♥4♥

5.3K 294 311
                                    





Multi Media - Kaan Arslan (Kumsal'ın abisi)

''Sen.. Kumsal'ın neyisin?''

Açık mavi gözleri ve parlayan sarı saçları dikkatli baktığımda bana birini andırıyordu ama kim olduğu bir türlü çıkartamıyordum.

''Hey?'' Çocuğun seslenmesiyle gözlerimi kırpıştırdım.

''Kumsal Arslan'dan mı bahsediyorsun?''

''Evet.'' dedi net bir biçimde.

''Kumsal Arslan'ı tanımıyorum. Hem neden sordun ki?''

Kaşlarını çattı. ''Tanıdığını biliyorum ve,'' Gözlerini başka yere çevirdi. ''Nedenini boş ver.'' Sözleri kaşlarımı çatmama neden olurken beni nereden tanıdığını gerçekten çok merak ediyordum. Tamam beni herkes tanıyordu, ama bu çocukta başka bir şey vardı sanki.

''Bu arada ben Batu.'' dedi ve elini uzattı. Uzattığı elini es geçerek ''Deniz.'' diye yanıt verdim.

Karşılıksız kalan elini gülerek indirdiğinde hiç bozulmuş görünmüyordu.

Gülerken kısılan gözler.. Bu çocuk neden bana bu kadar tanıdık geliyordu?

''Neyse. Ben gitsem iyi olacak.''

''Tamam'' Sesi az önceki konuşmasına nazaran soğuk çıkıyordu.

''Görüşürüz.'' diyerek derse çıktım. Kapıyı çalarak içeri girdiğimde öğretmen eli belinde bana bakıyordu. Sınıfa göz attığımda Melis hariç herkesin sırasında olduğunu gördüm. Melis ise kapının hemen yanında başı eğik bir biçimde ayaktaydı.

''Neredeydin?''

''Kantindeydim hocam. Dersin başladığını fark etmemişim.''

''Peki teneffüste neler oldu bu sınıfta?'' Sesi fırtına öncesi sessizliğin belirtisi gibiydi.

Sorusunu yanıtsız bıraktım.

''Burası ahır mı kızım? Nasıl kavga edersiniz siz?!''

Dudağımı büktüm. ''Hocam yalnız ahırda kavga edilmiyor.''

Sınıf kahkahaya boğulurken Melis ve bende bıyık altından gülüyorduk.

Hocanın yüzü şekilden şekle girerken bağırdı. ''Demek ahırda kavga edilmiyor ha?! Ben sizi o ahıra sokayım da ediliyor mu edilmiyor mu görün bakalım!''

''Aa hocam demek bizi evinize misafir edeceksiniz. Aşk olsun sizin evinizde kavga eder miyiz biz hiç?'' Bunu diyen Melis'ti ve bunları söylerken sesine sanki üzülmüş gibi bir tını vermesi söylediklerini daha da gülünç göstermişti.

Sınıf bu sefer anıra anıra gülerken hocanın yüzü kıpkırmızıydı.

''Terbiyesizler! Çabuk müdüre!'' diye kükredi. Melis'le yumruklarımızı tokuşturarak, gülerek müdürün odasına girdik.

Bir dakika ya!

Az önce yumruğumu mu tokuşturmuştum ben? Hem de daha geçen teneffüs saç baş kavga ettiğim kızla?

O da son anda ne yaptığını anlamış olmalı ki benim gibi oda kötü kötü bakmaya başladı.

Hoca bizi müdürün odasına soktuktan sonra sinirle odadan çıktı.

Müdür, uğraştığı kağıtlardan başını kaldırarak bize baktı ve koltukları gösterdi.

''Buyrun.''

BELA PEŞİMİ BIRAKMAZWhere stories live. Discover now