Başlıyoruz.

1.8K 167 152
                                    

Lu Han'ın dediği gibi olmuştu. Lu Han'ı kaçırmışlardı. Kaçtığı anlaşılınca tek suçlu ben olmuştum. Hain de.

Annem babama benim Lu Han'ı sevdiğimi söylemişti. Lu Han'ı kaçırdığımı düşünüyorlardı. Muhafızların hepsi işkence görünce o gece beni gördüklerini söylemişlerdi. Vatan haini ilan edilmiştim ve idam kararı çıkmıştı. 

Kızlarla beraber kaçmıştık. Benim kaçmama yardım etmişlerdi ve onlar da daha sonra başka bir yere kaçmışlardı çünkü sarayda kalmaya devam ederlerse bana yardım ettikleri için onlar da öldürülürdü. Ne yapacağımı bilmiyordum. Gizlenmiş ve normal kıyafetlerimle halkın içinde dolanıyordum. Her yerde muhafızlar vardı ve halk sürekli benimle ilgili konuşuyordu...

Benden ne kadar nefret ettiklerinden...

Hain oluşumdan...

Bunları hak etmedim. Sizler için kaç kere kendimi feda ettim diyemedim. Güç, gerçekten tehlikeliydi. Lu Han bana mektup göndermemişti.

2 haftadır bir mektup bekliyordum.

O mektup gelirse belki bir ihtimal kurtulabilirdim.

-

5 hafta olmuştu.  5 haftadır hala yakalanmadığım için şanslı sayılırdım değil mi? Her gün bir başka yerde vakit geçiriyordum. Uzunca bir süre yemek yiyemediğim zamanlar oluyordu ama sabit bir yerde kalırsam bu benim için daha tehlikeli olurdu. Lu Han ile istesek de iletişim kuramazdık çünkü sürekli yerimi değiştiriyordum ve beni bulması gittikçe zorlaşıyordu. Ne yapacağımı bilemiyordum.

Ona bir şekilde ulaşmalıydım ama bir türlü aklıma bir şey gelmiyordu.


Aslında bir şey bulmuş gibiydim. Saraya Wu Yi Fan gelecekmiş, benim durumum konuşulacakmış. Hain olduğuma ve Lu Han ile aramdaki duruma açıklık getirmek için bizzat babam tarafından saraya davet edilmiş. Wu Yi Fan'a gidecek ve durumu anlatacaktım. Beni Lu Han ile görüştüreceğine emindim. Ayrıca Wu Yi Fan başıma gelenleri biliyorsa Çin de biliyor demektir bu da Lu Han'ın da bildiği anlamına gelir.. Lütfen Lu Han.. Artık buluşmak zorundayız.


Tanınmamak için değişik bir kılığa girmiştim yine. Atlı grubu bekliyordum. Wu Yi Fan'ın dikkatini nasıl çekeceğimi düşünüyordum bir türlü. Nasıl konuşacaktık? Aklıma bir şeyler gelmiyordu.

Wu Yi Fan'ı görür görmez hemen yerimde huzursuzca kıpırdandım ve bekleyen diğer vatandaşları galeyana getirmeye başladım.

''Bunları mı bekliyoruz burada ey halk! Bunlar kim ki.. '' 

Amacım biraz karışıklık çıkarmak ve Wu Yi Fan tarafından tutuklanmaktı. Wu Yi Fan dediklerimi duyar duymaz atını önümde durdurdu ve bana sinirle bakmaya başladı. Sonra gözlerini kıstı. Beni tanımıştı. Lütfen... Tanımış olmalıydı. Sonra elini uzatıp atın arkasına bindirdi ve sarayın tersi yönüne doğru sürmeye başladı.


Durunca hemen attan inmiştim.

''Wu Yi Fan lütfen bana yardım et. ''

Umursamaz gözlerle bana bakmaya başlamıştı.

''Neden sana yardım edecek mişim? Bir Türk olduğunu unutuyorsun herhalde. ''

''Lu Han'ı seviyor musun? Onun hayatını kurtardım. Lu Han için bana yardım et. ''

Yüzünde alaycı bir sırıtış olmuştu ve önüme geldi.

LUHAN OC STORY - ASKER. ✔Where stories live. Discover now