6.Bölüm

2K 140 12
                                    


6.Bölüm

Üstümdeki ağırlıktan kurtulmamla karşıdaki aynalardan büyük bir ses geldi. Gözlerimi yavaşça açtım her şey hala karanlıktı ama karşıdaki aynaların yarısından çoğu kırılmıştı. Boydan boya aynayla döşenmiş olan duvarın şuan sadece köşelerinde iki tane sağlam ayna vardı. İki üç tanesi kırık geri kalanı ise yoktu. Cam parçacıklarının altında Brad yatıyordu. Yaslandığım duvardan kayarak yere çömeldim. Derin ve hızlı nefes alış verişime hıçkırıklarım karışıyordu. Kollarımı dizlerime doladığımda dizime bir el dokundu.

"Ecel?"

Bu yumuşacık kadife sesin sahibini tanıyordum. Dizeme koyduğu soğuk elleri beni kesinlikle rahatlatmıştı. Ona döndüm. Evet bu Rickard'dı. Endişeliydi. Gözleri dehşet içinde beni süzüyordu. Nasıl olduğumu mu merak ediyordu? Ona doğru eğildim. Yine bekleyemediğim bir hızda bana sarıldı. Beni sevmemesi umurumda değildi. Bundan rahatsız oluyordu şu an muhakkak ama ona gittikçe sokuldum.

Kolumu beline doladım sinesine kafamı yasladım ve ona sıkıca sarıldım. Göz yaşlarım kurumuştu ama hala hıçkırıyordum. Kollarımı gevşetemiyordum sanki Brad oradan kalkacak ve beni Richard'ın kollarından çekip alacaktı. Korkumu anlamış gibiydi bana daha sıkıca sarıldıktan bir süre sonra başımı ellerinin arasına alıp hafifçe kaldırdı. Dokunuşlarıyla bir insan bu kadar huzur verebilir miydi? Gözlerimin içini delip geçiyordu bakışları.

"İyi misin?"

Cevap vermek için ağzımı açtığım sırada ışıklar yandı. Gözlerimi kırpıştırdım. Arkamdaki sesle yerimden sıçradım. Rick yanaklarımdaki ellerinden birini çekip omuza bastırdı sonrada eli aynı korumacı tavırla belime indi. Şimdi arkamda duran kişiye kaşlarını çatmıştı. İçimde bir sevinç kıpırtısı doğdu. Acaba arkamdakine beni korkuttuğu için bozulmuş olabilir miydi? Arkamdaki Micheal'dı . Micheal onun burada ne işi vardı?

"Richard onu buradan çıkarmalıyız. Nabzı iyi ama kesikler.. Kan.."   

Bakışlarımı Richard'dan alıp Brad'a çevirdim.. Richard onu üzerimden çekip salonun diğer ucundaki duvara mı fırlatmıştı?  Ben öylece olanları kavramaya çabalıyorken Rickhard,  Micheal' a yanıt vermeden sorusunu yineledi.

"Ecel iyi misin?"

Micheal sabırsız bir şekilde kıpırdanıyordu.

"O  iyi Rickhard. "

Tıpkı bir moron gibi Micheal'ın dediğini tekrarladım. Ama şu an başka bir şeyler söyleyecek gücüm yoktu.

"Ben iyiyim Rick. "

Adını rüyamdaki gibi kısaltarak söylemek üstelik yüksek sesle söylemek çok.. garipti. Sevmiştim.
İnce tınılı bir ses;
"Tamam ben hallederim. Sen Ecel'i çıkar." dediğinde Rick Minnettar bir sesle ;

"Teşekkürler Angela." Demişti.

Yavaşça ona dayanarak kalktım. Ellerimi hala belinden çekmemiştim. Onunda bir eli belimde diğer eli ise omzumdaydı. Beraber salondan dışarı çıktık. Üniversitenin arka avlusuna çıkıp banklardan birine otururken cebinden kağıt mendil çıkarıp bana uzattı. Mendili alıp oturduğumuzda bir kolu hala belimdeydi. Elimdeki mendille oynamayı bırakıp yüzüne odaklandım. Bu çocuk az önce ne yapmıştı? Güçsüz bir sesle fısıldadım.

"Teşekkür ederim."

Yüzüne merhamet dalgaları yayılırken elini sırtıma yükselti ve sıvazlamaya başladı. Yumuşacık serin dokunuşları kesinlikle rahatlamama sebep oluyordu. Güven duygusu etrafı çevrelerken başımı omzuma dayadım. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Bankta bana döndü ve diğer kolunu da sardı. Kendime hakim olamayıp kokusunun içime dolmasına izin verdim. Tanıdığım parfümlerle alakası bile yoktu bu kokunun. Tamamen kendi kokusunu soluyordum şuan. Çenesini saçlarıma yasladı.

Auxılıum Serisi I; GardiyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin