2.Bölüm

177 11 2
                                    

 

  Okula gitmek benim için tam anlamıyla bir işkenceydi. Ne derslerde iyiydim ne de arkadaşım vardı. Okula neden gittiğimi bile bilmiyordum, okula gitmek yerine daha fazla pratik yapıp annemi öldüren kurtları bulup onlardan intikam almak istiyordum ama teyzemle bu konu hakkında her zaman tartışıyorduk. O bana her zaman asla intikam almaya ve annemi öldüren kişileri bulmaya çalışmamamı söylüyordu. Konu kapansın diye ona tamam demiştim ama o zamandan beri annemi öldürenleri bulmak için araştırma yapıyordum ve her geçen gün daha da güçlendiğimi hissedebiliyordum. Beni annemden ayıranlar cehennemi boylayacaktı bundan emindim. Çünkü sahip olduğum tek aile annemdi. Annemin söylediğine göre babam ben küçükken bizi terketmiş ama annem her zaman bana babamın beni ne kadar çok sevdiğini anlatıp dururdu. Buna inanmak oldukça zordu beni terkedip gittiğini varsayarsak.

  Her neyse okuldan her ne kadar nefret etsemde işte burda matematik dersinin sınıfında Bay Walt’ın anlattığı saçmalıkları dinliyormuş gibi gözükmeye çalışıyordum. Gerçekte olansa tahtaya yazdıklarından hiçbir şey anlamadığımdı. Cam kenarına oturduğumdan Bay Walt tahtaya birşeyler yazmak için arkasını dönünce dışarıyı seyretmeye başladım. Bahçede ders saati olduğundan ve hava yağmurlu olduğundan kimse yoktu.Cama yansıyan görüntüm gözüme çarptı. Sarı saçlarımı dağınık bir şekilde açık bırakmıştım yüzümde makyaj olmadığı için diğer kızlara nazaran soluk görünüyordum ve soluk yüzümde mavi-gri tonlarındaki gözlerim adeta parlıyordu. Makyaj yapmayı daha önce teyzem birkaç kere denemiş olsada suratımda bir sürü şeyin olması beni rahatsız ettiğinden 15 dakika sonra hepsini silmiştim ki teyzemde o olaydan sonra bir daha yüzüme birşeyler yapmaya kalkışmadı. Hey ben bir kurt kızdım ve cildim bana yeterince iyi geliyordu ayrıca kendimi kime beğendirmeye çalışıyordum ki.Bu okulda hoşlandığım tek bir insan bile yoktu onlarında benden hoşlandığını pek sanmıyorum. Okula ilk başladığım zamanlar birkaç aptal çocuk benimle flört edip aklın sıra beni yataklarına atacaklarını sanıyorlardı ki onların birkaç yerlerini “yanlışlıkla” kırarak veya inciterek onların aklından bu fikri çıkartmıştım.

  Son dersin zili yani matematik dersinin bittiğinin işareti olan kurtuluş müziği çalınca herkesten önce kalkarak bu lanet olası okulu terkettim.

   Eve geldiğimde teyzem yine mutfakta yemek yapmaya çalışıyordu ona bu işte hiç olmadığını söylemek istiyordum ama duygularını incitmeden bunu nasıl yapabileceğimi bilmiyordum. Aslında o da çok fazla yemek pişirmezdi ancak özel günlerde ya da bana önemli bir şey söyleyeceği zaman onun iğrenç yemeklerine maruz kalırdım. Çantamı kapının yanına bırakarak yanına gittim.

“Hoş geldin Daisy. Okul nasıldı bugün?” fırından çıkardığı yarısı yanmış tavuğu masaya koyarak yarım kalmış adını salata koyduğu şeyi yapmaya devam etti. “İyiydi. Her zamanki gibi işte” yani cehennem gibi. Tabi bunu ona söylememiştim. “Harika bugn ikimiz için yemek yaptım umarım beğenirsin” derken sesi oldukça heycan verici ve umutla doluydu. Yüzümü ekşiltip beni görmediği için kendimi öldürüyormuş gibi yaptım tam o sırada arkasını döndü ve bana tuhaf tuhaf baktı bense şapşalca ona sırıttım. “Yemek için sabırsızlanıyorum” dedim umarım sesimdeki yapmacıklığı farketmemiştir. Farketmemiş olmalıkı yüzü daha fazla aydınlandı. “Ozaman bana masayı hazırlamakta yardım et de çabuk yiyelim.” Tanrım bu akşamda aç uyuyacaktım. O kadar antreman ve okuldan sonra kurt bir kızın doğru düzgün beslenmesi gerekiyordu ama sesimi çıkarmadan tabakları bardakları ve çatal kaşıkları yerleştirmesinde yardım ettim. Yemek tamamen hazır olduğunda ikimizde masaya oturduk. O bana tavuk parçalayıp tabağıma koyduğunda tavuğa acı acı bakıyordum. Zavallı tavuk başına böyle bir şeyin geleceğini bilseydi asla ölmek istemezdi. Kendisinede yemek koyup bana döndü.”Ee başlamayacak mısın?” dedi ona hafifçe gülümseyerek acı çekercesine çatalım ve bıçağıma uzandım ve bi dilimi ağzıma tıktım. Eğer çiğnemeden yutarsam belki daha az acı çekerdim diye düşünüp tavuğu bi iki kere çiğneyip yuttum. Teyzem bana beklentiyle bakıyordu. “mmm harika olmuş” diyerek zorla gülümsedim. Teyzem kafasını yana yatırıp gözlerini kısarak beni süzdü. “Biliyormusun Daisy sen gerçekten iyi bir kalbi olan berbat bir yalancısın. Yemeğin berbat olduğunu biliyorum” ona sinirli sinirli baktım. “Madem öyle beni yemeğe neden zorluyorsun?” kahkaha atmaya başladı.”Ah ne diyebilirim ki sana işkence etmek hoşuma gidiyor. Pekala bu bi şakaydı sana işkence etmek hoşuma gitmiyor sadece bu “yemeklerin harika” oyununu ne kadar sürdürebilirsin onu deniyordum” Tam sözünü bitirdiğinde ben daha birşeyler söyleyemeden kapı çaldı.”Tam zamanında” deyip ayağa kalktı. Bu saatte kimi beklediğimizi merak ediyordum.Kapıda kısa bir süre birisiyle konuşup tekrar masaya geldi ama bu sefer elinde iki kutu pizza taşıyordu. “İşte gerçek yemeğimiz” deyip bir kutuyu bana uzattı. Tavuğu yemekten kurtulduğum için oldukça mutluydum. Yemeğimizi sessizlik içinde yedik ben tam masadakileri kaldırmak için ayağa kalkarken teyzem beni kolumdan tutup yerime geri oturttu.”Dinle Daisy seninle konuşmam gereken bir konu var” Oldukça ciddi görünüyordu. Ne olduğunu merak etmiştim. Sesimi çıkarmadan onun konuşmasını bekledim. “Biliyorsun burada uzun zamandır yaşıyoruz ama artık burada daha fazla kalamayız.” Burada bu kasabada sevdiğim geride bırakacağım pek bir şey olmayacaktı yani buradan uzaklaşmamız benim için sorun değildi sadece nedenini merak etmiştim ve nereye gideceğimizi. “Neden taşınıyoruz ve nereye taşınıyoruz?” diyerek kafamdaki soruları direk teyzeme yöneltmiştim. “Bu biraz karışık. Uzun zamandır görmediğim birinin yanına gidiyoruz yani anneannenin. Ve onun sürüsüne katılacağız tabi sürünün alfası bizi kabul ederse etmemesi için bir neden göremiyorum ama uzun zamandır bir sürüye ait yaşam sürmemiştim ve sende sürmedin bu yüzden bu biraz daha farklı olacak.” Annemin daha önce ne teyzemden ne de anneannemden bahsettiğini duymuştum. Teyzemi annemin öldüğü gece tanımıştım anneannemi ise daha önce hiç görmemiştim. Teyzem ondan sadece bir kere bahsetmişti ve bahsettiğindede son söylediği şey bu konuyu bir daha açmamak olmuştu. Onları böyle ayıran şeyin ne olduğunu merak etmiştim ve tekrar neden bunca zaman sonra onun yanına gittiğimizide anlamıyordum. Teyzem aklımı okumuş gibi kaldığı yerden sözüne devam etti. “Nedenine gelirsek birkaç hafta sonra Daisy 18 yaşına gireceksin ve bunca zamandır ortaya çıkmasını engellediğin kurt dışarı çıkmak için sana büyük bir baskı uygulayacak ve muhtemelen o kazanacak. Bunun olmasını erteleyebileceğimiz kadar ertelemeye çalışacağız ama bana kalırsa şimdiden olmaya başlıyor bile içindeki kurt dışarı çıkmak özgür olmak istiyor bu yüzden her geçen gün daha da güçleniyorsun ve kontolü kaybediyorsun. Bir gün dönüşeceksin ve ben o gün neler olacağını tahmin edemediğimden ve dönüştüğünde olacak olanlardan koktuğum için tek başıma mücadele edemeyeceğimize karar verdim ve eski sürüme sürümüze geri dönme kararı aldım.” Cümlesini bitirdiğinde derin bir nefes aldım. Bir gün bunun olacağını biliyordum ama bu kadar yakında olabileceğini düşünmemiştim buna hazır olup olmadığımı bilmiyordum. Eğer kurda dönüşürsem herkez benim diğerlerinden farklı olduğumu beyaz kurt olduğumu öğrenecekti ve güçlerimden faydalanmak için herşeyi yapacaklardı. Bu yüzden kendimi korumak için eğitim alıyordum. Gittiğimiz yerdeki insanlara nasıl güvenecektim? nasıl yardım isteyecektim? Herkes beni dış görünüşümden dolayı oldukça güçsüz sıska bir kız olarak görüyordu bende böyle düşünmelerini istiyordum ama bu artık çok uzun sürmeyecekti. Korkmaya başlamıştım.Teyzem masanın altından elime uzanıp elimi tuttu. “Korktuğunu biliyorum Daisy ama sen güçlü birisin ve yapabileceğin başarabileceğin bir çok şey var sen olağanüstüsün. Ben her zaman yanında olacağım ve eğer ben birine güvenebileceğini söylüyorsam onlara kesinlikle güvenebilirsin” ona baktım bana doğruyu söylüyordu. “Ozaman sen neden orayı terkettin?” derin bir iç çekti. “Benimkisi çok saçma bir olaydan ibaretti hayatım hepsi bu” derken gözlerinden bir an için acının yansımasını gördüm ve bunu daha fazla üstelememem gerektiğini farkettim.Kendimi toparlayıp cesur biri gibi davranmaya karar verdim. “Pekala ne zaman taşınıyoruz?” dedim . “Bu haftasonu umarım bir planın yoktur” deyip koluma yavaşça vurdu ve pispis sırıttı. Hiç arkadaşım olmadığını ve bir planımında olmadığını gayet iyi biliyordu. Gözlerimi devirdim. “Yani iki gün sonra” başını evet anlamında salladı. Masadakilerin bir kaçını elime alarak üzülmüş gibi yaptım. “Ah tanrım okulumu cidden çok özleyeceğim” dramatik bir şekilde söylmiştim ve teyzemin buna kanmadığı oldukça belliydi. “Gerçekten berbat bir yalancısın” deyip kafasını iki yana sallayıp güldü.

    Mutfak işini bitirdikten sonra yapacak ödevlerim olduğunu söyleyip odama gittim. Kaldığımız ev oldukça küçüktü. Teyzemin nereden geldiğini bilmediğim iyi bir para kaynağı vardı evet ama o parayı çok fazla harcamayı seven tiplerden değildi. Oyüzden bu evi tutmuştu küçük bir banliyo evi üst katında iki odası vardı. Teyzem Olivia’nın odası ve benim odam alt katta ise mutfak,salon ve spor malzemelerinin olduğu bir oda vardı. Dediğim gibi oldukça küçüktü ama burayı sevmiştim. Taşınıyor olmamız biraz beni üzmüştü bu evi özleyecektim. Teyzemin sırf benim için buradaki hayatından vazgeçip eskiden bağlı olduğu sürüye dönmeside beni duygulandırmıştı.    

   Odama girp yatağın yanında olan bilgisayarımı kucağıma alıp her zamanki gibi araştırma yapmaya devam ediyordum. Teyzem berbat bir yalancı olduğumu söylemişti ama bu konuda yanılıyordu ona aylardır yalan söylüyordum. Annemin katillerini aramıyacağıma dair ona söz vermiştim ama ben yinede her gün annemi öldürenler hakkında bilgi toplamaya çalışıyordum tabiki ulaştığım bilgi şimdiye kadar koca bir hiçti. Anneme saldıranların kim olduklarını ne olduklarını bile bilmiyordum. Sadece 2 kişi olduklarını ve kokularından kurt olduklarını biliyorum. Bir tanesinin yüzünün yarısını ay ışığında görmüştüm ama etraf çok karanlık olduğundan ve herşey ozamanlar çok karmaşık olduğundan yada 5 yaşında bir çocuk olduğumdan hatırlayamıyordum. Bu geceki araştırmamdanda koca bir hiç çıkmıştı. Google saçmalıklarla dolu şeyler gösterip duruyordu bana elle tutulur bir ipucu yoktu. Sinirle bilgisayarımı kapatarak banyoya ilerledim . Elimi yüzümü yıkayıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Aynadan kendime baktığımda gözlerimin olduğundan daha parlaklaştığını farkedince korkuyla geri çekildim. Teyzem haklıydı içimdeki kurt dışarı çıkmak istiyordu ve sinirlendiğim zamanlar bu daha da kontrolden çıkıyordu. Gözlerimi kapatıp derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Tekrar gözlerimi açtığımda eski rengine geri dönmüştü annem bana her zaman babamın gözlerine sahip olduğumu söylerdi onun gözleri kadar güzel olduğunu. Bense bundan nefret ediyordum.

   2 gün göz açıp kapayana kadar geçmişti ve haftasonu gelmişti. Bu sırada bizde paketleme işlemlerini bitirmiştik yanımıza sadece gerekli şeyleri alıyorduk. Paketlediğim şeyleri tekrar gözden geçirdim.Kitaplarım, kıyafetler, ayakkabılar kolilenmişti çantamda gerekli şeyler ve bilgisayarımda kendi çantasındaydı. Herşey tamamdı. Teyzemin aşağıdan bana seslendiğini duyunca odama son bir kez daha bakıp kapıyı kapadıktan sonra aşağı indim. Ev oldukça boş görünüyordu oysaki zaten fazla bir şeyimiz yoktu. “Herşeyi yanına aldığından eminsin değil mi?” oldukça telaşlı ve stresli görünüyordu. “10. Kere söylüyorum eve aldım zaten çok fazla değiller Olivia teyze” deyip gözlerimi devirdim. “Hey bana gözlerini devirme, sadece her şeyin yolunda olduğunu kontrol etmek istiyorum” ellerimi teslim olmuş gibi havaya kaldırıp dışarı çıktım.Kolileri çoktan yerleştirmiştik çantamı ve bilgisayarımıda arabanın arka koltuğuna yerleştirdim. Olivia teyzem kapının ağzında durmuş eve son bir kez bakıyordu bende arabaya yaslanıp evin dıştan görünümünü iyice hafızama yerleştirmeye çalışıyordum. Burada güzel yıllar geçirmiştim ve bu küçün evi özleyecektim. Teyzem kapıyı kilitleyip anahtarı çantasına attıktan sonra arabaya doğru yürümeye başladı. “Yeni bir hayata başlamaya hazır mısın?” deyip sürücü koltuğuna oturdu. Sözlediği cümle beni korkutmuştu. “Yeni bir hayat” cümlesi bir çok şey ifade ediyordu mesela bundan sonra hayatımın eski sakinlikte olmayacağını ve bir çok şeyin değişmekte olduğu gibi. Bunu hissedebiliyordum. İçimde birşeyler kıpırdanıp duruyordu ve beni rahatsız ediyordu. Ne olduğuna bir türlü anlam veremiyordum. Derin bir nefes alıp arabaya bindim ve ipodumu çıkarıp en sevdiğim grubu dinleyerek yeni hayatıma giden yolu izlemeye başladım.

umarım beğenmişsinizdir gelecek bölüm için sabırsızlanıyorum bakalım neler olacak :)

Yorum yapıp beğenip takip ederseniz sevinirim teşekkürler xx

AYRICA BUGÜN CUPCAKE HARRY'NIN DOĞUM GÜNÜ !!!! WOOOOHOOOOO

Gecenin aydınlığıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang