Ben Piskopat değilim

3.8K 72 5
                                    

Normal hayatım nasıl bu hale gelmişti? Neden şimdi bir koltukta kadının tekini izliyordum? Neden titriyorum? Ve kadın neden aramıza mesafe koyuyor? Ben deli miyim? Neden buradayım? Sanırım bunların cevabını hiçbir zaman alamayacağım.

---------•---------

Aslında o gün herzamanki gibiydi...

"Yu-ki-no-chan!" kafamı yavaşça okuduğum kitaptan kaldırdım ve gözlerimi Misa-san'a diktim. "Yukino-chan, ne yapıyorsun?" kitabı kaldırıp geri indirdim. "Sokka! Unutma bu gün öğle yemeğini bizle yiyeceksin!" dedi. Kafamı sakince tamam anlamında salladım. Aslında tek başıma yemeyi yeğelerdim ama peşimi bırakmayacağı için önceden kurtulmak iyidir. Sınıfta hiç konuşmazdım. Hatta çoğu çocuğun benim sınıfta bile olduğumdan haberi olmadığına eminim. Ne kadar asosyel olsam da nedense Misa-chan peşimi hiç bırakmıyor.

Yemek saatinde 'zorunlu olarak' Misa-chanın yanına oturdum. "Yukino-chan! Aaa de!" Misa çatalındaki kek parçasını bana uzatıyordu. Takmadım ve yemeğimi yemeğe devam ettim. Misa-chan birkaç dakika sonra çatalını indirdi, pes etmiş gibiydi ve arkadaşlarıyla konuşmaya başladı. Yemeğim bittiğinde masadan ayrılırken, arkadaşlarının "Neden onla bu kadar çok ilgileniyorsun Misa? Kız asosyelin teki!" dediğini duydum. Bu lafı o kadar çok duyuyordum ki. "I-ıh bence çok ilginç biri! Onla nakama olmak isyorum!" PAT! Tepsim yerdeydi. Şaşırmıştım. Şu ana kadar Nakama kelimesini hiç düşünmedim, ya da ihtiyacım olmadı. Yanlızlığı seviyorudum, hala da seviyorum bu yüzden nakamalardan iğrenirim. Koşarak dışarı çıktım. Tabikide ağlamıyordum. Neden ağlıyım ki? Sadece yanlız kalmalıydım ve düşünmeliydim. O zaman dünya daha güzel. Kendi hayaldünyam ve gerçeklik arasında sıkışmış gibiyim. Kimi zaman dünya değişik renklere bürünüyor kimi zaman ise eski sıkıcı halinde. En son gördüklerimi anlattığımda 5 yaşındaydım. Zaten o günden sonra konuşmamıştım. Yanlız mutluydum ben. Hayal dünyam bana yeterdi. "YUKİNO-CHAN! Demek buradasın!" Misa-chan gelmişti. Şaşırmadım, çıktıktan sonra beni çatıya kadar takip etmiş olmalıydı. Parmaklıklara dayadığım ellerimi çektim ve arkamı döndüm. "Ne oldu? Bir anda gittin!" omuzlarımı birşey yok anlamında kaldırıp indirdim. Parmaklıklara yanaşıp yaslandı. Ondan bir adım uzaklaşıp sırtımı yaslayarak yere oturdum. O da oturdu. Yanıma doğru kaydı, ben uzaklaştım. O kaydı, bek uzaklaştım. Tanrım, derdi neydi bunun. Yanlız kalmak istiyordum. "Nee! Yukimaru-chan sen de onları görüyor musun?" ona baktım. Binaları işaret etti. "Renkleri, kırmızı,yeşil,mavi! Dünya böyle daha güzel! Havada balonlar, üçgenler." Şaşırdım. O da mı bunları görüyordu? "Hadi ama en azından cevap ver?" ona dik dik baktım. Sonra kafamı evet anlamında salladım ve ilk defa gülümsedim. Aslında ufacık bir tebessümdü ama dudaklarım kıvrılmayalı o kadar çok olmuştu ki! "He...He. Hehe...hehehehehehe! Ahahahahahahahahah!" ona baktım. "Gerçekten.... Gerçekten doğruymuş! Kafadan çatlakmışsın! Onlara inanmamıştım! Ama gerçekten doğruymuş. Dünayı farklı gördüğün falan!" Bu da ne demekti! O benimle nakama olmak istemiyo muydu? Neden benle dalga geçiyordu! Kaşlarımı çattım. "Hadi ama çatma kaşlarını! Bana kızmış olamassın! Senin dünyan çiçekli böcekli değil m-!" Yerimden hızla kalktım. "Argh!" diye inledim. Kafam! Gene zonkluyordu. Çok kötü hemde. "Hey ne oldu! Delilik beynine işledi ve artık ağrı mı yaratıyor?" Kes sesini. "Heeey! Yoksa dilini de kedi mi yemişti?" Kes senini! "Bana mı kızdın? Gerçekten senle arkadaş olduğumu düşünmüş olamassın!" KES SESİNİ! İşte o an hayatımı bitiren an olmuştu. Bedenim kontrol ediliyomuşçasına Misaya doğru atıldı ve onun yere düşürdü. Yumruk atmaya başladı. Hızlı. Daha hızlı, Daha hızlı ,daha güçlü. Kanlar her yerime sıçramıştı. Misa altımda çığlıklar atıyordu. Heryeri kan içindeydi, yani büyük ihtimal kandır çünkü dünya gene değişmiş kan yeşil olmuştu. Birkaç öğretmen Misanın çığrınışını duymuş olacak ki, çatıya geldiler. Beni Misadan ayırmay çalıştılar her atarafım yeşil, mor ve kırmızıydı. Bir öğretmen baygın Misayı kucağında götürüken, diyeri bana "Yukino! Sen ne yapıyorsun? Bunu neden yaptın?" diyip duruyordu. O kız "onla nakama olmak istiyorum" demişti. Yalan! gene yalan. Bu dünyada Nakama diye bişey yok...

Ben Piskopat değilimWhere stories live. Discover now