birtakım yeni sorunlar;

625 193 198
                                    

☁⛅☁


Sıla ULUSOY;

Gözlerimi masada duran kahve fincanımdan ayırıp karşımda oturmakta olan Atınç'a çevirdim. Gözlerimiz buluştuğunda dudak kenarları hafifçe yukarı kıvrıldı. Onun bu hareketi ile eş zamanlı olarak benim de yüzümde belli belirsiz bir tebessüm peyda oldu. Gülümsemesinin bulaşıcı olduğuna yemin edebilirdim. Bakışlarımı usulca göz bebeklerini çevreleyen irislerinden çekip yeniden önüme çevirdim. Kahvenin yanında getirilmiş olan ufak çikolatalardan birkaç taneyi ağzıma atıp üzerine kahvemden bir yudum alarak o muazzam tadın ağzımın içine yayılmasının keyfini çıkardım. 

Sessiz bir şekilde kahvelerimizi içerken masanın üzerinde duran telefonumun titremesi ile ikimizin de gözleri telefonuma kaydı. Ekranda beliren 'Mete' yazısı kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Neden arıyor ki bu şimdi? Şaşkınlığımı üzerimden atıp aramayı yanıtlamak için telefonumu elime aldığımda Atınç ile kısa bir bakışmamız oldu. İlk gördüğüm zamanki Atınç'tı. Soğuk ve sert. Nasıl böyle aniden kapatıyordu kapılarını dışarıya? Nasıl bu kadar sert görünebiliyordu aslında öyle olmamasına rağmen? 

Aramayı yanıtlayıp telefonu kulağıma yaklaştırdım. "Mete?"

"Sıla." dedi yine neşeli bir ses ile. "Ne haber?"

"İyi." diye mırıldandım gergin bir şekilde. Atınç bana bu şekilde bakarken rahat konuşmam imkansız gibi bir şeydi. Bakışları ile hareketlerimi kısıtlamayı nasıl beceriyordu? "Senden ne haber?"

"İyi ben de, ne olsun." dedikten hemen sonra yeniden konuşmaya başladı. "Aslında ben, beraber bir şeyler yapabiliriz diye aramıştım. Sude ve Semih de bize katılır." 

Söylediği şey hoşuma gitmemişti. Onu kendime yakın hissetmiştim, kabul ama bu ona hayatıma girmesi için izin vereceğim anlamına gelmezdi. Eğer şimdi kabul edersem, bir kez daha etmek durumunda kalacaktım. Sonra bir kez daha, bir kez daha ve sürekli. Bunu istemiyordum. Nedensiz bir şekilde hayatımda yer almasını istemiyordum. 

"Bu pek mümkün değil sanırım." dedim kısaca. "Hem Sude'nin de kabul edeceğini sanmıyorum." Kabul etmeyeceğinden eminim. Semih ile bir kere bile konuştuğunu görmemiştim, Mete ile de öyle. Asla kabul etmezdi. 

"Peki." dedi Mete sesine hayal kırıklığını ekleyerek. "Sonra görüşürüz." Bir şey söylemeye fırsat bulamadan hat meşgule düştüğünde gözlerimi devirdim. Bu saçma tavrını, henüz olgunlaşmadığını düşünerek sineye çektim. 

Bakışlarımı yeniden Atınç'a çevirdiğimde göz göze geldik. "Kalkalım." dedi ilk defa benden önce davranıp gözlerimizi ayırarak. Bu hareketi afallamama neden olurken o çoktan ayaklanmıştı bile. Dişlerimin arasına sıkıştırdığım dudağıma işkence ederek oturduğum sandalyeden kalkıp Atınç'ın peşine takıldım. 

Hesabı ödeyip kafeden çıktıktan sonra bana kısa bir bakış attı. "Ne istiyormuş?" diye sordu çatık kaşlarına eşlik eden bir soğukluk ile. 

"Ne?" dedim anlamayarak.

"Mete, ne diye aramış?" diye sordu bu defa daha açıklayıcı bir şekilde.

"Sana ne?"

Derin bir nefes alıp kafasını önüne eğdi. "Onun yanına mı gideceksin?" 

Kaşlarımı çatıp çatık kaşlarıma ters düşen bir tebessüm yapıştırdım dudaklarıma. "Hayır." diye yanıtladım sorusunu, umursamaz bir şekilde.

Adım atmayı kesip bana döndü. "Dolaşalım mı biraz?" dedi çenesi ile arkamda kalan denizi ve yeşillik alanı göstererek. Konuyu aniden değiştirmesi beni şaşırtmamıştı. Bunu sık sık yaptığı için alışmıştım. Ruh halinin ani değişimlerini sürekli dışa yansıtması sonucunda böyle oluyordu. Konudan konuya atlıyorduk. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 11, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CEHENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin