21. BÖLÜM - YILLAR BİZE "BİZİ" GERİ VERECEK Mİ?

16.1K 1.2K 71
                                    

Zaman şu yarama ilaç olabilecek mi?
Ben yüreğine versem o zamanı,
Yüreğin o gelecek günlerde beni sevecek mi?
Hadi yıllar geçer de sen gelmezsen,
O yıllar bize o günlerimizi geri verecek mi?

-*-

Saat geç olmuştu ve Eyşan Yağız’ın gelmeyeceğini düşünüp elindeki kupayı sinirle tezgaha bırakıp kahve makinesi kapattı, “Bir sürü de elektrik harcadı kahve makinesi senin yüzünden, öde de faturasını gör gününü, oh olsun sana!” bu kaçıncı kahvesiydi acaba, inşallah uyuyabilirdi bu gece. Hayır sorun kahvenin uykusunu kaçırması değildi kesinlikle, “İşin yoksa bütün gece işe dur Eyşan hanım, sana da oh olsun!” diye homurdanarak odasına gitti ve poşetleri tek tek boşaltıp, elbiseleri askılara yerleştirdi. Bir yandan da hala saydırıyor, adama olan öfkesi patlamalar yaşıyordu.

“Hayır, sen kimsin ben sana aldım onca şeyi, bir de salak gibi giyindim şunları.” Sinirle üzerindeki elbiseyi çıkarıp, atleti ve alt iç çamaşırının üstüne pembe sevimli geceliğini giydi. “Aptal Eyşan aptal! Süslendin o salak, aptal adam için, bak ne oldu? Sen aptal durumuna düştün. Bütün gün havaya soktular soktular seni, böyle adam seni takmaz bir yerlerine, kalırsın mal gibi!-”
O sırada eline aldığı poşetin içindekilerle önce sözleri bıçak gibi kesildi ve gözleri büyüdü. Kızlar bunları ne ara almışlardı. Almayı geçti, ne ara çantalarına tıkmışlardı. “Allah sizi kahretmesin!” diye inlerken eline aldı ve havaya kaldırdı. Siyah ve içinde gizliliğe yer veremeyecek kadar şeffaf bir gecelik ve sırası ile lacivertten. Mora, kırmızıdan, beyaza rengarenk çeşit çeşit gecelikler, iç çamaşırlar ve bir not:

“Azıcık kadın ol ve Yağız’a dünyanın kaç bucak ve cennetin nerede, oraya nasıl gidildiğini göster kızım. Sana güveniyoruz. Sen bizim askerimizsin, hadi güzelim, göster kendini!
-Bir kaç İyi Kadın :)“

İçinden ‘Bak hala gaza getirmeye çalışıyorlar,’ dese de okuduğu not onu güldürmüş ve ufak bir kahkaha atmıştı. Elindeki poşeti en alt çekmeceye koyduğu an, odasının kapısı açıldı.
Yağız’la yüzyüze gelen kız içinden ‘tam zamanında’ diye söylenip, derin bir nefes aldı. Ya bir dakika önce geleydi ve elinde o iç kışkırtıcı şeyle onu basaydı. Ne utanç verici olurdu. Dahası o notu görseydi. Yerin dibine girerdi her halde. Gerçi üstü de çok müsait değildi.

“Kahkaha sesini duyunca uyumadığını düşündüm. Girebilir miyim?”
Yandaki sabahlığını alıp üzerine geçirdi, “Tabi. Şey aldıklarımı yerleştiriyordum. Gir...”
“Hayırlı olsun!” derken sesi az öfkeli çıkmıştı. Hayır o videodan sonra çok ama çok öfkelenmişti. Evinde uslu uslu oturan kızı yoldan çıkaracaklardı. Onu da zıvanadan!!!
“Kızlar sana acımamamı söylediler ama galiba biraz abarttık,” dedi kıkırdayarak. “Kusura bakma!”

“Önemli değil. Bu konuda istediğin kadar abartabilirsin.” -Tabi onlar benim kontrolümden geçtikten sonra giyinilecek Eyşan hanım.
Etrafına bakındı, “Teşekkür ederim. Çok güzel şeyler aldık.”
“Göreceğiz o güzel şeyleri,” kafasını kaşıdı, “Şey... Ben demin... Kapının önünden geçerken duydum da... Neden gülüyordun?” buna da çok fena kafası takılmıştı. Bu aralar bu kadınla ilgili her şeyi kafasına fazla takıyordu zaten. Hayır, telefonda biriyle mi konuşuyordu diye düşündü önce ve bu saatte kiminle konuşup, gülüyor düşüncesi delirtmişti onu, o yüzden kapıyı çalmadan aniden girdi. Ama elinde telefon yoktu. Dahası telefon yatağının oradaydı. İyi de neye gülüyordu? Ayrıca eve neden geldiğine dair bir bahane de bulamamıştı. Şimdi kız sorsa ne diyecekti, bilmiyordu...

“Şey hiç, aldığım bir elbiseyi yerleştiriyordum da onu alırken kızlarla yaşadığım bir olay geldi aklıma ona güldüm,” dedi Eyşan inanmasını umarak. Azıcık kekelemiş miydi? Allah kahretsin!
“Öyle mi? Evet gördük kocalar olarak videonuzu, çok eğlenmişsiniz belli!” diye sinirle söylendi.
Eyşan onun ‘kocalar olarak’ kelimesine takılı kalmıştı. Neyseki kendisini artık kızın kocası olarak görüyordu. Bir de o azıcık kıskanmış mıydı onu? “Şey... Kızlar müzik açınca...”
“Neyse, tamam. Sorun değil, ben aldım oradaki mesajı Beste hanımdan, ona sms olarak atacağım cevabı. Minik cadı!”
Eyşan o anda kızların kafede dediklerini düşündü,

RÜZGAR'ın BESTE'si / Y.S.S. I - FİNAL Kde žijí příběhy. Začni objevovat