Adamı kapının görüşünden çeken bir kol ve atılan bir kafa ile.

-Gel kapı burada.." bir anda çıkan hır gür, Savaş, Derin,Devrim,Sarp,Karya ve çocuğun diğer odada kalan arkadaşlarıyla olan kavga dövüş sonrası otel sahibiyle güvenlik görevlileri geldi.

-Burada neler oluyor beyler?" Ben, Petek, Asu benim kapımın önünde dururken, kapıma gelen çocuk suratı feci şekilde konuştu:

-Merhaba, ben Çağrı Özşanlı. Bugün otelinizde yazımda kullanmak amacıyla kaldım. Ama hizmetten, özellikle güvenlik bölümünden hiç
ama hiç memnun kalmadığımı söyleyebilirim!"

-Efendim özür dileriz..." diyen otel sahibine garip garip baktım. Direkt özür dilemişti.

Gerçekten dünyada böyle insanlar oldukça, parası olanın sözü geçecekti demek ki.

İnsanların çok da iyi durumda olmadığını biliyordum ama bu şekilde parası geçenin, haklı haksız demeden ezilenin dünyası da beni hayal kırıklığına uğratmıştı bir kere daha.

Acarla göz göze geldiğimizde hissettiklerimi tek bakışta anlamış, o öfkeyle konuşmaya başlamıştı.

-İstersem bu oteli şuan alır, 3 gün sonra sülaleni kapı önünde bırakırım." Otel sahibi ona çevirdi bakışlarını.

-Buyrun?"

-Diyorum ki..." dedi Acar, ona göre bir adım, bana göre 3 adım, öne çıkarak "Acar Devran ben...Adam ol işini yap, bu adam bizi rahatsız etti."

Otel sahibinin bakışları iyice battığının göstergesiydi. Arada kalmıştı, sonunda işin içinden çıkamayınca Acar delirdi.

-Ya da yapma, işin bitti. Biz gidiyoruz..." mavi gözlü çocuğa döndü sonra "Ha senin o dergini de dua et bulmayayım. Yürü Elvin." Bir şey diyemeden hepimiz zaten çok da yerleştirmediğimiz eşyalarımızı topladık.

Otel sahibi Acar'ı, Savaş ağabeyi durdurmayı denediyse de nuh demiş peygamber dememişlerdi. Hatta Savaş ağabey, Çağrı denen adamı eğer kolunu bırakmazsa öldüreceğiyle tehdit edince pes etmişlerdi.

Sonuç olarak, hepimiz birbirimize kalakalmıştık.

Çünkü civardaki tek pansiyonun da dolu olduğunu öğrenmiştik.

-Ne yapacağız şimdi?" Asu'ya ters ters baktı Acar.

-Düşünüyoruz, bulacağım bir şey." Asu da ağabeyine gözlerini devirdi.

-Ne zaman bulursun? Seneye mi?" Tam Acar da ağzını açacakken Savaş ağabeyle araya girdik. Elimizi kaldırarak.

-Devrim, Derin benimle gelin. " Acar arkadan adımı söylese de aldırmamış, daha demin uğradığımız pansiyondan pike ve yastık aldırmıştım.

Ellerimiz dolu geldiğimizde hepsi bize uzaylı gibi bakıyordu.

-Sahilde yatacağız."

-Ne yapacağız?"

-Sahilde ne?"

-Ne ya..."

Tutkuyla Harmanlanmış BedenlerWhere stories live. Discover now