Olimpos Maceraları Hikayesinin Devamıdır! Yazar Farklıdır.
"Tanya!" Diye bağırdım. Bana döndü. "Luke! Gelmişsin." Koşarak bana sarıldı. "Merhaba..." Tanya kamptaki en iyi arkadaşım dersek yalan olmaz. Gerçekten en iyi arkadaşım. Ve küçük kardeşim gibi. "Kimler geldi?" diye sordum. "AAa... Şey, Percy,Annabeth,Kıvırcık, Cllarise. Chris zaten onunla. Stoll'larda burada. İşte öyle." Gülümsedim. "Dönmene sevindim. Merak etme iyi karşılanacaksın. Gelen melezler Leo Valdez. Hephaistios'un oğlu. Olağan üstü güçleri var. Emily Chars Apollon melezi, Peter Johnson. Aslında Peter sen gittikten hemen sonra geldi. Poseidon melezi -Yeni bir yosun kafa. Johanna Mason Athena Melezi" Kahkaha attım. "Ah ne kadar çoklar." Kolumu omzuna doladım. "Peki neler oldu." bir of çekti. "Çok uzun Luke. Sen yokken çok şey oldu." Durdum. "Anlatmayı deneyebilirsin." Tepeden aşşağı baktı. "Kamp ateşine kadar gözükmeyebilirsin. Hadi gel gölün oraya gidelim."
Oturdu ve sırtını bir ağaca yasladı. "Gittiğin günden beri emin ol hiç birşey aynı değil. Kahin yeni bir bedene büründü. Elizabeth Rachel Dare... Percy ve Annabeth çıkıyor. Thalia hala ortalarda değil ama ayaklarından dolayı bir süre hareket edemeyecek. Hera üzerine heykel devirdide... Silena öldü." başımı salladım. "Hermes yetişmeseydi bende ölüyordum." dedim. "Luke... O sırada New York'ta bulunuyordum. Ama beni bir yere kilitlediler. Kim olduklarını hatırlamıyorum. Kıvırcık beni bulduğunda ölmek üzereydim. Günlerce aç ve susuz kalmıştım.Daha sonra senin en son dönüşünde..Peter,Alarice yani ben.Yeraltı ismimde.,Emily,Johanna ve diğerleri bir göreve çıktık. Kehanete göre ölecekdik fakat Nico bizi geri getirdi. Artık ünlendik. Onları gördün zaten." Başımı salladım. "Göz ucuyla. Peter ile iyi mi anlaşıyorsun?" Gülümsedi "Çok iyi." Kaşlarımı çattım. "Seni benden çalamaz." Ayağa kalktık. "Merak etme Luke bende ikinizde aşk,macera ve sorunlarına yetecek zeka var. Peter Johanna ile tartışırsa bana geliyor. Önce isyan ediyor sonra beni dinliyor susuyor ve gidiyor. Ve her girişimim başarılı oluyor." Yürümeye başladık. "Tanya. Mantıklı gelmiyor. O kadar şey yaptım. Beni linç etseler haklılar." elimi tuttu. "Luke... Sen o gün. New York'ta kendini bıçakladın. Ve ölümü göze aldın. Baban olmasaydı... Ölmüştün." Beni yemekhaneye sürükledi. Tam girişte Kherion'u gördük. Tanya ona özet geçti. "Hoş geldin Luke!" Arkasını döndü ve kendini yemeğe kaptırmış melezlere seslendi. "Evet Melezler! Bir kahraman aramıza döndü. Luke Castellan." Koca poposunu çekti ve beni ve Tnyayı ortaya çıkardı. Sesler kesildi. Herkes şaşkındı. "Hain!" dedi birisi. Peter'dı. Tanya ona yöneldi ve "Hayır!" dedi. "O hain değil. Bizim gibi,Kahraman..." PEter oturdu. Percy ise tepkisizdi. Başdanışman olarak yerime geçtim.. Herkesle konuştuk. Güldük... Belkide aralarına katılmam o kadar zor olmayacaktı.
PETER JOHNSON
"PEter! Yalvarırım sakin ol." Ona bağırdım. "Tanya o Hain anladınmı! Hain! Onu öldürmeliydim. Görevdeyken." sinirle bir parça ambırosayı suratıma geçirdi. "Bana bak! Luke'a birdaha hain dersen... Gerisini sen düşün." sonra gitti. Hades Aşkına! "Tanya!Bekle." Durmadı bende peşinden koşmadım. Luke'a neden takmıştı. "Pit, Tanya Luke'u abisi gibi seviyor." Percy'nin sesi ile arkamı döndüm. "O Ha- Onu bu kadar korumak zorundamı? Sanki yıllardır Luke var yanında. Birlikte kaç göreve çıktılar..." Percy beni susturdu. "Ondan özür dile. Haklı." Başımı salladım. "Yarın yaparım. Şimdi Johanna'nın yanına gitmeliyim." Yavaşça uzaklaştım. Johanna Beni bekliyordu. Sarıldık ve ona olanları anlattım. "EEE ne desem bilemedim ama Percy haklı sanki."
Yatma vakti geldiğinde kalktık ve kulubelere yöneldik. Luke'ta en az bizim kadar ünlüydü zaten. Herkes etrafında toplanmış falan. Sonra onu izleyen Alarice'i gördüm ve ona yöneldim. Kendini kulubeye attı. Bende arkasından girdim. Kulubenin içi dışından güzeldi. Yani kasvetli değildi... "Alarice! Tanya,beni dinle!" Boynundaki kolyeyle oynamaya başladı ve bana döndü. "Ne var? Yine 'o hain. ondan uzak dur' mu diyeceksin. Suratına Ambırosa yemeye doymadın herhalde." Çalışma masasının üzerine oturdum ve kuru kafalı kalemini incelemeye başladım. "Luke konusunda farlı düşünüyoruz. Değilmi?" Kasvetlice başını salladı. "Peki Yüce Yeraltı Prensesimiz Tanya neden bu konuda çok ısrarlı." eliyle yastığını kavradı. "Eğer tek kelime edersen bunu kafana geçiririm Pit.!" Güldüm. "Ah peki. Hatalıyım ve özür diliyorum. Affedin madam." dedim. Güldü. "En iyi arkadaşım olmana veriyorum Pit. Eğer tek laf duyarsam Ambırosa ile yırtamazsın." Başımı salladım. "Tamam. Tamam her neyse kız kardeşin gelmeden gideyim." Beni kapıya kadar götürdü ve arkamdan konuştu. "İyi geceler Yosun Kafa! Kuluben baya kalabalıklaşmış!" ona döndüm. "Ah sevgili Hadesin Temsilcisi... sadece 2 kişisiniz. Ne kadar güzel. Percy'yi Athena Kulubesine yollamayı düşünmeye başladım biliyormusun?" dedim Gülerek içeri girdi. Bende kulubeme gittim Percy çoktan bayılmıştı. Kendimi yatağıma attım ve uykuya daldım.
Rüyamda bir göl kenarındaydım. Karşımda Thalia ve Luke vardı birşey tartışıyorlardı. "bir avcısın." dedi Luke. "Ne olmuş yani? Yeminimi bozarım." luke ona arkasını döndü. "Buna izin veremem." Sonra görüntü değişti Ortaya Alarice çıktı. Yeraltı dünyasındaydık. "Baba!" dedi. "Peter benim arkadaşım. En yakınlarımdan biri ondan bunu saklayamam." Hades kızını susturdu. "Bizi dinleyen biri var." Başı bana döndü. o anda sarsılmaya başladım. "Uyan! Peter Uyan!"
