi Naz hanım?"

"Bırak beni pislik herif!! Dokunma!!"

"Sonunda yıllardır beklediğim an geldi Naz...Artık kurtulamazsın..."

Yataktan fırladığım gibi kapıya koştum. Ama kilitliydi. Lanet olsun!! Pislik herif herşeyi düşünmüş! Başım hafif dönerken kafamı da toplayamıyordum zaten.

Üstüme doğru gelirken nasıl kurtulacağımın hesaplarını yapıyordum. Ama hiçbir yol yoktu. Daha doğrusu aklım durmuş gibiydi. Düşünemiyordum bile. 'Allah'ım yardım et' diye yalvardım. Oktay beni duvarla kendisi arasında sıkıştırdığında bu kez bitti dedim...Bu kez kurtulamayacağım. Böyle bir pisliğin bana dokunacağı düsüncesi midemi bulandırırken gözüme çarpan makasla bir an tereddütte kaldım. Yapabilir miydim? Kurtulmak için birini öldürebilir miydim?

Oktay'ın salyalı öpücükleriyle başka yol kalmadığını anladım ve makası aldığım gibi tüm gücümle karnına sapladım. Bir an kasılan vücuduyla korku tüm bedenimi kapladı. Ya biri görürse...Hemen anahtarı aradım. O yerde can çekişirken kendimi evden dışarı attım. Yola kadar koştum. Nefesim kesilene kadar...Nereye gittiğimi bilmeden sadece koştum. Sonra duyduğum acı fren sesiyle benim için de herşeyin bittiğini anladım...

Yerde yatarken gözümün önündeki tek şey babamdı...Özlediğim babam. Gözlerimi ona kavuşma ümidiyle yumdum..

🖤

Suskunluğum konuşamamaktan

Ya da adam sansınlar diye değil...

Konuştuklarımdan yapılma silahlarla

Beni vurmasınlar diyedir...

Ateşli İntikam -TAMANLANDI-Where stories live. Discover now