Yine Balo

3.1K 169 71
                                    

"Ama bu nasıl olur?"
Korkudan kocaman olmuş gözlerimle Kurt'e bakıyordum, aklına birçok söz geliyor fakat hiçbirini söylemeden ağzını geri kapatıyordu. Elini alnına koydu.
"Tamam. Bak mum'u bir kahinden almış olabilirim ama belki sahtekar biridir. "
Oturduğum yatağın battaniyesine elimi koyduğumda gereğinden fazla yumuşak olduğunu farkettim.
"Senin yatağın değil mi?"
"Evet. Evet benim yatağım." dedi saf bir mutlulukla.
"Nasıl anladın?"
"Çocukken de yumuşak battaniyelerde uyuyabilirdin sadece, aynı renk ve desene sahip olunca tahmin ettim diyebiliriz."
Yeri biraz inceledikten sonra aklıma Kurt'ün küçükken bana söylediği bir sır geldi.
"Gizli göz hala duruyor mu?"
Suratında utançla karışık bir gülüş vardı.
"Duruyor." dedi ayağa kalkarken. Yatağın diğer köşesine geçmesiyle battaniyeyi ters çevirmesi bir oldu.
"Ee planından bahsetmeye ne dersin?"
"Haklısın." dedi yanıma otururken.
"Plan şu mektubu ele geçirmenin tek yolu saraya lord'dan önce ulaşmamız."
"Peki bunu nasıl yapacağız?"
"Bunu böyle söylemek istemezdim ama."
"Neyi söylemek istemezdin?"
"Abin, tahtta ki hakkından feragat etti." Şaşırmıştım, üzülmüştüm, korkmuştum.
"Niye yaptı Böyle birşeyi?"
"Hicbir zaman kral olmak istemiyordu bunu sende biliyorsun."
Başımla onayladım. "Plan şu, abinin yaptığından dolayı baban onun adına küçük bir veda balosu düzenliyor. Mektupta o gün elinde olacakmış."
"Baloya bizde davetliyiz değil mi?"
"Aynen öyle. Burada sıra sana geliyor,
Bir şekilde babana ulaşmadan mektubu yok etmen lazım."
"Yaptığın plan bu muydu?"
"En mantıklısı buydu inan bana."
Kısa bir sessizlik oluşmuştu ve bunu bozmanın vakti gelmişti.
"Benimde bir planım var aslında daha demin yaptım ama işe yarayabilir."
"Dinliyorum."
"Aria'yı bulabiliriz."
Gözleri dolmuştu.
"Nasıl?"
"Hayley bize yardım edebilir."
"Yardımcın mı?"
"Biliyorum çok küçük bir umut ama."
Birden elimi tuttu, suratına baktığımda acıdan başka hiçbir şey görmüyordum.
"Onu kurtarmak için Drop herşeyi yapmaya hazırım."
"Biliyorum. Birkaç gündür düşünüyordum bu konuyu fakat sana anlatıp anlatmama konusunda tereddüt ediyordum, artık eminim. Ne zaman Aria ve teyzesinden bahsetsem Hayley sürekli bakışlarını kaçırıyor ve konuyu değiştiriyordu. Belki o biliyor olabilir." Onu umutlandırmıştım,  yaptığım ne kadar doğruydu bilmiyorum ama bunu yapmam lazımdı.

Odama geldiğimde bütün gözleri üzerimde hissediyordum.
"Ne var?"
"Dalga geçiyor olmalısınız majesteleri."
"Dawny bunu size söyleyemezdik."
"Hayır beni yanlış anladın." dedi oturduğu yerden.
"Tabii ki saklamanızı anlıyoruz fakat Elena, sırrınızı öğrendiğimizden beri bize tuhaf davranıyor."
"Nasıl bir tuhaflık?"
"Can yakıcı bir tuhaflık." dedi Ashley.
"Emirler veriyor, bağırıyor." Niye yapıyordu bütün bunları? Sırrımızı söylemek zorundaydım bunu biliyordu, en azından farkındaydı.
"Nerede şuan?"
"Bay Stossel'ın yanında."
"Niye? Ne yaptı?" ses tonumdan endişeli olduğum anlaşılıyordu.
"Bilmiyoruz bir öğrenci gönderdiler çağırması için." Ayağa kalktım.
"Tamam teşekkür ederim."
Kapının kolunu büyük bir öfkeyle açıp aynı şekilde sertçe çarparak kapatmıştım, niye böyle birşey yaptığımı bilmiyordum ama tahmin edebiliyordum. ÖFKE.
Bay Stossel'ın odasına ulaştığımda içeri girmekte tereddüt ettim sonuçta biraz fazla büyümüştüm olayı ama girmek zorundaydım.
"İçeri gel."
"Drop ah seninde burada olman çok iyi oldu." Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı arkamdan çevirdiği bunca işe rağmen yüzüme girebiliyordu. "Öfkeye izin verme Drop, onun duygularını yönetmesine izin verme." kimdi bu. Birisi bana fısıldıyordu, Elena veya Müdür değildi, odaya bir göz gezdirince pencerenin tam önünde onu gördüm kırmızı gözlü ruh.
"Drop iyi misin? Biraz dalgın görünüyorsun."
"Evet evet iyiyim." dedim zor da olsa ruha bakmayı bırakarak.
"Dediğim gibi prens James'in yaptığından dolayı babanız bir balo düzenliyor ve özellikle sizi orda görmek istediğini söylemiş." parmağıyla beni gösteriyordu.
"Kime söylemiş bunu?"
"Lord Lucas'a." hafif bir tebessümle geçiştirdim. "Babanız bu gece hepinizin hazır olmasını istedi, dört adet at arabası gönderecekmiş."
"Pekala teşekkür ederiz." Elena'ya başımla kapıyı gösterdim anladığından dolayı benim arkamdan o da çıktı.
"Benim kütüphaneye uğramam gerekiyor derse gelemeyeceğim."
"Öyle olsun majesteleri."
Başımı öne eğerek iki yana salladım ve merdivenlerden çıkmaya başladım. Kütüphaneye vardığımda Bayan Kiyon tüm sevimsizliğiyle yine birilerini azalıyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 09, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ELEMENTLERİN PRENSESİWhere stories live. Discover now