BÖLÜM 1 - KARŞILAŞMA

9.1K 438 125
                                    

İlk bölümle karşınızdayım. Yorumlarınızı oylarını eksik etmezseniz beni çok mutlu edersiniz. Bu hikaye benim için çok özel. Umarım sizin için de özel olur.

Birbirinden değerli okur dostlarımı instagramda yeni açtığım ve sadece yazdıklarımla ilgili paylaşımlar yapacağım nurakyol.123 adlı hesaba beklerim. : )

                                                                                                                                      Duy beni ve dinle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Duy beni ve dinle

Denizler boğuşuyor içimde.

*ERDEM BAYAZIT*

Yorgundu adam... Dünya bir dert yumağından başka bir şey olmamıştı onun için. Biri bitti derken diğeri başlamıştı. Belki de dört bir yandan sıkıştırmıştı. Kaçacak delik, alacak nefes kalmamıştı.

İşte şimdi buradaydı. Uçurumun kıyısında... Ölüme giden yolda...

Sadece birkaç dakika sonra başka sıfatlar kazanacaktı. Pes eden... yenilen... bırakan adam olacaktı.

Ölmekten korkmuyordu. Son nefesini verirken düşüneceği tek şey geride kalan büyük, can yakan acıları olacaktı. Kalbi bu yüzden bir parça huzur tadıyordu.

Sol ayağını öne doğru sürdü. Boşluk çok yakındı. Boşluğun verdiği o muhteşem his... Güzeldi. Kar yağıyordu. Amansız, çılgın bir rüzgar vardı. Dev cüssesine rağmen sallanıyordu. Bu gidişle ölmek için son adımı atmasına gerek kalmayacaktı. Bu rüzgar sonu olacaktı.

Ellerini montunun ceplerinden çıkardı. Tatlı bir esinti parmaklarının arasından geçti. Ölüme giden yol güzeldi. En azından keyifliydi.

Aslında çok düşünmüştü nasıl öleceğini... Bir ip işini görebilirdi ancak bu geride ceset bırakmak demekti. İstemedi bunu. Kimsesi yok değildi. Onu o halde kimsenin görmesini istemezdi. Aksiyon tutkunu bir insan olarak yüksek bir yerden atlamak daha ilgi çekici geldi. Sabahın erken saatleri eski model, küçük arabasına bindiğinde yol onu nereye götürürse oraya gitti. Tabelalara bakmadı. Kafasına göre hareket etti. Ölmek için ideal alan yol kenarında, dağlık bölgelerin bulunduğu bilmediği bir mevkide karşısına çıkmıştı. İşte bu ayağına kadar gidilen bir fırsattı. Dik yokuşu çıkıp uçurumun kenarına geldiğinde ölmek için güzel bir yer seçtiğini düşünmüştü. Manzara güzeldi.

Daha fazla bekleyip vazgeçmek istemiyordu. Hayat dolu biri değildi. Aksine yaşama isteğini kaybetmiş bir robottu. Sadece kalbinde bir parça korku besleniyordu. Neden bilmiyordu. Korku, geçen her saniye büyüyen bir alev topuna dönüşmek üzereydi.

UÇURUMUN KIYISINDAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin