Dayak

7.6K 455 86
                                    

"Çocuklar sessiz olun!" Dedim sert sesimle yoksa hiç dinlemiyorlardı, yerime oturup sırayla gelen talebelerimin derslerini almaya başlamıştım

"Hocam sizin sevdiğiniz var mı?" Çocuklardan gelen anlık soruyla afallamıştım

"Bu nasıl soru?" Kaşlarım çatılmıştı

"Hocam var değil mi?"

"Sessiz olun!" Kalemi masaya vururken çocuklara bakıyordum

"Cevap verecegim ama konuyu uzatmayın, evet sevdiğim var." Yan taraftan gelen hafif bogaz temizleme sesiyle hemen çarşafımın iğne yerini yüzüme tutmuştum

"Hocam kusura bakmayın dersinizi böldüm gülenay hoca yok galiba dosyayı size versem siz ona verebilir misiniz?" Ahlas gülmemek için kendini sıkıyordu resmen, şakagındaki ve anlındaki damarlar belirginleşmişti

"Bırakırım da siz bir dışarıya gelebilir misiniz?" Dedim dışarıya ilerlerken

"Buyrun hoca hanım." Dedi gülmeye başlamıştı bile

"Ya pardon da neye gülüyorsun?"

"Sevdiğin var he?" Gülmeye devam ederken koluna vurmuştum

"Dersime gidiyorum." Dedim göz devirerek

"Kolay gelsin sevdiği olan hocam." Bu sefer beni de bir gülme almıştı, derse girdiğimde herkes toparlanmaya başlamıştı

"Dersini vermeyen varsa gelsin?"

"Hocam hepimiz dersimizi verdik oyun oynayalım." Talebem konuşurken saate bakmıştım

"Yarım saat kalmış zaten oynayalım bari." Oyun oynamış baya eğlenmiştik, çıkış saati geldiginde öğlen namazımızı kılıp camiden çıkmıştım, yukarı doğru çıkarken erkeklerin girdiği kapının önünde ahlas ve üç-dört amca konuşuyorlardı dikkati dagılmaması için yere bakarak hızlı adımlarla eve gelmiştim

"Hoşgeldin hocam."

"Hoşbuldum." Çarşaf'ımı çıkartıp üzerimi değiştirmiştim yemek masasına geçtiğimde beş çayı menüsü vardı

"Siz bi' harikasınız yaa maşaAllah." Dedim annem ve ablama bakarken

"Afiyet olsun kuzum." Hazırlananları yerken mesaj sesim mutfaga yayılmıştı

Müezzin Efendi: Küstük mü? Niye kaçar gibi gittin?

Evfa: Hayır tabiki küsmedik de yanında amcalar vardı dikkatin dagılmasın diye birde yanlış anlaşılabilirdi

Herkes gözünü dikmiş bana bakarken ablam kim olduğunu tahmin ediyordu tabiki, tebessümümü yüzüme yayıp etrafa baktım

"Noluyor kızım." Annem'in sesiyle ona baktım, benden önce Esma ablam konuşmuştu durumu kurtarmak adına

"Kim olacak anneciğim Sunadır kesin." 'He he' dercesine kafamı sallamıştım. Akşam yemegini hazırlayıp, çamaşırları katlamıştık kirlileri de makineye atmıştık ki babam girmişti kapıdan

"Çamaşırları katladınız mı? Makineye az deterjan atsaydınız."

"Hoşgeldin baba." Esma ablam'ı umursamadan elif'in yanına ilerlemişti

"Hoşgeldin babacığım." Babacı olan tek evlat Elifti o yüzden babam en çok onu severdi

"Hoşbulduk canım kızım." Mutfağa geçerken anneme bakmıştım sus işareti yapıyordu, çorbaları koyup yerlerimize oturmuştuk

"Bu çorba böyle yenmez midemizi üşütürsünüz ne biçim çorba ısıtıyorsunuz." Tabagı öyle bir ileri itmişti ki birazı masaya dökülmüştü, çorbasını yenilediğimde onu da içmemişti başka yemek koyduğumda biraz yedikten sonra bitirip kalkmıştı

Hoca Hanım|Yarı TextingWhere stories live. Discover now