9 Nefret Ettirme Cabaları

67 6 0
                                    

Biriyle aranızda her şey mükemmelken, bir anda nasıl bütün duygular yok olabilir?Haketmediğin bir muamele gördüğünde üzülme. O kişi senin değerini anlamadan göç etmez bu dünyadan.Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın.Bakmayın insanların beni çok sevecek birini arıyorum dediğine büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor!Eğer senden koptuysam bil ki makası sen verdin.!Hislerim kırıldı. Öylesine bosvermisligim üzerimde ki, ne sormaya, ne de dinlemeye isteğim yok. Şöyle bi baktım da, hayatımda kendime dikkat etmemi gerektirecek hiç bir şey yokmuş gibi. Büyüyemedim hala, aklım ermiyor küçük oyunlara. Yüzüme gülüp, kalbimi avuçlarında sıkmalarını bi türlü anlayamıyorum. Bir ton hissini bastirip yokmus gibi davranirsin, bi sesle hepsi açığa çıkar.
   Sabah 8:30 civarıydı alarmımın  sesine uyandım. Gözüm kapalı bir şekilde alarmımı kapatıp kalktım. Ali'nin evli olduğunu beni  kandırdığını hepsini tek tek düşünüyordum. Ali'nin benden vazgeçmesi gerektiğinide biliyordum. Bir planım yoktu henüz kafamda fakat bir şekilde onu kendimden soğutacaktım. Hazırlanmak için yatağındam kalktım. Unuttuğum birşey vardı artık benim bir işim yoktu. Işten ayrılmıştım Amasya'ya giderken. Hemen telefonumu elime alıp eski patronumu aradım ve gelmek istediğimi söyledim. Patronum iyi bir kadındı ve kırmadı beni. Hazırlanıp hemen yola koyuldum. Kuaföre geldiğimde herşey aynıydı fakat eskisi gibi mutlu hissetmiyordum orada. Eski patronumla biraz konuştuktan sonra tekrar işe girememiştim çünkü eski patronum işe çoktan birini almıştı. Bir müşterimiz vardı Devrim adında bir kadın. Daha önceden de çok gelirdi. Ben oradayken bir anda geliverdi ve biraz oturup muhabbet ettikten sonra ben oturduğum yerden kalkarak "Ben gideyim artık"dedim. Tam o sırada Devrim hanım "Canlarımm bak beni tanıyorsunuz ben tekstilde çalışıyorum makinacı olarak. Bize bir eleman lazım ortacılık yapacak.  Tanıdığınız biri var mı?"diye sormuştu. Biraz durakladım düşündüm ve sonra neden olmasın ki dedim.  Zaten bir işimde yok şuan dedim ve hemen atıldım lafa "Ben varım abla. Çalışırım zaten bugün Kader ablanın yanından ayrıldım. İşsizim yani çalışabilirim ben."dedim. "Aaa ayrılmana üzüldüm alışmıştık sana. Ne oldu kız Kader kovdunmu kızı yoksa."dedi Devrim muzip bir şekilde. "Yok be tatlım. Amasya ya gideceğim dedi sonra gitti. Ben elemansız kalamam biliyorsun bu işleri. Eleman alınca da aldığım kıza git diyemem ama iki elemanda fazla gelir bana burası mahalle kuaförü."dedi Kader. "Doğru haklısın canım.  Hadi o zaman Ecrin gel seni bizim atölyeye götüreyim tanış hepsiyle ben götürürsem muhakkak alırlar zaten işe.  Sen bu işi oldu bil hayatım. "Dedi Devrim mutlu bir şekilde. Atölye küçük bir yerdi.  4 erkek 5 kız çalışıyorlardı. Devrim atölyenin ortağı kadar sevilip sayılıyordu. Anlaşmıştık ve Vedat bey beni işe almıştı.
     Günler haftalar derken ben işi epeyi kapmıştım. Devrim artık makinayı öğretiyordu bana. Vedat bey de sağ olsun bayağı ilgiliydi bana karşı. Çok iyi bir adamdı.Çok yoruluyordum bu işte. Hatta bazen geceleri çalışıp mesai yapıp sabahladığımız dönemler oluyordu. Fakat kafamı dağıtmam için çok iyiydi bu durum. Zaten hayatla ilgimi kesmiştim adeta. Ali ile yaşananlar canımı çok sıkıyordu. Ali hala vazgeçmemişti, beni arıyor, mesajlar atıyordu. Neyse ki yeni iş yerimi bilmiyordu gelemezdi buraya. Ali ile devam edemezdim fakat peşimi de bırakmıyordu. Ondan kurtulmamın tek yolu ise onu kendimden bir şekilde soğutmaktı. Saat öğlen bir de yemek arası vermiştik. Ali hala arıyor dur durak bilmiyordu. Canım çok acıyordu, ondan uzak olmak benim için de kolay değildi fakat bunu yapmam gerekiyordu. Telefonu açtım ve ''Yine neden arıyorsun?'' dedim. ''Seni görmek istiyorum. Senden vageçmeyi düşünmüyorum. Nefes alamıyorum resmen Ecrin , yapma böyle lütfen.'' diyordu birde utanmadan. ''Bak Ali ne istiyorsun bilmiyorum ama şuan  ikimiz için de doğru olan şey bu ilişkiyi bitirmek ve devam etmemek. Unut beni, sen bana her dokunduğunda beni kirletiyorsun ve ben senin o masum eşine ihanet ediyorum böyle'' dedim gayet sakin bir şekilde. '' Ecrin benim askere gitmem gerekiyor ve yakın bir zaman da askere gideceğim. Sana çok ihtiyacım var lütfen konuşalım son bir kez'' dedi. ''peki'' dedim bir anda ne yapıyordum ben!
    Yine klasik simit sarayında Ali'yi bekliyordum. Bekledim bekledim, tam kırk beş dakika bekledim ama bir türlü gelemedi. Tam umudu kesmiş çantamı aldım gidiyordum ki, korku içinde ki yüzü ve üzerindeki beyaz gömleğinde kan lekeleri olan, bir kaşı kanayan Ali'yi gördüm karşımda. Hemen yanına koştum ''Neler oldu böyle sana? N'oldu?'' dedim çok korkmuştum. ''İyiyim güzel gözlüm kaza yaptım gelirken orayı öylece bırakıp sana yetişebilmek için bu halde geldim. Seninle konuşmam gerekti çünkü. Telefonumda arabada kaldı. Haber de veremedim. Ben iyiyim otur konuşalım biraz.'' diyordu Ali sanki hiç canı acımıyormuş gibi. ''Ne diyorsun sen aptal! Gömleğin, yüzün ne halde farkında mısın sen? Nasıl iyisin böyle?'' dedim ve ona öyle bir sarıldım ki, çok korkmuştum ona bir şey olursa yaşayamayacağımı anladım o an. ''iyiyim ben Ecrin otur konuşalım. Ben askere gitmeye karar verdim. Senden tek istediğim şey ise beni orada yalnız bırakma yalvarırım. Senden uzakta olucağım zaten bir de seni kaybetmeyeyim.''dedi ellerimi sıkıca tutarak. O an onu kendimden nasıl soğutacağımı bulmuştum. Evet belki çok adice olacaktı fakat buna mecburdum. ''Tamam nefesim merak etme seni bekleyeceğim. Dememi mi bekliyorsun Ali sen? Bak senin bir karın ve bir kızın var seni bekleyecek olan onlar ben senin hiçbirşeyinim''dedim.''Ecrin sen benim hayatımın tam orta noktasısın. Ben sensiz bu dünyayı istemiyorum. Bunu neden anlamıyorsun. Evet sana yalanlar söyledim fakat seni kaybetmemek için mecburdum.''diyordu hala. Belli ki Ali vazgeçmeyecekti ve benim artık oyunuma başlama vaktim gelmişti. Bunu düşünerek ''Tamam canım sen askere gideceksin. Ben senin hep yanında olucağım. Merak etme tamam mı. Şimdi eve geçmem gerek yeterince yorgunum.'' dedim.''Biliyordum seninde benden vazgeçmeyeceğini biliyordum. Çünkü senin o temiz kalbin buna izin vermez.''dedi ve bana sarıldı. Mecburdum şuan böyle davranmam gerekiyordu. Yalancı bir tebessüm saçtım o anda. Önce hastahaneye geçip Ali'nin kaşına pansuman yaptırıp sonrasında eve geçtik. Sanki her şey düzelmiş gibi davranıyordum, bu çok kötüydü fakat yapmam gerekiyordu. Haftalarca hiç bir şey yokmuş gibi davrandım. Fakat her akşam kafamı yastığa koyduğum o anda vicdan olarak ölüyordum. Ali'nin bir başkasının koynunda uyuması daha da fazlasıyla canımı yakıyordu. Günler haftalar derken Ali ile 1 seneyi devirdik. Ali askere gidecekti, gidiş günü bile belli olmuştu. Ben ise oyunumu bir bir kusursuz bir şekilde devam ettiriyordum neyse ki Ali askere gittiğinde bu oyun bitecekti az kalmıştı. Sadece bir hafta sonra Ali askere gidecekti ve ben hain olan planımı uygulayacaktım. Benim de canım acıyordu elbette ki. Bu oyunu yapmayı çok istememiştim fakat bunu yapmazsam Ali benden hiç bir zaman gitmeyecek ve bu günaha vebale beni de dahil edecekti. Ben eşinin günahını vebalini en çokta kızının günahını almak istemiyordum.
    Ali yarın sabah askere gidecekti ve onu otogarda uğurlayacak kimse olmayacaktı. Aklım almıyordu bir anne, baba, abi en önemlisi de eşin askere giden birini neden uğurlamazlar. Her zaman ki gibi koş Ecrin. Sabah erkenden kalktım saat 7.45 te kalkmıştım. 9.00 da Ali'nin otobüsü vardı Ankara'ya gidecekti askerliğe. Sabah Ali ile buluştum ve onunla otogara gittim. Oyunum başlamıştı artık o andan itibaren. Otobüse binerken bana sarılmak istedi ve geri çekildim. ''Neler oluyor Ecrin. Sarılmayacak mısın bana?'' diye sordu şaşırmıştı belli. Geri adım attım ve kafamı sağa sola sallayarak ''hayır''dedim. ''Saçmalama Ecrin gidiyorum farkında mısın? Gel buraya lütfen sarılıcam sana.''dedi üzgün bir ses tonuyla. Bana doğru geldi ve onu iterek ''Yeter buraya kadardı. Ben görevimi yaptım.''dedim.''Ne demek bu şimdi Ecrin''dedi.Otobüs kalkmak üzereydi ve ben hiç bir şey demeden arkamı döndüm ve yürüdüm.Peşimden gelemeyeceğini biliyordum çünkü otobüsü kakmak üzereydi. Kalbim acıyordu benim için de hiç kolay değildi, sevdiğim adama dokunamıyordum. Lanet olsun çok acı çekiyordum. Dayanamadım ve yürüdüğüm o yerleri koşarak Ali'nin bindiği otobüs hareket etmeden yakalayıp otobüse bindim ve Ali'ye doğru koşup sımsıkı sarıldım ve sarılmamın karşılığını vererek Ali de bana sımsıkı sarılmıştı. Son kez kokusunu içime çektim. Çünkü biliyordum son kez kokusunu bu kadar yakından alabilecektim. Gözlerimden düşen yaşlara engel olamadım. ''Ali seni çok sevdim bunu unutma .'' dedim.
    Ali gittiğinden beri tam üç hafta olmuştu. Ankara kodlu numara beni arıyordu sürekli biliyordum arayan Ali'ydi ve o telefonlara  hiç cevap vermedim.O gittiğinde kendimi çok yalnız hissetmiştim. İçim her zamankinden daha fazla acıyordu. Fakat böyle olması gerekiyordu. Telefonum çaldı ve normal cep numarası olduğu için açtım ''Efendim'' dedim. ''Sen n'apıyosun lan! Sen beni öldürecek misin! Lanet olsun sana burası zaten çok başka bir psikoloji ve senin bana yaptığına bak!'' diye sitemler ediyordu karşımdaki Ali'ydi. Ne diyeceğimi bilemedim çok haklıydı bana böyle sitem etmekte. Çok ergen bir tavırla ''Pardon tanıyamadım kimsiniz?'' dedim. ''Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın Ecrin burada bana bunu yaşattın ya daha ne diyeyim sana ben.'' dedi hüzünlü bir ses ile ve telefonu suratıma kapattı. Telefonu kapattıktan sonra kendimi iğrenç bir insan gibi hissettim. Gözyaşlarıma engel olamadım. O sırada annem ağlama sesime yanıma geldi. ''Ah be kızım bir kurumadı senin şu göz yaşın. Yapma be yavrum yazık sana kuzum ben sana kıyamam annem.'' dedi. Annemin omzuna kapanıp bağıra bağıra ağladım. O halsizlikle nasıl uyuduğumu hatırlamıyordum. 
    Ali'den beş aydır haber yoktu. Nasıl durabilmişti beni aramadan sormadan. Hadi ben mecburdum peki ya o nasıl durdurmuştu kendini. Belli ki benden vazgeçmişti. Bende biraz da olsa toparlanmıştım. O beş ay içerisinde Amasya'lı biriyle tanışmıştım. Adı Ahmet 21 yaşında işletme okuyan sarışın mavi gözlü biriyle. Fakat Ali'yi kalbimden,beynimden atamadığım için Ahmet'e karşı hiç bir şey hissetmiyordum. İşin yorucu temposu, geç çıkmalar, mesailer derken kendime ayıracak vaktim bile yokken Ahmet'e zaten vakit ayıramazdım. Ahmet bir gün bana ''Ecrin diyorum ki sen ve ben olabilir miyiz sence?'' diye sordu. Ben şaşırmış bir şekilde ''Böyle birşey olamaz çünkü biliyorsun ki aklım ve kalbim Ali'yle dolu. Seni kırmak üzmek istemem fakat Ali'yi hala çok seviyorum. Bir başkasını severken de sana umut veremem bana yakışmaz.'' dedim. '' Neden öyle düşünüyorsun izin ver bana ben unutturacağım sana onu.'' diyordu vazgeçmeden. ''Ahmet özür dilerim duygularına karşılık veremem. Seni kırmak üzmek istemem ama yapamam.'' dedim. ''Peki Ecrin konuşmayı burada kapatıyorum ama iyi düşün lütfen.''dedi. Annem ve ablama Ahmet'i anlattığımda ikisi de dene belki gerçekten unutturur sana olanları diyorlardı. Fakat ben Ali'yi unutamazdım ki. 
     Saat akşam üzeri 8 e 10 vardı on dakika sonra paydos olacaktı. Çok yorulmuştum eve gidip duş alıp hemen uyumak istiyordum. İşten çıktım eve doğru yürüyordum. Evimin olduğu sokağa döndüğüm an resmen başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Elim ayağım boşaldı, karşımda duran Ali'ydi.''A-aa-li'' dedim kekeleyerek. ''Ali ya, bıraktığın Ali.''dedi bana çok kızgın olduğu belli oluyordu.''Ne işin var senin burada? Asker de değil miydin sen?''dedim. Neden korkuyordum ondan.''Hep orada mı kalacaktım Ecrin hanım.''dedi beni arkamda duran binaya yaslayarak. Ağlıyordum yine bunu yapmak istemiyordum fakat elimde değildi. Ali karşımda ağlıyordu ve oldukça sinirliydi. ''Bekleyemedin dimi lan beni? Yazıkla olsun sana.'' dedi.''Ne sanıyordun seni sevdiğimi mi? Evet beklemedim tabi birde senin gibi iğrenç bir insanı mı bekleyecektim. Oyun bitti Ali , senin karşında o küçük masum Ecrin yok. Hatta seni beklemedim hayatımda biri bile var yeter artık sende benden vazgeç. Nasıl yaptım ama en bana muhtaç olduğun yerde nasıl terk ettim seni.''diyerek kahkaha attım oysa gözümden yaşlar dökülüyordu.Bu sözleri söylerken canım çok acımıştı, onu hala çok seviyordum. Bir kez sarılabilsem keşke, ama yapamam. ''Aaahhh lanet olsunnnn!'' diyerek bir sinirle bana savurduğu sandığım ve gözlerimi korkudan sıkıca yumduğum o anda yumruğu binanın duvarına attı. ''Hiç bir şeye değmezsin sen.Orada nöbetteyken kaç kez senin yüzünden kafama silahı dayayıp geri çektim biliyor msun sen? Eğer ki kızım olmasaydı Allah şahidim dağıtırdım oracıkta beynimi. Sen bana acıların en büyüğünü yaşattın Ecrin. Ben seni çok sevmiştim.Bunun devamı gelecek şimdi gidiyorum yakında yine bulurum seni merak etme .'' dedi ve ardına bakmadan gitti.

  Yatağıma yattığımda sanki bütün yorgunluğum gitmiş Ali girmişti hafızama. Hala çok seviyordum onu. Benden vazgeçmesi gerekiyordu, ben onu kalbimde yaşatıcam fakat bitmesi gerekiyordu. mesaj sesiyle düşüncelerden sıyrıldım. Ali'dir diye düşünüp hemen telefonumu elime alıp mesajı açtım , fakat mesaj Ahmet'ten ''uyudun mu?'' yazıyordu. ''hayır henüz değil aslında pek iyi değilim konuşabilir miyiz?'' yazıp gönderdim neden böyle bir şey yaptığımı bilmeden.hemen bir mesaj daha  ''Yanına gelmemi ister misin?'' yazıyordu. ''Hayır şuan zaten çıkamam sabah kahvaltı edelim istersen o arada konuşuruz olur mu?'' yazıp gönderdim. ''tamamdır sabah kaçta alayım seni'' yazmıştı benimle ne kadar da ilgileniyordu. ''7.30 iyidir'' yazıp yolladım ve uyudum. Sabah kahvaltıya gittiğimizde olanları Ahmet'e anlatmıştım. Ne kadar üzüldüğümü, onu hala ne kadar sevdiğimi. Ahmet ''Bana artık bir şans ver lütfen. Sana unutturacağım diyorum.''diyordu hala vazgeçmeden. Annemin ve ablamın söylediklerini düşünmüştüm. Sonrasında Ahmet'e ''Tamam ama beni zorlama olur mu çünkü ben hala Ali'yi seviyorum unutturabileceğini düşünmüyorum ama mantığımla ilerlemek istiyorum.''dedim. Ahmet'te bunu anlayışla karşıladı.Kahvaltımızı ettikten sonra beni işe bırakacaktı Ahmet. Tam arabaya binecekken arkamdan bir el omzuma dokundu. ''eyvah! kesin abimlerden biri.'' dedim içimden. Arkamı döndüm ve karşımda duran kişi Ali'ydi. Ahmet ''Ne oluyor kardeşim'' dedi sakin bir şekilde.''Kızım sen ne iğrenç bir insan çıktın ya. Benim izinden gitmemi bekleseydin keşke. Yeni sevgilinde bu lavuk mu?''dedi Ali çok sinirliydi. Bu kelimeleri hakettiğimi hiç düşünmüyordum. ''Sen ne diyorsun ya. Düzgün konuş saygılı ol''dedi Ahmet Ali'ye doğru yürüyerek. ''Yeter susun lütfen yeter. Ali git buradan, bitti sn ve ben diye bir şey yok. Madem iğrenç bir insanım hadi git buradan.Ahmet hadi bin arabaya gidelim.''dedim bayağı gerilmiştim. Ali ''Sen benimle geliyorsun.'' dedi kolumdan tutup çekerek.''Hoop kardeşim orada dur o kız şuan bana emanet hiç bir yere götüremezsin sen onu.''dedi Ahmet. Ali Ahmet'in yüzüne bir an sinirle yumruk atarak küfürler yağdırdı. Onları ayırmak için çok çabaladım. İnsanlar o kadar duyarsızdı ki. Kimse gelip ayırmak istemedi bile. Sonunda başarıp ikisine ayırmıştım. ''Çocuk musunuz siz? Yeter Ali defol git, nereye gelsen hep bir sorun yaratıyorsun yeter beni de Ahmet'ide rahat bırak artık ben Ahmet'leyim. Biz diye bir şey yok kabullen artık.'' dedim siniri bir şekilde Ali'yi iterek. ''Gidiyorum peki gidiyorum senden vazgeçtim güzel gözlüm.'' dedi Ali buruk bir şekilde. O gitmeden ben Ahmet'in arabasına bindim ve her ikisine de bakmadım sabit bir şekilde durdum. Ahmet arabaya binip, arabayı çalıştırdığında Ali'nin bana baktığını farkedebiliyordum. Canım acıyordu , fakat böyle olması gerekiyordu.
     

15 Yaşım Where stories live. Discover now