Kaşları çatıldı ve iki elini kıvırcık saçlarında gezdirdi. Elindeki un şimdi de saçını beyazlatmıştı.

" Orada olmam, onu vurduğum anlamına gelmez! "

" Sen vurdun diye bir şey demedim ki? Sadece Gizem'in katilini bulmak istiyorum. "

Ege, ben zaten o kişinin sen olmasına dayanamam. Bir ümitle geldim buraya. O da Gizem'in ölmesine sebep olan kişinin başka birisi olmasıydı.

" Bulup ne yapacaksın, babam gibi onu da mı öldüreceksin?! "

Donup kalmıştım. Ne dese haklıydı. Ben de bir katildim. Sahi ne yapacaktım? O kişiyi bulunca direkt öldürecek miydim? Birkaç saat öncesine kadar planım hazırdı. Şimdi ise kanatlanıp gitti sanki. Aklımı karıştırıyorsun Ege. Buna izin vermemeliyim.

" O kişinin kim olduğunu söylemeyeceğim. Sustuğuna göre pek de iyi bir şey planlamıyorsun. " birkaç adım attı ve yanımdan uzanarak kapı kulpuna tutundu." Konuşacaklarımız bitti sanırım. "

" Gitme. "

Aniden kullandığım kelime karşısında ikimiz de afallamıştık. Onun ağzından çıkan tek söz " Ne? " olmuştu. İkimiz de biraz geri çekildik.

" Şey yani... Konuşacaklarımız bitmedi demek istedim. "

Derin bir çekişten sonra cevap verdi.

" Dinliyorum. "

" Beni kaçıran kişileri nereden tanıyorsun? "

" Kimleri? "

" Vazoyu çaldığınız gece beni kaçıran kişiler... "

" Seni kaçıracağını tahmin etmemiştim. " diyerek gülmeye başladı. Bu kadar komik olan neydi?

" Kim onlar? "

Ege cevap veremeden arkamdaki kapıya uygulanan şiddet yüzünden Ege'ye doğru savruldum. Düşmemem için beni yakalamıştı. Gözleri birkaç saniyeliğine tanıdığım Ege gibi baktı. Ardından tekrar bir yabancının gözleri olmuşlardı. İçeri dalan adamlarla eş zamanlı ayağa kalktım. Her yerden çıkıyor şu korumalar. Elinde bıçakla üzerime doğru gelen iri yarı olanı fark etmemle geriye zıpladım. Demek dövüş istiyorsunuz...

İkinci kez bıçak salladığı eline bir tekme savurdum. Ardından arkamı dönerek dirseğimle karnına vurdum. Karnını tutarak eğildiğinde parmak aralarımda iç içe geçirerek ellerimi, ensesine sert bir darbe indirdim. Hafif kilolu olan diğerinin yumruğunu son anda fark edip yakaladım. Yerden çelme takınca sırt üstü yere yapıştım. Ege hâlâ arkamda duruyor ve dövüşmemizi izliyordu. Bir şeyler mırıldanıyor fakat anlaşılmıyordu. İçimden bu kadar dinlenmek yeter diyerek çevik bir şekilde ayağa kalktım. Tekrar daha çelme takmaya çalışıyordu ki havaya zıpladım. Aynı hareketi iki kez kullanacak kadar salak olmalıydı. Sağ elimle yumruk atmaya çalışmıştım. Ama sadece çalıştım. Koluyla beni engelleyerek karnıma yumruk attı. O daha yumruğunu çekemeden kolunu kavrayıp ters çevirerek arkasında tuttum. Bacağına tekme atarak yere yüz üstü yatmasını sağlamıştım. Karnıma yediğim darbe yüzünden nefes alıp vermem zorlaşmıştı.

"Alev yeter! "

" İlk saldıran onlardı. Konuşmak için gelen birini kışkırtmamalısınız! "

Kolunu daha da sıkmaya başlamıştım. Ardından ayağımı sırtına bastırarak kolunu kendime doğru çektim. Yerdeki adam inlerken kırılma sesi çok net duyulmuştu. Bakışlarımı Ege'ye yönelttiğimde gözlerindeki dehşetle karşılaştım. Çok kötü bir şey yapmışım gibi bakıyordu ancak bunu yapmasaydım içimdeki katilin o ölmeden durmayacağını bilmiyordu. Etraf bulanıklaşmaya ve başımın arkası ağrımaya başlamıştı. Ege'nin konuşmasıyla bulanıklık biraz olsun netleşti.

Mavi (#WKT17) Where stories live. Discover now