1.Bölüm

20.3K 711 91
                                    

Merhaba canlarım,

Yepyeni kısa bir hikaye ile geldim. İki gece önce aklıma geldi ve hemen yazdım. Zaten bir kaç bölümlük. Bu hikayede ilhamım çoktu ve o yüzden buna yoğunlaştım. Diğer hikayelere ilham gelince yazmaya başlayacağım. Umarım beğenirsiniz. Keyifle okuyun çok seviliyorsunuz. ❤

İlk bölümümüzü Ümmühan'a ithaf ediyorum. Seviliyorsun tatlım. ❤

******

"Lütfen biraz sakin olun Pelin Hanım."

Alper iki aydır korumaya aldığı genç kız için fazlasıyla endişeleniyordu. Patronuna olan vefası yüzünden hiç istemediği bu işi kabul ettiğinde tereddütleri vardı, şimdi ise karşısındaki kum torbasını yumruklayan, sade kıyafetlerinin içinde bile her daim güzel görünmeyi başarabilen genç kıza farklı bir yakınlık duymaya başlamıştı. Henüz kendisi de çözememişti fakat genç kızın yaşadığı acıyı kendi acısının üstünde artık içinde hissediyordu. Bu acı yüzünden saçma olsa da biraz kıskançlık duyuyordu.

Pelin yanında duran adamı fark etmiyordu bile. Ağlamamak ve güçlü durmak için yaptığı yumruk savaşı bir işe yaramıyordu. Çünkü yaptığı en ufak aktivite bile aklına kalbinin diğer yarısını getiriyordu. Eline taktığı boks eldivenleri bile ona aitken onu düşünmemek işten bile değildi. Hala olanlara inanamıyordu. Ülkeye döndüğünde ona kavuşmayı hayal ediyordu hep. Sadece bir ay önce beraberlerdi. Çevrelerine göre birbirlerini bu kadar çok özlemeleri normal değildi belki ama onlar zaten kimseyi umursamıyorlardı. Çok güzel vakit geçirmişler ve Los Angeles'i birbirine katmışlardı. O kadar güzel günlerin son bulmasına neden olan şey o lanet telefondu. En umulmadık anlarda çalan ve sonunun ne olacağını bilmedikleri telefon.

Kötü şeylerin olacağı Pelin'in içine doğmuş, gitmesini hiç istememişti. Gitmesine engel olamamıştı ama bilmediği şey Perker'in de kötü şeyler hissettiğiydi. Pelin'i ne kadar bir şey olmayacağına ikna etse de Perker'de biliyordu ki bu işin sonu iyi değildi, bu yüzden kalbinin diğer yarısını en güvendiği adamına emanet edip gitmişti.

Alper, genç kızın sert yumrukları arasında su yeşili gözlerinden kaçan bir damla yaşı görünce tam kalbine bir ok saplanmış gibi sarsıldı. Güçlü görünmeye çalışan narin kızın ağladığını ilk defa görüyordu. Pelin'in geceleri odasında sessizce ağladığından habersiz bu görüntü onu sersemletmişti. Yavaş adımlarla yaklaşıp Pelin'in yumruk atmaktan berelenmiş olan elini tuttu.

Pelin hiç beklemediği temas ile nefes nefese durdu. Gözleri akmak için yarışa giren yeni yaşlarla doluydu. Kafasındaki düşüncelerin doluluğu yüzünden karşısındaki adamın kim olduğunu bir on saniye kadar sonra fark ettiğinde sinirle elini çekti. Kaşlarını çattı, öfkesini çoğalttı. Haftalardır yanında yok saydığı, hayalet gibi gördüğü adamın ilk defa gözlerine baktı ve içinde tutup biriktirdiği bütün cerahatı sonunun nereye varacağını düşünmeden umarsızca akıttı.

"Her şey senin ve babamın suçu. Onu koruyamadınız. Sana yanımda kalma onunla git dedim. Ama sen ne yaptın?" dedi ve karşısındaki adamın içten içe nasıl yıkıldığını görmeden devam etti.

"Sen onu yalnız bıraktın. Yıllardır onun arkasını kollarken birden bire yalnız bıraktın ve onun... Onun..." Söyleyecekleri yarım kaldı, nefesi tıkandı ve devam edemedi. O sözleri Perker'e hala yakıştıramıyordu. Son gücünü "Hepinize lanet olsun," diyerek kullandı ve merdivenlere yönelip ikinci kattaki odasına gitti.

Alper hüzün içinde dinlediği genç kızın sözlerindeki haklılığı biliyordu. Fakat onunda bir sınırı vardı ve yıllardır patrondan çok arkadaşı olduğu adamın kararlarına hiç bir zaman karşı gelemediğini çok zaman önce öğrenmişti. Bu yüzden bazen verilen emir dışına çıkamıyordu.

GECENİN GÜLÜŞÜ (Kısa Hikaye)Where stories live. Discover now