18.bölüm

84 9 2
                                    

  (Masal'dan)

       Ülkü derslerden sıkıldığını söyleyerek gitmişti. Ama ben arkadaşımı tanıyordum. Kesinlikle başka bir nedeni vardı, sadece dersleri bahane ediyordu. Canını sıkan bir şeyler vardı ama ne. Sorunca bana da söylemiyordu. Aslında biraz gücenmiştim bu duruma. İlk kez benden bir şeyler saklıyordu. Sancak da, önce Ülkü'yü tersleyip gitmek istemişti. Sonrasında telefonuna bir mesaj gelmiş, fikrini değiştirerek Ülkü'nün arkasından gitmişti. Acaba mesajı Ülkü mü atmıştı? İyi de numaraları bile yoktu birbirlerinde, bu nasıl mümkün olacaktı. Bunların arasında bilmediğim bir şeyler vardı ama nasıl olsa yakında çıkardı kokusu. Onlar gittikten sonra biz de Rüzgar'ın ısararı ile çıkmıştık okuldan. Ülkü'ye gelemeyiz demiştik ama sonrasında çıktığımızı öğrenirse benim için hiç iyi olmayabilirdi. Ülkü, Rüzgar ile yalnız kalmak istediğimi düşünecekti. Umarım öğrenmezdi. Rüzgar'ın arabası ile gidiyorduk. Her nereye gidiyorduysak, şehir merkezinden uzaklaşmaya başlamıştık. Rüzgar'a nereye gittiğimizi sorduğum da sürpriz olduğunu söylemişti. Sonrasında aramızda uzun bir süre sessizlik olmuştu. Aramızdaki sessizlikten sıkılmış olan Rüzgar,o güzel gülümsemesi ile bana doğru dönerek,

"Bayağı sessizsin canım."

"Ülkü'yü düşünüyordum."

"Neden ki? Sancak'la birlikteler diye takıyorsan kafana, Sancak da insan yemiyor, sonuçta kavga da etseler elbet bi yer de anlaşacaklardır."

"Haklısın orası öyle ama ben o yüzden düşünmüyordum. Ülkü'nün bana da söylemediği bir derdi var şu sıralar.. Düşünüyorum ama bulamıyorum bir sebep.."

"Belki sevgilisi ile arası bozuktur."

"Sevgilisi?"

"Sevgilisi işte.. Atlas!"

"Hea doğru olabilir, belki de.."

    Az kalsın pot kırıyordum. Yine unutmuştum Ülkü'nün, Atlas'ı sevgilisi olarak tanıttığını. Ama ne yapabilirdim sonuçta kuzeniydi ve istemsiz olarak unutuyordum zaman zaman. Zaten niye Atlas'ı sevgilisi olarak tanıtmıştı, bir türlü anlam veremiyordum. Arabanın durması ile düşüncelerimden sıyrılıp, etrafıma bakınmıştım. Durduğumuz yer bir petrol ofisiydi. İyi de neden durmuştuk ki şimdi burada. Rüzgar benzin alması gerektiğini söyleyerek inmişti arabadan. Biraz uzaklaşınca telefonla konuşmaya başlamıştı. Neler karıştırıyordu acaba. Konuşması bitip, benzin de aldıktan sonra arabaya tekrar binmişti. Kimle konuştuğunu sorduğum da bir arkadaş diye geçiştirmişti beni. Neler oluyordu Allah aşkına. En yakın arkadaşım ve sevgilim benden birşeyler saklıyorlardı. Ve bu benim artık çok canımı sıkıyordu. Arabayı çalıştırıp tekrar yola çıktığımız da, kafamdaki düşünceler yüzünden, artık süprizinde ne olduğunu o kadar merak etmiyordum. Benden bir şeyler saklanıyordu ve bunu en yakınlarım yapıyordu. Nasıl herşey yolundaymış gibi davrabilirdim ki.

    Araba tekrar durduğunda, etrafıma bakındım. Durduğumuz yer ormanlık bir alandı. İyi de niye gelmiştik şimdi buraya. Ne işimiz vardı ormanın ortasında. Rüzgar, arabadan inip, benim olduğum tarafa gelerek kapımı açmıştı. Elini bana uzatarak, tutmamı istercesine gözlerime bakıyordu. Ne kadar kızgın olsam da nezaketini kırmayarak, elini tutup inmiştim arabadan. Elele, ağaçlık alandan geçip, nehir kenarına çıkan bir yere gelmiştik. Ve gördüğüm manzara karşısında küçük dilimi yutmuştum. Kalbim, bir kuş misali çırpınıyordu göğüs kafesimin içinde. Yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyordum. Demek benden sakladığı ve süpriz dediği şey buydu. Oysa ben, aklımda neler kurmuştum neler....

     

(Sancak'dan)

       Ülkü, arabaya bindiğimiz de beni sağır edecek derece de bağırdığı yetmiyormuş gibi, bir de durmadan debeleniyordu. Sonunda, cevap vermeyişime karşılık, bunun bi işe yaramayacağını anlamış olacak ki vazgeçip, sessizliğe gömülmüştü. Bir ara bana bakıp, benim de ona baktığımı fark edince utanarak hızla başını çevirmişti. Benim ona bakarak güldüğümü göz ucuyla süzüyordu. Sonrasında ise sadece yolu izlemeye koyulmuştu. Cadının bu kadar sessiz olması hayır değildi ya neyse. Düşünceleri ile savaşırken, yine tek kaşını kaldırmıştı havaya. Sadece bir şeyler düşündüğü zamanlar da bunu yapıyordu. Evet, onu çok kısa zamandır tanıyordum ve ne ara onu bu kadar inceleyip, hareketlerini aklıma kaydetmiştim ben de bilmiyordum. Düşünceli haline ve etrafına incelemesine bakılırsa, nereye gittiğimizi anlamaya çalışıyordu. Buraya çok kısa bir zaman önce taşınmışlar, Rüzgar öyle söylemişti. Ona da Masal söylemiş. O yüzden pek bir yer bilmiyordu belli ki. Avm'nin önünde durduğumuz da cama doğru dönüp, nereye geldiğimize bakmıştı. Arabadan inip, onun tarafına geçip kapıyı açmıştım nezaketen, ama cadı bundan da memnun olmamıştı. Suratını buruşturup inmişti arabadan. Anlaşılan, okulda gelmiyorum dememe çok bozulmuştu. Bir şekilde gönlünü almalıydım ama nasıl? Avmye doğru yan yana ilerlerken hala çok sessizdi... Avmye girdiğimiz de etrafını süzmüş ve gözleri beni bulmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin