6.bölüm

21K 846 54
                                    

Savaş Atasoy

Bu kız inanılmaz. Japonlara heyecanlı heyecanlı birşeyler anlatırken gözlerindeki pırıltı...Nasıl desem? Çok gerçekti. Sanki bu haliyle, babamla annemin arasına giren kız ayrı kişilerdi. Bazen gerçekten bir insanın bukadar ustaca yalan söyleyemeyeceğini düşünüp onun masumiyetine kapılmak istiyorum. Ama malesef ki gerçekler bukadar ortadayken ve ben bunları biliyorken tek yapmam gereken oyunumu oynayıp perdeyi kapatmaktı.

Ben bu düşüncelerle boğuşurken gözlerimiz kesişti. Yutkunduğunu gördüm. Etkileniyor muydu? İşte bu iyi haberdi. Malum gülüşümle yanlarına doğru ilerlediğimde Japonların Ümit denen herifle gülerek sohbet ettiğini farkettim. Bu ikisi kendilerini bukadar sevdirebilecek potansiyele sahipken neden entrikalar çevirmeyi seçmişlerdi acaba?

"Savaş bey, hoşgeldiniz."

"Gerçek anlamda hoşbuldum. İşi bağlamış görünüyorsun?"

Soran gözlerle bakarken içtenlikle gülümsedi yine gözleri heyecanla parlarken. "Size o kadar emin olmamanızı söylemiştim."

"Açıkçası başarabileceğinden pek umutlu değildim."

"Aslında itiraf etmeliyim ki, bir tek benim başarım değil. Ümit sağolsun eğlendirerek teklifimize ısınmalarını sağladı."

Bir dakikada bile varlığını unuttuğum Ümit'in adı geçince gerildim ve ona döndüm. "İyi iş çıkartmışsın. Tebrik ederim."

Ümit gülümseyerek ayağa kalktı. Elini Naz'ın omzuna attı. "Siz bakmayın Naz'ın bu 'bir tek benim başarım değil' nutuklarına. Ben tesadüfen gelmesem kendi de bal gibi hallediyordu. Ben sadece ufak bir manevi destek sağladım o kadar."

Aman ne mütevazi bir çift. Utanmasam ağlayacağım (!) bu hallerine.

"Ayakta kaldınız Savaş bey. Oturun lütfen."

Naz'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp Ümit'ten önce Naz'ın yanına oturdum. Gözlerimi Japonlara dikip onların anlamsız bakışlarıyla ilgilenmedim. Aslında bunu niye yaptığımı pek bilmiyorum ama sanırım Naz bu herifin yanındayken planlarım pekte yolunda gitmeyecekti.

Japonlar bir şeyler geveleyince kendime geldim.

"Sözleşmeyi biran önce imzalamak istiyolarmış." Naz'ın tercüme etmesiyle ben de konuya dönüş yaptım. "Zaman kaybetmeyi ben de sevmem. Sözleşme dosyada."

Naz dediklerimi çevirince iki japon da dikkatle incelediler dosyayı. Naz da heyecan ve merakla adamların yüzünü inceliyordu. Bu ilk önemli göreviydi ve bunu başarmak istediği her halinden belliydi. Japonlar yine anlamadığım bir kaç şey söyleyince Naz da cevap verdi. Sonra da imzalar atıldı.

Herşey hallolunca Ümit Naz'a yaklaştı gülerek. "Güzelim iş hallolduğuna göre ben gideyim. Yarın uğrarım."

"Ben de Japonları götürecektim zaten, beraber gidelim."

"Ben bırakırım onları. Ahmet abi senden yardım isteyecekmiş. Kalsan iyi olur."

"Halledebilecek misin?"

"Sence benden kaçar mı? Japoncam senden iyi ayrıca. Beni bukadar hafife alma papatya prenses."

Naz'ın yanağını sıkıp Japonlarla beraber uzaklaşırken Naz hala söyleniyodu. "Eşşek ya...Koca kazık oldun hala yapıyosun şunu. Bir gün fena dayak yiyeceksin."

Ümit son kez kapıdan çıkmadan dönüp göz kırptı Naz'a. Haylaz bir bakış vardı suratında. Sanırım Naz'ı sinirlendirmek için yapıyordu. Naz sinir olmasına olmuş ama yüzündeki gülümseme kaybolmamıştı. Gülerek bana doğru döndüğünde bir an kaldı. Sanırım sevgilisiyle cilveleşirken benim varlığımı unutmuştu. Ama hayatında asla unutamayacağı izler bırakarak varlığımı tenine kazımaya kararlıydım.

Ateşli İntikam -TAMANLANDI-Onde as histórias ganham vida. Descobre agora