"Stres yapmana gerek yok Minel. Her şeyi detaylı şekilde bir çok kez konuştuk. Üstesinden geleceğine eminim."

"Farkındayım ama başka biriymiş gibi davranmak benim için zor olacak."

Selen elini elimin üzerine yerleştirerek konuştu.

"Sadece ismin farklı olacak. Sen yine de kendin olabilirsin. O iyi kalpli Minel gibi davranabilirsin."

Selen tanıştığımız günden beri bana her zaman anlayışlı ve sevecen olmuştu. Kendimi istemsiz bir şekilde ona yakın hissediyordum. Bana bu iyi niyetine karşı ben ona aynı şekilde davranamıyordum. Gece ile aralarında ki anlaşmazlık banada yansıyordu. Bazen haksızlık ettiğimi düşünmeden edemiyordum.

"Birazda sen kendinden bahset. Hayatında biri var mı?"

"Aslında uzun zamandan beri yok. 50 yaşında kedileriyle yaşayan bir kadın olmayı hayal ediyorum." dedi gülerek.

"Hadi ama ciddi ol. Cidden yok mu?"

"Ciddiyim biri yok. Ama sevebileceğim biri olmasını isterdim. Bunun olmasına da pek imkan yok açıkçası."

"Niye olmasın sevebileceğin birisi çıkacaktır."

"Benim seveceğim biri olsa da bir geleceğimiz olmayacağı kesin."

"Neden?"

"Annem. Fazla otoriter bir kadın. Özel hayatıma bile karışabilecek kadar."

"Böyle bir sebep beklemiyordum."

Selen kendi kararlarını verebilecek bir yaştaydı. Ayrıca kendisi de pek kararlarına ailesini karıştıracak biri gibi de durmuyordu.

"Annem bazen fazla sahiplenici olabiliyor. Neyse kapatalım bu konuyu." dediğinde bende onayladım.

----

Yolculuk bittiğinde uçak sonunda yer ile buluşabilmişti. Hava çoktan kararmış ama çokta soğumamıştı. Ne sert bir rüzgar ne de bunaltıcı bir sıcak vardı. İniş yaptıktan sonra bizi hazır bekleyen iki siyah minibüse doğru ilerledik. Açıkçası Orhan Akman'ın bu işe önem verdiği belliydi. Bizim için büyük bir hazırlık yaptırmıştı.

Minibüs uzun bir yolcuğun ardından durduğunda şöför tarafından kapı açıldı. Önde Gece indikten sonra bende arkasından indim. Aslında beklediğim bir 5 yıldızlı oteldi. Ama farklı olarak içinde birçok villanın bulunduğu bir siteye giriş yapmıştık. Biz arabadan indiğimizde diğer minibüste gelmişti. Çok sürmeden takım elbiseli bir adam gelmiş bize kendini tanışmıştı.

"Merhabalar efendim. Kıbrıs'a hoşgeldiniz. Sizi burada ağırlamaktan onur duyduk. Lütfen beni takip edin."

Karşımızdaki adam sanki cümlelerini çoktan ezber etmiş gibi sıralamıştı. Emir hiçbir şey demeden adamı izlediğinde bizde peşine takıldık. 4 katlı bir villanın önüne geldiğimizde adam durup bizim için kapıyı açtı. Adam yine ezberlemiş olduğu cümlelerini sıralayacakken Yiğit adamın cebine para sıkıştırarak başımızdan savdı. Ona uyuz olmasam bu hareketi için teşekkür bile edebilirdim. Adam gitmeden önce sanki yeni hatırlamış gibi konuşmaya başladı.

"Bu akşam tüm oyuncular için restoranımızda akşam yemeği düzenlenecek. Bu yemeğe katılıp bizi onurlandırmanızı bekliyoruz."

Biz eve girip salona yerleştikten sonra valizlerimiz içeriye taşındı. Etrafa göz gezdirdiğim de fazlasıyla lüks döşenmiş olduğunu fark ettim. Eşyaların çoğunun kristalden olduğu kesindi. Avizelerden süs eşyalarına kadar her şey parlıyordu. Anlaşılan oyunlardan kazanılan parayı bu evlere yatırıyorlardı. Eşyaları taşıyan görevlilerde evden çıktığında sonunda rahat bir nefes almıştım. Her şey bana göre fazla ciddi ve ağır geliyordu. Özellikle Gece'nin üzerime giydirdiği bu ağır kıyafet 19 olan yaşımı fazlasıyla büyütmeye yetmişti ki zaten amacımızda buydu. Paravan şirketimiz Almanya da bir aile şirketiydi. Zengin köklü bir ailenin kumarbaz çocuklarını oynuyorduk. Aralarında en küçüğü olduğum için bana Yiğit ve Selen'in kız kardeşi olma rolü düşmüştü. Fazlasıyla sinir bozucu olsada Yiğit'le bir şekilde uğraşabilirdim ki işin ucunda Orhan Akman olduğu için Yiğit'in de şansını fazla zorlamayacağını düşünüyordum.

"Akşam yemeğine katılacağız. Oyuncuları orda daha yakından tanıma şansımız olacak. 7'de hepiniz hazır olun."

Emir'in cümlesini Yiğit ve Selen umursamamış gözüküyordu. Gerçi Emir'in de onları pek umursadığı söylenemezdi. Ben başımla onayladıktan sonra Gece de 'Tamam.' demişti. Villada giriş kat salon ve mutfaktan oluşuyorken üst katlarda sadece odalar ve banyolar vardı. Hepimiz için birer oda tahsil edildiği belli oluyordu. Ben valizim ile odaya çıkacağım sıra Emir valizi elimden aldı ve elime bir öpücük kondurdu. Emir bazen fazlasıyla kibar ve romantik olabiliyordu. Aslında bazen değil çoğunlukla böyleydi bal gözlüm. Merdivenleri çıktıktan sonra odalardan birinin kapısını açıp valimizi içeri bıraktı.

"Biraz dinlen uçakta hiç uyumadın. Akşam yemeğinde görüşürüz." diyip burnuma bir öpücük bıraktı.

Emir'in bu hareketini çok seviyordum. Burnumu her öptüğünde sanki içimde yeni bir çiçek açıyor gibi hissediyordum. Öpücükleri kalbimin en derinine işlemiş ve çıkmayı hiç düşünmüyor gibiydi. Zaten bende çıkmasını istemiyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 04, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ALABORAWhere stories live. Discover now