4.1: "Güçlü Kadının Güçlü Adamı"

Start from the beginning
                                    

Bu konuyu nasıl açacağımı bilmiyordum ama.

Korunmazsam hamile bırakabilirdim aslında ama Elvin'i bir kadın olarak bu şekilde aşağılayıcı bir hareket içine, hele ki o istemiyorsa asla sokmazdım.

Annesi olmadığı için konuyu açmaktan da çekiniyordum.

Ya kendini bu konuda yeterli görmezse diye.

Onu üzmeden bunu anlatmak en iyisiydi. Bunu kısa zamanda söylemeyi düşünüyordum.

Sonunda omzumda sert bir "çitileme" hissettiğimde Elvin'in kesesi başlamış oldu.

Annem 5 yaşımdayken, beni böyle yıkamamıştı ulan!

-Güzelim derimi yüzdün!" Dizlerinin üstüne kalkıp, topuzundan çıkan bir iki tutama nefesini üflerken elini sırtıma doğru götürüp sol bacağımda oturdu. İşine devam ederken cevapladı beni:

-Kir çıktı Acar kir çıktı!" Bir süre daha beni çitileyip, özel bölgeye geldiğinde gözlerini tavana doğru kaldırıp üstünden hızlıca geçmişti.

-Aaa ama çabucak geçtin...kir çıkmadı?" Dedim piç piç gülerek.

-Ordan da çıkmayıversin, sen çitile." Dedi lifi bırakıp geri çekilerek. Bu sefer ben yaklaştım yanına. Göz ucuyla bakıp kafasını sola çevirdiğinde, ağzına bir üzüm attı.

-Ben de seni yıkayayım gel." Dedim kollarımı karşımdaki güzelliğe uzatarak.

-Yok ben liflendim, sağol prensesim." Dedi elini hayır anlamında sallayarak. Prensesim mi?

Kollarının altından tutup kucağıma oturttuğumda çığlık atmıştı.

Paris'ten daha güzeldi bu kadın.

-Madem liflendin, ben üstünden geçeyim yavrum." Dedim elime duş jeli dökerek.

Ağzı açık kalmış bir şekilde bana bakarken, kanat gibi sık, uzun ve gür duran koyu kirpiklerine baktım.

Ellerimi boynundan başlayarak, ayak parmaklarına kadar her yerine dokundurduğumda etkilendiğini göğüslerinden kolaylıkla anlayabiliyordum.

Benden sadece yanına yaklaştığımda bile etkilenmesini seviyordum, çünkü ben ondan bin misli etkileniyordum.

Üzerine doğru gittiğimde kollarımın arasında minicik kalıyordu ve durum böyle olunca sanki bana ait minik bir yumak gibi görüyordum onu.

-Acar..Mm..Bence bu kadar yeterli." Dedi kalçalarında duran ellerime ellerini koyarak.

Ellerimi çektiğimde sırtını göğsüme yasladı. Köpüklü olan sol ve sağ elindeki yüzüklere dokunduğumda yumuşak yanağına bir öpücük kondurdum.

Gülümsediğinde gamzelerini bir kere daha öptüm.

-Ne gülüyorsun kızım?" Dedim kulağına doğru sokularak. Daha da kikirdeyerek, kafasını omzuma doğru arkaya yasladı.

-Hiiç, öyle." Dedi ağırlığını bir bacağıma verip, yüzünü ve vücudunu bana çevirerek.

-Ne zaman dönüyoruz?" Diye sordu saçlarımla oynarken.

-Sıkıldın mı benden?" Dedim gözlerimi kısarak baktığımda.

-Hayır, hayır...Sadece özledim bizimkileri öyle."

-Bu pazartesi NBA'e gidince görüşeceğiz yavrum. Oradan da Türkiye'ye döneriz." Dediğimde kafasını salladı.

-Elvin..Ben seninle bir şey konuşmak istiyorum." Kafasını göğsümden kaldırıp yüzüme baktı. En kısa zamanda konuyu açacağımı söylemiştim.

Tutkuyla Harmanlanmış BedenlerWhere stories live. Discover now