5

185 27 6
                                    

Kahvaltıyı hazırlayıp Annemi de uyandırdım. Kahvaltı faslı sessiz geçmişti. Neden bu kadar yakınken bir o kadar da uzak oluyorduk anlamıyordum. Asıl merak ettiğim bundan 2 gün önce beni neden bencil olarak damgaladığıydı. Gül teyzeler evdeyken belli etmediyse de o günden beri ikimizin arasında oluşan gerilim şimdi ise sadece sessizlikten ibaretti .

Bu sessizlik hiç mantıklı gelmiyor ama . Aması var işte!

Annemin yüzünden hüzün bir gün bile olsun gitmiyordu adeta onun gözlerine kamp kurmuştu. Annem ise hiç bu durumdan rahatsız görünmüyordu. Ama bu sessizlik fazlaydı. Sessizlik benim kulağımı artık tırmalamaya başlamıştı ve konuyu hiç uzatmadan dalıverdim.

" Anne sana bir şey sormak istiyorum" yüzümdeki endişeyi bastırmaya çalışıyordum. Annem ise sanki soracağımı biliyormuş gibi , rahatsızlığını belli edercesine omuzlarını kıpırdatıp , sesli bir şekilde nefesini verdi.

" Benim gerçekten bencil olduğumu mu düşünüyorsun ?"

Sorduğum soru dudaklarımdan o kadar soğuk çıkmıştı ki annemin içini titrettiğinin farkındaydım. O an gözlerinden iki incinin yuvarlanmasına izin verdi. Tam söze başlayacakken dudaklarını birbirine bastırdı. Sanki söylemek istediklerini söyleyemiyordu .

Anın etkisiyle çatallaşan sesiyle konuştu ;

" Ben , Şey ! Özür dilerim, Şu zor günlerde işten çıkarılmanı hazmedemediğim için , öyle çıktı ağzımdan "

Cümlesini zar zor tamamladı ve hıçkırıklara boğuldu. Ben ise onun dediklerini algıladıktan sonra - bazen jeton geç düşüyor da - ona anca sarılabildim.

Bir süre o şekilde kalıp , sümüklerimizi ve göz yaşlarımızı yarıştırdıktan sonra ikimizde aramızda ki soğukluktan kurtulduk. Hayatımda artık güzel şeylere ihtiyacım vardı. Güzel günler , karabulutlar olmadan....

Telefonumun zil sesi odayı doldurunca ayrılabildik , ekranda gördüğüm yabancı numara ile açıp açmama konusunda endişelenirken Annem telefonla aramda ki bakışmayı böldü.

" Açsana"

"Yabancı numara"

"Açmadan bilemezsin"

O malum yeşile parmağımı kaydırdım ...

" Alo , kimsiniz "

" Kızım benim , Nihat Amcan "

" Nihat amca ? , tanıyamadım "

" Gül teyzen eşi "

" Haa! Nihat amca" demek ki x amcanın adı Nihat mış.

" Sana güzel bir haberim var Melek"

" Seni dinliyorum , Nihat amca"

" Annenin tedavisi için bir hastane buldum , onu oraya yatıracağız , sana da bir okul yani özel bir okul buldum , ne diyorsun bu işe !"

Duyduklarım karşısında kulaklarıma inanamazken hayatımda bu denli köklü bir değişime hazır mıyım bundan da emin değilim. Nihat amca sessizliğimden rahatsız olmuş olacak ki konuştu.

" Melek , kızım "

" Şey Amca bilemedim ki şimdi "

" İtiraz istemiyorum , Annenin hastane masrafları ve senin okul taksitlerin de benden , sen sadece okuluna odaklanacaksın , zira böyle bir yük için daha çok gençsin"

İşte bu olmadı , birine hayatta borçlu kalamam. Adam bizim için para harcarken ben öylece duramam.

Biraz gururlu olduğum doğrudur.

TUTSAKWhere stories live. Discover now