21: MIŞIL MIŞIL

Start from the beginning
                                    

Beni anlamasını beklemiyordum. "Deli olduğum için bunları kullanıyorum!" diye patladım.

Yumruğunu ağzına dayadı. Dilinin ucundaki kaba yorumu bastırmaya çalışır bir hali vardı. Önce bir adım uzaklaştı fakat sonra hızla yanıma geldi ve tekrar başımı tuttu. Hızlı nefes alıyordu. "Bugün orada ne olduğunu bilmiyorum. Kim ne yaptıysa ya da ne dediyse geri dönüp kafasını koparmak istiyorum." Her bir kelimeyi gözlerini ayırmadan ve vurgulayarak dile getirdi. Gözlerindeki derinleşen öfkeyi görebiliyordum. "Anlatmak istersen kulaklarım kanaya kadar seni dinlerim." Bakışlarındaki öfke sönüp yerini şefkate bıraktı. "Şimdi, lütfen bana aptalca şeyler yapmayacağına sözver." Elleri yüzümden boynuma kaydı ve suratima biraz daha yakın durdu. "Özellikle kendine zarar verecek bir şey yapmayacağına söz ver."

Yakınlığı gozlerimi kapatma isteği uyandırdığında gözlerimk kaçırdım.

Ancak başımı tekrar gözlerine bakabileceğim şekilde kaldırdı. "Eğer buna devam edersen, yemin ederim ki ailene durumu bildiririm." diye tehdit etti.

Abartılı bir şekilde nefes verdim. Yapabileceğini biliyordum. "Tamam." diye yalan söyledim.

Yüz ifadesi rahatladığını gösteren bir ifadeye büründüğünde başımı tekrar serbest bıraktı ve yatağın başucuna sandalye çekerek yerleşti.

Kaşlarımı çattım. "Ne yapıyorsun?"  diye sordum.

"Sen uykuya dalana kadar burada bekleyeceğim." dedi.

Başımı salladım. "Uyumak istemiyorum."

"Uykusuzluktan ayakta zor dikiliyormuş gibi bir halin var." Eliyle yatağa yavaşca vurarak uzanmamı işaret etti.

Uyuduğuma emin olana kadar beni rahat bırakacak gibi değildi. Rahat bırakmasını istemiyordum. Varlığı dinginlik sağlıyordu. Yanına giderek yatağa yerleştim. "Ya kabus görürsem?" diye sordum.

"Ben buradayım. Bir şey olmayacak." Kısa bir sessizliğin ardından elimi tuttu ve büyüleyici bir ses tonuyla "Güven bana." dedi.

Ona güveniyordum. Okulda kilitli kaldığımız gün uyuyakalmıştım ve korkunç rüyalarımdan birini görmüştüm. Uyandığımda yanı başımdaydı ve beni korumak için hazırdı. Yine benim için orada olacağından şüphem yoktu.

Tavanımdaki ışıldayan yıldızlara baktığımda hüzünlü bir şekilde gülümsedim. Küçüklüğümde ne zaman uyuyamasam annem yanıma uzanır beni sıcacık kolları arasına alır ve masal anlatırdı. Gözlerimi tavandan ayırmadan "Bana masal anlatır mısın ?" diye sordum. Tekrar yüzüne baktığımda istediğim şey için şaşkındı. "Yani ezberinde bir tane varsa." Nazikçe tebessüm ettim.

Bir kaç saniye ciddi olup olmadığımı anlamak için suratımı inceledi. "Tabiki ezberimde bir kaç masal var. Küçük kız kardeşi olan bir abeydim. Unuttun mu?" diye hatırlattı.

Teşekkür edercesini elini daha sıkı kavradım ve gözlerimi kapadım.

"Bir varmış bir yokmuş, bundançok çok uzak bir zamanda Mulan adında savaşçı bir prenses yaşarmış..."

Sesini bir ninni gibi dinledim.

***

Soğuk...

Çok soğuktu.

Soğuk kanlı katil gecenin kör karanlığında bir kadının çığlığı kulaklarımda acımasızca yankılandı. "Yardım edin!" diye feryat ediyordu kadın, tüyler ürpertici çığlıklıkları arasından.

BEYAZ KUMRUWhere stories live. Discover now