10 ❆ Tasma

15.4K 1.1K 356
                                    

Who would you live for? Who would you die for? And would you ever kill?

Kimin için yaşayacaksın? Kimin için öleceksin? Ve kimi öldüreceksin?

Twenty One Pilots - Ride

***

Düellonun yapılacağı yere gelip düello başlayana kadar burada beklemeye başladım. Toplamda akademide kırk sekiz kişiydik, ilk grupta yarımız vardı ve on iki karşılaşma sonrası yerimizi ikinci gruba bırakacaktık.

Düello zamanının gelmesiyle içeri üç eğitmen girdi. İkisini tanıyordum, Lucas ve David'tı bunlar ama diğerini tanımıyordum. Ama Fabiola'nın bahsettiğine göre David, Lucas'tan daha üst seviye olan ve Eğitim Merkezinin başında olan kişiydi.

David elleri sırtında kenetlenmiş, sırtı dik ve oldukça ciddi bir biçimde konuşmaya başladı. Lucas'ın aksine onun vücudunda hiçbir dövme ya da piercing yoktu. En azından bizim gördüğümüz kadarıyla.

"Hepinizin beni tanıdığını varsayıyorum ama ben kendimden bahsetmeyi severim o yüzden size bir kez daha hatırlatacağım. Adım David, Eğitim Merkezinin başkanıyım." Hepimizi tek tek süzdükten sonra tekrar konuşmaya devam etti.

"Ama asıl önemli olan sizin kim olduğunuz. Şuan gözümde hepiniz birer hiçsiniz, şu ringde bana sergilecekleriniz dışında birer hiçsiniz. Eğer sizi birer insan olarak görmemi istiyorsanız bana yeteneklerinizi ve bunlarla ne yapabileceğinizi kanıtlayın.

"Kanıtınız beni mutlu ederse siz de mutlu olursunuz. Eğer birer işe yaramazın teki olduğunuzu kanıtlar iseniz de..." Kavuşturduğu ellerini göğüs hizasına getirip bir elini yumruk yaparken diğer eliyle de bu yumruktaki eklemleri çıtlatıyor ve bundan keyif alacağını belli edercesine devam ediyor. "Bunu tecrübe etmemeyi dileyin ve o günün gelmemesi için elinizden gelenin fazlasını yapın. Yoksa ne olduğunu tecrübe ederken öğrenmeniz gerekecek."

Dudağımın kenarı çok hafif bir şekilde alayla kıvrıldı. Sözlerini sanırım aramızda bir tek ben ciddiye alamıyordum. Korkutucu mu olmaya çalışıyordu? Bana, bize yaptıkları onca şeyden sonra ondan korkmamı mı bekliyordu? Onların benden korkması gerekiyordu çünkü onlara bize yaptıklarının hepsini ödetecektim.

"Tabii ki her şey ringde kalmayacak. Bu sadece küçük bir aşama. Silahlar var; bıçaklar, yaylar, tabancalar... Bunları öğrendikten sonra ise birbirinizle simülasyonlarda karşılaşacaksınız çünkü bunlar hayatınızı tehlikeye sokacak şeyler ve ölmenizi istemeyiz, değil mi?" Dişlerini göstererek sırıttı ve ellerini bir kez çırpıp ve devam etti. "Şimdilik hayati tehlikesi olmadığı için fiziksel dövüşleri simülasyonsuz yapacağız. Öyleyse, başlayalım."

Hepimizi tekrardan süzerken en son olarak mindere batı ve oldukça gür biçimde ilk karşılaşmadaki isimleri çağırdı. "MELİSA VE KAĞAN MİNDERE!"

İkisi de oldukça kendinden emin bir biçimde mindere geçip ana pozisyonlarını alırken David de başlamaları için işareti verdi ve böylece ilk dövüş başlamış oldu.

Melisa, Kağan'ın etrafında dönüp onu süzerek nasıl bir strateji oluşturacağını belirlerken Kaan hızlı ve sabırsız çıkıp Melisa'ya saldırmaya çalıştı ama Melisa kolaylıkla attığı yumruktan geri çekilerek kaçmıştı ve aynı zamanda kendi etrafında zıplayarak dönerken Kaan'ın karnına da bir tekme geçirdi.

Kağan, arkasına doğru gerilerken Melisa durmadı ve yumruklarını seri bir şekilde Kağan'a savurdu. Fazla darbe aldığı için dengesi bozulan Kağan'nın ayaklarına da bir darbe geçirirken yer ile aralarındaki bağlantıyı kesti.

Buzdan ZihinlerWhere stories live. Discover now