18

2.5K 144 18
                                    

"Sen kafayı mı yedin!" diye bağırdı büyük annesi. "Akıl hastanesinden birini kaçırmak da ne demek oluyor! Baban duysaydı eğer..."

"Ama duyamaz." Dedi Harvey. "Çünkü o öldü. Ve burası artık benim evim. Yani istediğim insanı getirebilirim."

Büyük annesi bir şeyler diyecek gibi oldu ama Harvey onu susturdu. "Söyleyeceğin hiçbir şeyi duymak istemiyorum. Giderken arabayı bırak. Babam onu bana almıştı." dedi ve hızlı adımlarla merdivenlerden yukarı çıktı. Madison Harvey'nin eski odasına yerleşmişti. 

"Beni burada istemiyor değil mi?" dedi Madison. Konuşulanlara kulak misafiri olmuştu. Daha doğrusu olmak zorunda kalmıştı çünkü duvarlar çok inceydi ve büyük anne bağırıyordu. 

"Onun ne istediği önemli değil." Dedi Harvey. Daha sakin görünüyordu. "Sen keyfine bak."  

"Sen ne yapacaksın?" Dedi Madison. Harvey giyinmişti. Bir yere gidiyor gibiydi. 

"Biraz araba süreceğim..." Dedi. "Gelmek istiyorsan gel sen de." 


Harvey biraz paslanmıştı ama nasıl araba kullanacağını hatırlıyordu. Normal hızda gitmesine rağmen aniden durduğunda Madison başını hafifçe önüne çarptı ve acıyla inledi.

"Bir an dikkatim dağıldı... İyi misin?" Harvey hemen kemerini çözüp Madison'a uzandı. "Sikeyim başın kanıyor."   

"Bir daha arabana binmeyeceğim." dedi Madison gülerek. Canı yanmıyordu. Abartacak bir şey yoktu ama Harvey'nin ilgisi hoşuna gittiği için ses etmedi. 

"Dikkatin neden dağıldı?" diye sordu en sonunda. "Sağdaki evi görüyor musun?" 

"Evet görüyorum." 

Görmemek imkansız, diye düşündü Madison. Muhteşem bir evdi ve çevredeki tek ev sayılabilirdi. 

"Burada yaşıyordum." Dedi Harvey. "Hastaneye yerleşmeden önce." 

"İçeri bakmak ister misin?" diye teklifte bulundu Madison. Harvey gülümser gibi oldu. "Emin misin?" 

"Neden olmasın?" dedi Madison. Evin ışıkları yanıyordu. Belli ki birileri yaşıyordu. Birlikte görünmeden verandaya çıktılar ve camdan içeri izlediler. Aşağı yukarı Madison'la yaşıt, belki bir kaç yaş daha ufak, bir çocuk oturma odasında televizyon izliyordu. Sonra sahneye otuzlu yaşlarında alımlı bir kadın girdi. Madison, Harvey'nin yumruklarını sıktığını gördü.

"Bu o dimi? O kadın?" diye sordu. Harvey başıyla onayladı. "Ne kadar mutlu görünüyorlar." 

"Bunu bilemeyiz." Dedi Madison ve ayağa kalktı. 

"Ne yapıyorsun biri görecek!" 

Madison temkinli adımlarla evin kapısına doğru yürüdü ve nazikçe zili çaldı. 

"Delirdin mi kızım sen!" Harvey konuşuyordu ama boşa. Madison'ın umurunda gibi görünmüyordu. 

"Gel buraya yoksa ben getirmesini bil..." 

Kapı açıldı. Çocuk açmıştı kapıyı. Bebek mavisi gözleri bir açıklama bekliyor gibiydi. İlk önce Madison'ı baştan aşağı süzmüş sonra da kanayan başında takılı kalmıştı. 

"İyi misiniz?" Kapıyı biraz daha araladı. 

"B-ben düştüm." Dedi Madison. Hemen gözleri dolmuştu. "Nerede olduğumu da bilmiyorum." diye ekledi. Çocuk bir süre alık alık ona baktı sonra "Çok pardon." Dedi. "Telefonumu falan kullanmak ister misin?" 

PerukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin