6 merakla bekleyiş

107 13 0
                                    

Gözlerimi açtığımda üzerimde anlamadığım bir yorgunluk vardı. Telefonuma bir göz attım. Bugün 14 Şubat yani sevgililer günüydü. Bugüne özel güzel hazırlıklar yapmıştım. Ama ne yazık ki kuaföre geçmem ve bugün çalışmam gerekiyordu. Hemen akşamdan hazırladığım kıyafetleri giyindim ve aynaya son kez baktım. Saçlarım güzel görünüyordu sıcak çikolata renginde olan saçlarım dümdüz çok güzel görünüyordu. Gözüme yaptığım çok hafif bir makyajla saçlarım ve kıyafetim çok hoş durmuştu. Evden çıktım ve kuaföre doğru yürüdüm. Saat 12 olmuştu neredeyse ama Ali'den hâlâ ne bir mesaj ne bir arama yoktu. Tedirgin olmuştum Ali bu kadar sessiz kalmazdı. Hemen telefonu elinem aldım. Rehberden bulmaya hiç çalışmadan ezbere bildiğim numarasını çevirip arama tuşuna bastım. Ulaşılmıyordu. Neler oluyordu böyle?İyice tedirgin olmuştum. Defalarca arıyordum ve duyduğum 'aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor' sesi beni çıldırtıyordu. Akşama kadar aramaya devam etmiştim. Fakat hep aynı sonuçla karşılaşıyordum, ulaşılamıyordu.  Ali'ye birsey olduğunu düşünmeye başlamıştım. Bir anda gözlerim doldu. Gözündem yaşlar akarken, Ali'ye birsey olursa yaşayamayacağımı düşündüm. Bütün gece aramaya devam etmiştim. Fakat hâlâ ulaşılamıyordu.
Alarmım çaldığında, gözlerimi açar açmaz bir hışımla yastığın altına koyduğum telefonumu elime aldım. Telefonun ekranına baktığımda kendimi çok kötü hissetmiştim. Arama veya mesaj yoktu. Hep "son bir kez arayacağım yine kapalıysa bir daha asla aramayacağım."dedi kendimden emin bir kararla. Aradığımda yine ulaşılamıyordu. Ağlamak istemiyordum o nedenle hemen kalkıp hazırlandım ve işe gitmek için yola koyuldum. Her ne kadar aramayacağım dediysem de işe giderken bir çok defa aradım. Kuaförü açacağım zaman aklıma Ali'yi ilk orada görüşüm gelmişti. Ne kadar güzeldi o zaman herşey. Ali henüz bir gündür ortada yoktu ama ona çok alışmıştım. Onsuz günlerim geçmiyor, onun sesini duymadığım zaman hayat tamamen durmuş gibi hissediyordum. Korkuyordum, Ali beni bırakıp gitmiş miydi? Ama gitseydi bana bir vedayı çok mu görürdü? Acaba benim  geçmişinden mi kaçmıştı? Bunlara düşündükçe gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. Kuaförü açıp içeri girdim. Etrafı biraz toparladıktan sonra bir şeyler izlemek için televizyonu açtım. Biraz bakındıktan sonra müzik kanalı açmaya karar verdim. Şarkılar sanki şuanda hep bana yazılmış gibi hissediyordum. Tekrar Ali'yi aramak istedim ve aradım. Fakat sonuç yine aynıydı. Telefonu elimden masaya sinirle koyarak, aynanın karşısına geçtim. Aynadaki yansımama bakarken "bıraktı işte seni. Artık sevmiyor. Belki de hiç sevmedi. Sevdiğini düşündün, evet sana iyi geldi ama artık yok buna alışmalısın."dedi gözyaşları süzülürken. Telefonum çaldı. Kalbim ağzıma gelecekti sanki. Hemen telefonuma doğru koştu. Telefonu elime aldığımda daha fazla ağlamaya başlamıştım. Arayan Ali değil ablam Defne'ydi. Telefonu ağlayarak açtım "abla"dedim hıçkırıklarımı gizlemeye çalışarak. "Ecrin neyin var ablacım. Ne oldu? Neden ağlıyorsun?"diyordu ablam telaşlı sesiyle. "Abla kafayı yemek üzereyim. Dün sabahtan beri Ali'ye ulaşamıyorum. Ona bişey oldu diye çok korkuyorum. Neredeyse her dakika arıyorum ama kapalı."dedim ağlayarak. "Ablacım dur bir sakin ol. Bi işi vardır belki telefonu bozulmuştur."dedi ablam. "Abla telefonu bozulsa buraya gelebilirdi. Ben ondan hiç bu kadar ayrı kalmamıştım. Nefes alamıyorum sanki abla. Beni bırakıp gitti kesin."dedim ağlamamı susturamayarak. "Olmaz öyle şey ablacım. Bir arkadaşı falan yok mu onu arasan?" Defne'nin söylediği şey çok mantıklıydı. Bunu nasıl düşünememiştim. "Ben bunu nasıl düşünemedim. Enes var tabi. Abla kapatıyorum seni ararım sonra."dedim. Hemen rehberimde Enes'i bulup aradım. Neyse ki Ali bir defasında beni telefonu evde kaldığı için Enes'ten aramış ve bende numarayı kayıt etmiştim. Telefon uzunca bir süre çaldıktan sonra "efendim" sesiyle heyecanlanmıştım. "Merhaba , Ecrin ben Ali'nin kız arkadaşı."dedi lafa tam devam edecektim ki Enes "He evet şu meşhur Ecrin."dedi. Ne demek istediğini tam anlamıyla anlayamasam da "Enes Ali'ye ulaşamıyorum dünden beri ortada yok. Haberin var mı? Onu çok merak ediyorum."dedim. "Ecrin bu sabah yanına uğradım. Yeni uyanmış kahvaltı ediyordu. Benden bu kadar bil."dedi Enes. Ben ağlamamak için direniyordum. "Tamam Enes teşekkür ederim."dedim ve telefonu kapattım. Ağlamaktan helak olmuştum adeta. Biran "demek ki istemiyor beni. Bitirmiş, aklına bile gelmiyorum. Ben burada ona bir şey mi oldu diye telaşlanırken, o güzelce kahvaltısını yapıyor."diye söylendim.
Çıkma saatim yaklaşıyordum. Enes ile konuştuktan sonra Ali'yi hiç aramamıştım. Ali sevgililer gününde beni yalnız bırakmıştı. Hayatında başka biri olduğunu ve sevgililer gününü onunla geçirdiğini düşünüyordum. Kuaförü kapatacaktım, tam o sırada Ali kapıdan içeri girdi. Ben kıpkırmızı gözlerimle yanına doğru gittim. Ağlayarak defalarca Ali'nin göğsüne yumruklar savurdum. "Neredesin Ali sen. Aklım çıkıyordu. Sana bir şey oldu sandım."dedim sinirle. "Buradayım, geldim işte. Telefonum bozuldu."dedi Ali gözlerini kaçırarak.Benden gözlerini kaçırması normal değildi. Ali benim gözlerimin içine bakmadan asla konuşmazdı, biraz geri çekildim. Ali'nin gözlerinin içine bakarak. "Dün sevgililer günüydü ve sen yoktun. Defalarca aradım. Neredeyse iki gündür yoksun. Ne haldeyim biliyor musun? Hep böyle gidecek misin?"dedim bağırarak. Ali kafasını yere eğerek "Özür dilerim. Sana haber vermem gerekiyordu. Ama evden çıkamadım hiç."dedi. "Neden Ali neden? En azından bir mesaj atsaydın bir yerden , ben iyiyim diye. Ben iki gündür yemek bile yiyemiyorum. Senin o kahvaltı nasıl boğazından geçti?"dedim , saçlarımı geriye atarak. "Ecrin dışarı çıkalım mı? Buradan bir çıkalım konuşuruz."dedi Ali. "Olmaz, burada konuşacağız. Sen bana benden gizlediğin herşeyi anlatacaksın."dedim sinirli bir şekilde. "Olmaz Ecrin. Dışarıda konuşacağız."dedi. "Ali ben kendimi en kötüsüne hazırladım. Bana herşeyi anlat hadi."dedim Ali'nin kolunu tutarak. "Olmaz Ecrin yapamam."dedi Ali boğuk sesiyle. "En kötü ne olabilir ki Ali? Bir çocuğun mu var ? Başka bir sevgilin mi var? Beni istemiyor musun? Ne , ne ?"diye sorular savuruyordum, gözümden yaşlar süzülürken. Ali susuyordu başını yere doğru eğiyor ve konuşmuyordu.

15 Yaşım Where stories live. Discover now