Bölüm 20 : Özel güçler

9.4K 720 69
                                    

Sarp ellerinden ateşler çıkarıyordu. Bunuda çok normak bişeymiş gibi algılamış olacak ki, çok mutlu gözüküyordu. En azından birileri mutlu,zaten açık olan odanın kapısını tıklatım ve içeri girdim.
" Nasıl hissediyorsun"

" Mükkemmel, bu his.. Bu güç çok güzel" dedi

" Güzel olduğu kadar da tehlikeli. Kontrol etmeyi öğrenmelisin. "

" Biliyorum." dedi kafasını yere eğerek.

" Hadi ama hemen moral bozma" dedim ve omzuna hafifce vurdum.
_____________________________
Kaan hala uyanmamıştı. Onun için endişelenmeye başlamıştım. Demirle konuştum ve Sarpın eğitiminde yardımcı olup olamıycağı hakkında konuştuk. Deniyceğini söyledi,buda bişey yani. Şimdi ne mi yapıyorum Kaan'ın baş ucunda oturmuş uyanmasını bekliyorum. Sarı saçlarına alışamadım ya.

Kaan'ın uyanmasını beklerken Çise ve Pembe odaya girdiler. Bütün gündür ne uyumuştum nede yemek yemiştim. Benim için bir tepside yemek getirmişkerdi. Kaan'ın uyanmasını beklerken aç olduğumun farkına bile varmamıştım. Çise ve Pembe meraklı gözlerle bana ve Kaan'a bakıyorlardı. Kaan yavaşca gözlerini açmaya başlayınca panikleyip ne yapcağımızı şaşırdık. Elimdeki tepsiyi bıraktım ve hemen onun yanına koştum.
" Kaan. Kendindemisin ?"
Bize şaşırmış ve korkmuş bir ifadeyle bakıyordu. Onun sorunu neydi. Yoksaa...?

" Kaan da kim? " dedi. Herşey durdu benim için beynimden vurulmuşa döndüm. Herşeyi unutmuşmuydu.. Hayır olamaz buna inanmıyorum. İmkanı yok. O beni unutumaz dimi. Beni geçtim onca yaşanan şeyi unutamaz değilmi.
' Sen unutmuştunda ' içses şuan doğru bir an değil. Lütfen rahat bırak beni. Gözlerim dolmuş bir şekilde oturduğum sandalyeden kalktım. Sarsılmıştım beni hatırlamıyordu. Kim olduğunu bilmiyordu. Yavaş adımlarla odadan çıktım ve merdivenlere ilerledim. Merdiven korkuluklarına turunarak yavaşca basamaklara oturdum ve yüzümü ellerimle kapatarak ağlamaya başladım. Şuan güçlü olmam gerekiyor ama ben ağlamaktan başka hiçbişey yapamıyorum. Gücünün ne olduğunu bilmemeyi bırak kim olduğunu hatırlamıyor ya, kafayı yiycem.

Basamaklarda otururken kızlar beni tesselli etmek için yanıma gelmişlerdi. Rüzgar ise o sırada ağladığımı görmüş ne olduğunu soruyordu. Çise ona herşeyi açıkladıktan sonra hep birlikte oturma odasında toplanmış Kaan hakkında ne yapacağımızı tartışıyorduk. Ben yine yürek yemiş gibi LDT ye gidip o varlıkla konuşacağımı söylüyordum. Herkes başta karşı olsada başka bir şansımız olmadığı için bunda karar kılmıştık. Herkes yatmak için odalarına gittiğinde ben hala oturma odasında oturmuş düşünüyordum. Kaan'ın yanına gidemezdim. Onu görünce nasıl bir tepki vermeliyim bilmiyorum. Tamamen yabancıyız birbirimize. Yapacak bişey yoktu bu onun suçu değildi muhtemelen çok korkmuştur. Bütüngündür odadan çıkmadı. Onu kontrol etmeliyim. .

Kaan'ın odasına sessizce girdim. Yatağında uzanmış tavanı izliyordu. Beni görünce yatakta oturur bir pozisyon aldı ve bana bakmaya başladı.

" Benim adım Kaan mı? " dedi. Büyük ihtimal çok kormuştu ve kafası karışıktı. Ayak ucuna oturdum ve başımı evet dercesine salladım.

" Peki, ben nerdeyim? Sizler kimsiniz, neden hiçbirşey hatırlamıyorum." şeklinde sorularla soru yağmuruna tuttu beni.
Hepsine bir açıklama buldum ve ona onun anlayabileceği şekilde açıkladım. Ona olanları anlattıktan sonra bana dik dik bakmaya başladı.
" Senin adın ne peki?" dedi ah bu soru okadar canımı yakmıştı ki. Ölümden beterdi bu duygu. İnsan nezaman ölür bilirmisiniz, unutulduğunda çünkü artık onun için var olmayı bırakır. İşte bende Kaan için artık ölüden farksızdım.
" Adım İlknur" dedim ağlamaklı çıkan sesimle. Kendimi tutamıştı işte duygusalın tekiyim...

Denek No:301Where stories live. Discover now