Kalemin Kağıda Aşkı

50 6 2
                                    

Kalemin kağıda olan aşkı gibiydi içimdeki sen. Ne kopabiliyordu senden, ne de umarsız bir tavırla gidebiliyordu. Biliyordu. Bitse içinde biterdi her kırıntısına varan zerren lakin bitmiyordu. Kök salan bir ağaçtan farksızdı vücudu. Oysa yaşı daha bir gül dalıyken...
Canını yakmışlardı çok, belli. Boyle güzel gülemezdi yoksa çehresi. Bir bakarsın papatya bahçesinde kaybolur, kendini arar dururdu yersiz. Bir bakarsın ki ağaç gölgesine pusu kurmuş, dalmış nedensiz.
Gülebilmesi bundandı. Acılarındandı. Sevdigindendi. Sevildiğindendi. Yeri gelir sevgisizliktendi gulebilmesi. Lakin seviyordu acıyı. Büyütüyordu onu yürek kadar. Toz kondurmuyordu canı yandı diye. Bir kenara atmıyordu paha biçtiği değerleri. Değerleri tabi ya, daha nesi vardı ki bu hayatta?
Kalemin kağıda olan aşkı gibiydin işte sen. Bir sevdaydın. Sonsuz bir sevda. Kalem kırılırdı lakin yine yazardı kağıda seni. Nasıl mı?
Yürek ne işe yarıyordu?

Bir Kitap Düştü YereTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon