0.1

1.6K 109 11
                                    

Bana ilk baktığında kalbimi esir almıştı.Sanki onunla sonsuza kadar beraber olabilirmişiz gibi hissettirmişti.Beraber olduğumuz tek yerin bir otobüs durağı olması komikti.Her gün sabah saat dokuzda gelir ve beş dakika bekledikten sonra otobüsü gelir ve giderdi.Yaklaşık dört aydır aynı saatte o durakta olurdu.Sırf onu görebilmek için durağa gider ve otobüs ile şehir turu yapardım.
Kulağında siyah renkli kulaklıkları ile beraber gelir ve biraz yüksek sesle müzik dinlerdi sabahları.Bense bir korkaktım.Onu sevecek kadar ama onunla bir konuşma başlatamayacak kadar korkak.Uzaktan izliyordum onu sadece.

Bugün kulaklığını takmamıştı.Üstünde kalın siyah deri mont vardı.Kemik gözlükler takmış ve boynuna kahverengi tonlarında bir atkı dolamaya -pek başarılı olduğu söylenemezdi- çalışmıştı.Atkıyı takamadığı için giydiği boğazlı siyah kazağı görebiliyordum.Hoş gözüküyordu.Her zamanki gibi.

Her sabah burada olan bazı kişilere selam verdi ve yanıma geldi.Bana elinde tuttuğu paketi uzattı.Çoğu zaman böyle yapardı ama aramızda birkaç kelimeyi geçen konuşma hiç olmamıştı.Ona gülümsedim ve elinde tuttuğu paketi alarak açtım.Üstünden buhar çıkan poğaçalardan birini aldım ve ikiye böldüm.Birini ona uzattım diğerini de ben yemeye başladım.Poğaça seçimi gerçekten güzeldi.Ya da aldığı yer güzel yapıyordu.

Sonunda aradan beş dakika geçtiğinde otobüsü geldi.Otobüse binmeden önce beni başıyla selamladı ve gülümsedi.Kalbim için pek iyi olmayan saniyelerden sonra her gün yaptığım rutine geri döndüm.Arkadaşım Kihyun'un evine doğru giden otobüse bindim ve her sabah olduğu gibi onu rahatsız ederek uyandırmaya gittim.

goodbye °hyungwonhoWhere stories live. Discover now