-Acar, biz seninle dışarıda konuşalım." Diyen Mert son anda yetişmiş, Acar'ın da onaylamasıyla evden çıkmıştı.

Kalamaz, diye düşündü Acar. Mert de değildi tek sorun, bu kadın Elvin'in psikolojisini bozardı.

-Gel şöyle bahçeye geçelim." Diyen Mert ile bahçedeki koltuklardan birine oturdu.

-Bak Mert...Ben direk konuya girmek istiyorum." Kafasıyla onayladı Mert.

-Ada benimle konuştuğunda, senin...Senin Elvin'e karşı bir hislerin olduğunu...Onu sevdiğini söyledi işte." Mert'in yüzüne odaklanıp ifadesini ölçtü.

Mert ise tepkisizce Acar'ın yüzüne baktı.

-Ve? Yani?" Acar durumu garipsese de sert ses tonuyla soru sordu.

-Seviyor musun?" Mert cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. Bir nefes alıp, dumanını yavaşça bıraktı.

-Seviyorum." Acar, derin bir nefes verdiğinde omuzları gerçeğin ağırlığını yüklediğinden çökmüştü. Ama toparladı.

-Sevmeyeceksin." Mert güldü komik bulmuş gibi. Kafasını onaylayarak salladı hala dalga geçer tavrını devam ettirerek.

-Mert, siktirtme belanı sevmeyeceksin diyorum." Diyerek ayaklandı Acar. Mert tıkanmıştı artık.

-Ne sıfatla diyorsun lan puşt ne sıfatla?!" Aralarında santimler vardı ve birazdan kıvılcımlar yangın çıkarabilirdi.

-Ne sıfatla mı? Soruyor musun?" Dedi bu sefer Acar gülerek.

-Sen" dedi Mert "Sen Adayla beraber dışarı çıkarken, yemeklere gidip, klüplerde eğlenirken ben evde Elvinle film izlerdim." Acar'ın üstüne yürürken Acar sabrının kalan son kırıntılarıyla, geri adımlar attı yavaş yavaş.

-Sen kız kardeşimle oyuncak gibi oynarken, ben Elvin'i seviyordum lan! O kız benim omzumda ağladı babası öldüğü gün!" Eliyle omzundan ittirdi Acar'ı. "Ben, o kızı gördüğüm günden beri seviyorum. Şimdi bana gelip vazgeç mi diyorsun it!!" Acar'ın yüzüne yumruk attı. Acar hiç etkilenmemiş gibi, Mert'e de öküz gücüyle bir yumruk geçirdi. Mert sendelese de devam etti.

-Ben onu hep sevdim, seveceğim de. Seninle olsa da, senin o hevesin geçse de, ben onu seveceğim anladın mı? Belki hiçbir zaman olmayacak ama başka çıkarı yok bunun anlıyor musun? Zarar vermeden...Uzağımda da olsa seveceğim." Acar'a en çok koyan buydu işte.

Ona "Sevme." Dese bile değişmezdi.

Elvin'e onun gözüyle bakabilmişti, onu görebilmişti demek yıllar öncesi.

Kendine lanet etti o zamanlarda engel olamadığı için. Kendini suçladı.

Şimdi nasıl vazgeçirebilirdi Mert'i? Elvin'i sevmemesi için yalvarmak istiyordu tam şuanda. Dünya kadar para verip vazgeçirmek..Kendini yeşilçamdaki kötü adamlar gibi hissetti.

-Sevmeyeceksin." Dedi son olarak. "Bunu aklına iyice sok. O bana ait...Her hücresiyle...Her zerresiyle... Bitir içindekini. Takıntı yapma...tıpkı...kız kardeşin gibi." Sözünün bitimiyle yüzüne gelecek ikinci yumruğu engellemiş, kendi elini havaya kaldırmıştı ki Cihangir Duru'nun sesini duydu.

-Oğlum?" Hemen elini çektiği sırada yaşlı adam kapıdan yanlarına girmişti.

-Acar sen de buradaymışsın, hoşgeldin. " yaşlı adamın yanında, oğluna vuramazdı. Zaten adamın daha da çökmüş halini görünce içini tarif edilemez hisler kaplamıştı. Bu yüzden:

-Hoşbuldum Cihangir amca, ben artık gideyim." Dedi.

-Yemeğe kalsaydın." Diyen adamı cevapladı:

Tutkuyla Harmanlanmış BedenlerWhere stories live. Discover now