1. BÖLÜM ~ ELA'M

154K 5.1K 783
                                    

Merhabalar ! Öncelikle hikayeme tıkladığın ve değerli zamanını bana ayırdığın için çok teşekkür ederim 😊

Yazdığım bu ilk hikayemde umarım sonuna kadar benimle olursun. Ben 3 kişi de olsak 33 kişi de olsak sabırla burada olmaya devam edeceğim. Elimden geldiğince her hafta yeni bir bölüm yayınlamaya çalışacağım 😊 yorumlarını ve oylarını bekliyorum 🙏

Keyifli okumalar ❤

-

Dersin bitiş zilinin çalmasıyla sınıfın kapısı usulca aralandı. Çocuklarını almaya gelen birkaç veli girdi içeriye. Zümrüt öğretmene bir baş selamı verip evlatlarının yanlarına geçtiler. Kimi çocuğuna montunu giydirirken kimi boynuna atkısını doluyordu.

Zümrüt şefkatle hala annelerine muhtaç güzel çocuklarını seyretti. O özel çocukların öğretmeniydi. Elbette her çocuk özeldi ama bu güzel çocuklar en özel olanlardı Zümrüt için. Hiçbiri görmüyordu, hepsi ebedi bir karanlığa mahkumdu.

Velilerin her biri Zümrüt'e iyi günler dileyip sınıftan çıkarken Tuana hâlâ sırasında oturuyordu. Bakıcısı olan Ayla Hanım henüz gelmemişti, geç kalacağını da haber vermemişti ya neyse.

Zümrüt küçük kızın yanına yaklaştı. 'Tuanacığım, sanırım Ayla teyzen bu gün biraz gecikecek. Onu beklerken seni giydirmemi ister misin?'

Tuana usulca salladı başını. Zümrüt kıza gülkurusu, çiçekli kaşe montunu giydirdi önce. Daha sonra kırık beyaz atkıyı küçük kızın ince boynuna doladı.

Kızın ailesinin durumunun çoğu aileden çok daha iyi olduğu her hallerinden belliydi. Her gün onu almaya gelen arka arkaya sıralanmış birkaç lüks araç bunun en büyük göstergesiydi. Ama neden özel bir eğitim merkezine değil de devletin eğitim merkezine geldiğini merak etmişti hep. Zümrüt düşüncelere daldığı sırada Tuana konuşmaya başladı.

'Öğretmenim ben biraz acıktım da, bana çantamdaki kutudan kurabiye verebilir misiniz?'

Zümrüt 'Veririm tabi.' deyip yanındaki çantaya uzandı. Küçük kutudan çıkardığı çikolata parçalı kurabiyeyi ellerini açmış bekleyen kızın avucuna bıraktı. Daha sonra uzanıp parmak uçlarını öptü.

Tuana keyifle kıkırdadı. Zümrüt ne zaman bir şey verse, sonrasında uzanıp çocuklarının parmak uçlarını öperdi. Tuana yüzündeki gülümseme ile kurabiyesini yerken bir yandan da hararetli bir şekilde öğretmenine Ayla teyzesinin dün ona okuduğu hikayeyi anlatıyordu.

'Sonra kurt kocaman ağzıyla yaşlı babaanneyi yemiş öğretmenim, gerçekten yiyebilir mi?'

Zümrüt tam cevap verecekken kapıda durmuş, onları izleyen adamı fark etti. Siyah uzun kabanının altından bile omuzlarının heybeti belli oluyordu. Adamı daha önce Tuana'yı almaya gelen arabalardan birinde görmüştü. Babası galiba diye düşündü.

Gülümsediği yerde Tuana'ya döndü. 'Tuanacığım sanırım gitme vaktin geldi. Bugün baban gelmiş seni almaya.'

Küçük kız baba lafını duyunca şaşırarak sordu. 'Babam mı? Babam mı almaya gelmiş beni?'

Kapıdaki adamdan hiç ses çıkmıyor, sadece onları izliyordu. O sırada Tuana yeniden konuştu. 'Öğretmenim gelen kişiyi bana tarif edebilir misiniz?'

Kızın sorusu üzerine Zümrüt bir an duraksadı. 'Uzun boylu, siyah saçlı...'

Zümrüt konuşmaya devam ederken küçük kız atıldı birden. 'Siyah saçlıysa abim gelmiş.' dedi coşkuyla. 'Çünkü babamın saçları beyazmış, abimin ki siyah. Benim saçlarım da buğday sarısıymış.'

MABEDİM (Tamamlandı) Adım Adım Mutluluk-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin