22

3.6K 132 53
                                    

Madison uyandığında, Harvey şöminenin köşesinde oturmuş kitap okuyordu. Başı inanılmaz derecede ağrıyan genç kız yerinden bir süre kalkamadı.

"H-Harvey?"

Sesi soluk çıkıyordu. Genç oğlan onu duyar duymaz oturduğu yerden kalkıp kızın yanına geçti. Eliyle kızın yüzüne dökülen saçlarını kenara savurdu.

"Madison, iyi misin?"

Genç kız gülümsedi. "Son günlerde bana bu soruyu çok sık soruyorsun."

"İyiyim. Neler oldu? Nasıl buradayız?"

"Sinir krizi geçiriyor gibiydin...Bayıldın. Seni kucağıma almış, öylece bekliyordum. Sonra baban bize bir taksi çağırdı ve seni buraya getirdim. Geldiğimizden beri uyuyorsun."

"B-babam mı? Peki ya polisler? Polisleri nasıl atlattın?"

"Polisler mi? Madison... Polis falan yoktu."

Madison anlayamıyormuş gibi kaşlarını çattı. Polis sirenleri duyduğuna yemin edebilirdi. İyiden iyiye delirdiğini düşünmeye başlıyordu. Harvey onun yaşadığı kafa karışıklığının farkındaydı bu yüzden kızın fazla üzerine gitmemeyi tercih etti. Madison birden ağlamaya başladı ve kendini Harvey'nin kollarına attı.

"Çok kötü şeyler oldu Harvey--" Artık hıçkırarak ağlıyordu.

"--Sana anlatacağım ama bana inanacağına söz vermelisin...Söz ver!" Son cümleyi bağırarak söylemişti. Harvey'nin gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"Tamam..Tamam! Sakin olur musun? Söz veriyorum."

Madison'ın göz yaşları dindi ve koltukta oturur pozisyona geçti. Harvey'e o gece otelden çıktığında olanları anlattı. Annesinin evine gittiğini...Colton'ın orada olduğunu ve annesinin boğazını acımadan kestiğini...Bıçakta bıraktığı parmak izlerini anlattı ve tekrar ağlamaya başladı.

"Benim yaptığımı düşünecekler!"

Artık ağlamaktan konuşamıyordu bile. Kelimeler ağzında yuvarlanıyordu. Harvey kendi kendine düşüncelere daldı. Ona inanmak istiyordu ama bir his buna engel oluyordu. Söz konusu Madison olduğunda, dürüstlük pek ortalarda gezinen bir kelime değildi. Yine de ne yapacağını bilmiyordu...Madison'ın da bilmediğini görebiliyordu. Kıza bir şey söylemeden hızla üst kata çıktı ve odasındaki lap topu alıp, aşağıya indi. Koltukta Madison'ın yanına oturdu ve arama motorunu açtı.

"Annenin adını söyler misin?"

"Jessica."

Harvey arama motoruna bir şeyler yazarken Madison göz ucuyla bilgisayarın ekranına bakıyordu.

"Jessica Averil yazmalısın. Annem babamın soyadını kullanmıyor." dedi. Gözyaşları yerini meraklı bakışlara bırakmıştı. Harvey, Madison'ın dediğini yaptı ve arama motoruna "Jessica Averil" yazdı. Annesinin üye olduğu bir kaç sosyal medya hesabı dışında hiçbir haber yoktu. Harvey boğazını temizledi,

"Böyle bir olayın haber yapılmaması mümkün değil Madison, belki de..." Genç oğlan duraksadı. Ne diyecekti ki? Belki de bunların hepsini uyduruyorsun mu? Tekrar düşündü.

"Belki de, annen ölmemiştir. Colton sadece seni korkutmak istemiştir." Kendi söylediği şeyin kulağa aptalca geldiğini Harvey bile fark etmişti. Madison kaşlarını çattı. Harvey onun bir şeyler düşündüğünü anlayabiliyordu.

"Belki de isimleri gizli tutuyorlardır. Bu yüzden hiç haber yok." kendi kendini başıyla onayladı.

"Evet kesinlikle böyle olmalı. Colton bana polis tanıdıkları olduğundan bahsetmişti. Bunu ayarlamış olabilir. Çünkü beni yakalatmak istemiyor. Sonsuza kadar acı içinde kaçmamı istiyor."

PerukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin