Av

2K 142 13
                                    

     

        Derin bir nefes alıp verdi Levent. Nereden başlayacağını tasarlıyordu aklında. Alpike duydukları karşısında gerginliğini gizleyemiyordu. Öğrendiği yeni şeyler kendisini bile bu kadar sarsmışken, Levent ve Çetin'in şuan ne halde olduklarını düşünmek elinin, ayaklarının buz kesmesine yetiyordu.

         Kendisinden önce kahkaha sesleri gelmişti yanlarına. Neşeli, gür sesli kahkahalar onun çakırkeyifliğini saklamak şöyle dursun, daha da gün yüzüne çıkartıyordu sarhoşluğunu. Yanında satın alması zor ve kendisine bir hayli pahalıya mal olmuş bir orospu vardı. Kadın kırklarındaydı ancak hala çok güzeldi. Lakin iştah açıcı bir et parçası görmüş gibi Levent'e bakmaya başladığı andan itibaren, Levent'in kadına duyduğu tüm acıma hissi bir gaz ve toz bulutu gibi dağılmış, yerini tiksintiye bırakmıştı. Biraz önce duymuş olduklarını sindirmeye çalışmasının hemen ardından Şanlı'nın yanlarına gelmesi büyük talihsizlikti doğrusu.

       "Ahhh... Uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştim..." dedi kaz ayaklarında gülmekten peydah olmuş yaşları lüzumsuz bir kibarlıkla silerken Şanlı.

      Sonra,

       "Ah.. Levent-" dedi yeni görmüş ve sanki olduklarından aslında çok samimiler,sanki birer yakın dostlarmış gibi ismini zikrederek "Sen de mi buradaydın ?" 

      Tavırları fazla babacan ve sıcaktı. Piyasaya oynamayı iyi biliyordu. Pahalı sarı kumarhane ışıklandırması ve altın suyuna batırılmış kumarhane mobilyalarının arasında gözlerindeki o ufak nefret ışığını görmese Levent, adamın samimiyetine kanabilirdi. Ancak bu ihtiyar çakala güvenmeyecek kadar çok şey görüp, geçirmişti.

      "Gördüğün gibi Şanlı. Buradayım." dedi soğukluğundan ödün vermeden.

      "Kız kardeşin nasıl, oğlum ? Sağlığı sıhhati yerindedir inşallah!" diye sürdürdü Şanlı Levent'in üstüne gitmeyi. Bu arada sesinden müthiş bir endişe yayılıyordu. 

      Levent çenesini sıkmadan edemedi.

     "İyi, hamdolsun."

     "Oh, çok şükür. Son gördüğümde pek bir solgun ve zayıftı da kızcağız...Aman diyeyim çocuğum, dikkat edin.." dedi imayla ve sinsi, bıyık altı bir gülücükle.

     "Eh... Her ne kadar Hümayla iyi anlaşıyor da olsalar, Alpike artık eve dönsün." dedi gruba  bir adım daha yanaşarak Şanlı. Bu adımla Levent ve Alpike sabit kalırken, Çetin ve Ethan yırtıcı bir kedi gibi birer adım öne atıldı.

       Karşısındaki adamı tepeden süzmeden edemiyordu Alpike. O kadar aşağılıktı ki gözlerinde, gitmekle kalmak arasında kararsızdı. Levent'in planını bozsa ve Şamiloğulllarıyla kalıp onlara destek mi verseydi, yoksa gidip, o tiksindiği adamı aslında çok özlemiş gibi mi davransaydı ?

        Alpike'nin gözlerindeki kararsızlığı görmüş olan Levent atıldı ve cevap verdi: "Tabi.. Tabi dönsün. Bize, özellikle de Hüma'ya desteğini inkâr edemem. Her şey için minettarlığımı Alpike'ye bir dansla ödemek istiyorum. Dilersen bundan sonra kolumdan alabilirsin kızını."

         Şanlı gözle görülür şekilde dişlerini gıcırdatmıştı. Levent halinden memnun Alpikeyi koluna takıp kumar masalarının açık bıraktığı piste sürükledi genç kızı, iri adımları ve uzun bacaklarıyla Levent'i takip etmek Alpike için sürüklenmek gibiydi.

          Yeni parçanın başlamasıyla sağa sola salınmaya başladılar. Alpike'yi kendine yaklaştırıp saçlarının kapadığı kulağına fısıldadı.

KABADAYIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin