30.Bölüm

930 101 0
                                    

30.Bölüm

“Miley.” Diye tısladım, kapıyı açmalarını engellemesi için. 

Sesim Miley'yi transtan sıçrayarak çıkartırken griden kahverengiye dönüşen gözleriyle bana döndü.

“Sakin ol Angela geliyor. Asya 2. Katta merdivenlerden geliyor. Anladığım kadarıyla annesiyle konuşuyordu.Ailesine tatili yarıda kesmelerini söyledi.”

“Tamamdır.” Dedim sessizce. Önümde uçuşan eşyalardan gözümü alamıyordum. Asya  ve insan adımlarından başka önceliklerim vardı. Neler döndüğü gibi.

“ Şu an ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?”

Miley tereddütle ağzını açtığında kapı açıldı ve içeriye gelen Angela’nın tepkisi benimkiyle neredeyse aynıydı. Ben ağzımın bu kadar açılmasına izin vermemiştim o kadar.

“Bunu bana o yapıyor demeyin!”  

İkimizden de cevap alamayınca bize bakmaktan vazgeçip boşluktaki eşyalar arasından dolanmaya başladı. Ben Miley’den bir açıklama bekleyerek ısrarla ona bakarken, sevgili annem çok zekice bir halt ediyormuş gibi Angela’yı izliyordu. Onu buraya bana fikir vermesi için çağırmıştım ama gözlerime bile bakmayı reddediyordu kadın! Bu kadar kindar olmasının gerçek nedeni neydi? Thomas onu seviyordu ve konu kapatmıştı. Aradan onlarca yıl geçmişti. Başka bir şey.. Bizden sakladıkları başka bir hikaye daha olmalıydı mutlaka. Tanıdğım sevecen Miley gitmiş ve paralı bir asker gelmişti yerine. Ama ne ? Sakladığı sır ne? Onu böylesine korkutan gerçek, ne olabilirdi?

“Dokunma!”

Miley'nin ani çıkışıyla ben de Angela'ya döndüm. Parmağı havada, hemen başının üstünde uçan bir dergiye dokunmaktan son anda vazgeçmiş haldeyken iri gözleriyle,

“Ne?” Dedi Angela gözlerini devirerek ve devam etti.

“Sadece merak etmiştim. Hayatında böyle bir manzarayla kaç kere karşılaştın?”

Angela'nın alayla sorduğu soruya Miley Ecel'in yanına yaklaşırken cevap verdi.

“Bir kez.”

Daha da yaklaşıp Ecel'in boynunda olmasına rağmen çenesinin hizasına kadar yükselmiş ejdere baktı. Boynundaki zincir olmasa da Ecel'den kopacağı yok gibi görünüyordu. Kolyesinin ortasındaki taş ise koyu mor bir şekilde parlıyordu. Yüzüne baktığınızda şu an da

oldukça kötü bir rüya gördüğünü anlayabilirdiniz. Kaşlarını çatmış kapalı olan göz kapaklarının ardında gözleri sürekli hareket halindeydi. Kıvrılmış, nazik kirpikleri ona neden meleğim dediğimin kanıtı gibi oynaşıyordu. Ah bilinçaltında neler dönüyordu!  

Araya giren sessizlikten gittikçe rahatsız olmaya başlamıştım artık. Sabırsızca, gözlerimi Ecel'de ayıramadan Miley'e sordum. En ufak bir hareketimde kaçacak diye ödüm kopuyordu.

“Ne? Ne görüyor?”

Miley kendinde emin, soğuk bir sesle, kollarını birbirine kavuşturdu.

 “Menses'i .”

Menses.. Ejder lordu tarafından ilk lanetlenen kadın. Ölü yada diri. Gerçek yada rüya. Ecel’in onunla karşılaşması fikri yüreğimi biri avuçlarına almış ve sıkıyor hissi uyandırıyordu.

“Ona bir şey mi yapıyor? Miley savunmaya geçtiğine göre ona bir şey mi yapıyor? Uyandıracağım.”

“Bir dakika bir dakika.. Menses mi? Şu konuşulan Menses mi? Hani şu bilmem kaç yıllık Menses mi?”

Auxılıum Serisi I; GardiyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin