23

7.9K 810 219
                                    

"Ne?"

Bana bakmadan "Bak, bunu çıkarttıktan en fazla üç dakika içerisinde Near'ın boynuna yirmiden fazla iğne aynı anda batıp son derece zehirli  olan bir sıvıyı damarına akıtacak.  Bu zehir onu sadece yarım saat içerisinde korkunç kramplar geçirmesine neden olacak ve sonunda tüm kaslarının kasılmasına sebep olup kalbinin durmasını sağlayacak.  Bunu çıkartmak için şifresini kullanmam gerek ve bunun için bana zaman vermeniz gerek. Ve bir sorunumuz daha var tabi. " diyerek elini anlına koydu. Bakıilarından sıkıntılı bir durım ılduğunu anlamıştım.
Tüm bedenim gerilmiş,  sanki metrelerce koşmuş gibi nefes nefeseydim. " Başka ne var? " diye sorduğumda bana bakıp mavi gözlerini bana dikti ve" Bu şey bulunduğumuz yerden sinyal gönderiyor. Bizi bulmaları olasılığı çok yüksek." dediğinde kalakalmıştım. 
Bunu kim yaptıysa en ince ayrıntısına  kadar uğraşmış belli ki.
Eğer bu şey sinyal veriyorsa mutlaka askerler yerimizi arıyor olmalıydı. Hızlı adımlarla geldiğimiz kapıya ilerlerken Rubby arkamdan "Nereye gidiyorsun?" diye seslendiğinde ona bakmadan "Aslerlerin bizi bulması ihtimaline karşı dışarıda nöbet tutacağım.  Siz burada kalın."  deyip kapıyı arkamdan aceleyle kapayıp merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım.  Merdivenin ucuna geldiğimde elimi kaldırıp avucumu üstümde bulunan kapağa doğrultum ve elimi sanki bir kol indirir gibi yavaşça indirdim ve hızla yukarı kaldırdım.  Bu hareketimle beraber kapak yukarı fırlamış,  güneş ışığının o tatlı parıltısını görmüştüm.  Dışarı çıkıp kapağı geri kapatıp ilerlemeye başladım.  Belki o kaçış planımızda birçok kişinin umudunu söndürsem de hâlâ birkaç kişinin umudu vardı.  Yaşayabilirlerdi. Ve bunun tek yolu kendimizi savunmamızdı.

°°°°°°¶°°°°°°

Güneş yavaş yavaş batmaya başladığında girdiğim küçük evden yavaşça dışarı çıktım ve elimde,  evin  garajında bulduğum ve kendimi savunmak için aldığım levyeyi sıkıca tutup yürümeye başladım.  Levyeyle yakın dövüşte kendimi menzilli silahlara karşı koruyamazdım belki ama benim yetenrğim sayesinde bir tür kalkanım vardı ve bu beni avantajlı bir duruma sokuyordu. 
İlerlerken bir tür kalp atışı hissettiğimde durup etrafıma bakındım. Bu tuhaf ve ürkütücüydü çünkü kalp atış ritmi yirmi saniyede bir hissediliyordu.  Etrafıma bakınarak bir kıpırdama aramayı beklerken giderek paronayaklaştığımı farkettim.  Belli ki bu bir insana ait değildi. Belki de ölmek üzere olan bir hayvan... Evet mantıklı. 

Hızlı adımlarla önüme dönüp kapağı bulduğum yöne ilerlerken ilerideki tahta yığınlarının içinde birkaç tahtanın peş peşe  düşmesiyle durdum.  Tamam bir hayvan bunu düşürebilirdi fakat ölmek üzere olan bir hayvan birçok tahtayı nasıl devirecekti?   Bu çok mantıksız. İçimden bir ses oraya gitmemi söylüyordu. Belki de gitmeliydim.  Ama ya bu bir tuzaksa?  Hırıltılı bir ses duyduğumda o yöne doğru döndüm.  Sanki birisini boğuyorlarmış gibi bir ses duyuyordum. 

İçim içimi yerken daha fazla dayanamayıp yürümeye başladım.  Daha üç adım atmıştım ki kapağın bulunduğu yerden,  iki el ateş sesi ve çığlıkla beraber ürpermiştim.  Arkama bile bakmadan kapağa koşarak elimi kaldırdım ve sanki bir sinek kovarmış gibi elimi salladım. Sallamam ile beraber kapak ve etrafındaki diğer tüm eşyalar savrulmuştu. Hiç tereddüt etmeden kendimi aşağıya bıraktığımda sert zemine iniş yapmıştım. Sızlayan kemiklerime rağmen elimde ki levyeyi sıkarak kapıya koştum. Kapıya yaklaştığımda ise sesler çok belirgindi. Yavaşlayarak sesleri dinlemeye başladım. 

Ugo'nun tedirgin bir ses tonuyla "Sakin olmanız gerek.  Bunu konuşarak çözebiliriz."  dediğinde daha önce duymadığım bir erkek sesi "Kes sesini!"  diye bağırmıştı.  Ortalığı bir sessizlik bürüdüğünde başka bir kalın erkek sesi "Bize,  sizde olan her şeyi vereceksiniz. Buna kıyafetlerinizde dahil."  dediğinde korkuyla bir uğultu yükselmişti ve hemen ardından ise bir silah sesi daha duyuldu. Bu silah sesini hiç beklemiyordum bu yüzden sesin yükselmesğyle beraber korkuyla olduğum yerde sıçramıştım ve ayağımın takışmasıyla yere sert bir şekilde düşmüştüm.  Düşmemle beraber levye de elimden fırlamış ve yüksek sesler çıkartarak benden uzaklaşmıştı.  Bir anda hissettiğim titreşimlerle durdum.  İlk başta konuşan sesin fısıldayarak bir şeyler demesiyle beraber bana dopru yaklaşan titreşimleri hissetmem eş zamanlı olmuştu.

K.A.O.S ProjesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin