Motivasyon!

20 1 6
                                    


Buralara geri dönebilmek için kısa bir zamanım olması, bu zamanın kısa da olsa yine de buraya uğrayabilmek için yeterli olması muazzam...

Malum sınav haftası gibi bir gerçek var...

Kendimi motive etmek ve "Yeter be!" gibi bir isyan çıkarmamak adına, hayallerim olduğunu unutmamak ve bu yolda ilerleyebilmek için pes etmemem gerektiği azmiyle, sürekli motivasyon videosu izlemek ve hayatımı değiştirecek kararlar almak, bir işe yaradığımı hissettiriyor. Bir hedef için uğraşmış olmak, yolun sonunu bilmeden o yolda içimdeki korkuyu sindirerek ve cesur adımlarla ilerlememe neden oluyor...

Buraya uzun uzun kendi pragraflarımı yazmak isterdim fakat; buna gerçekten zamanım yok, üzgünüm... Birçoğunuz da benim gibi sınav haftasının yaklaşıyor olma gerçeğiyle yüz yüzesiniz ve kendimize zaman kalmıyor bu yoğun tempoda. Yoruluyoruz, tükeniyoruz, bitiyoruz... Yine de hayallerimiz var, unutmuyoruz...

Size stres dolu bu günlerde iyi geleceğini düşündüğüm bir motivasyon videosu bırakıyorum... İnternetim az diyenler için videonun tercümesini ekliyorum... İyi seyirler, iyi okumalar...

Ölüm, insanın en korktuğu şey değildir. Hayatın sonuna geldiğinde sahici bir yaşamının hiç olmadığını fark etmektir. Bir hastanede yapılan araştırmada ölüm döşeğindeki 100 yaşlı insana "hayatlarının en büyük pişmanlığı" soruldu. Hemen hemen hepsi yaptıklarından değil, "yapamadıklarından" pişman olduğunu söyledi. Almadıkları riskleri, peşine düşmedikleri hayalleri... sana soruyorum! Son sözlerin, "Keşke..." mi olmalı? Hey! Sen! Uyan artık! Neden varsın? Hayat çalışmak, haftasonunu beklemek ve kiranı ödemek değil. Hayır, hayır... Her şeyi bilmesem de bunu biliyorum. Bu dünyadaki herkesin bahşedilmiş yetenekleri var. Ben artık Martin Luther King gibi davranamam. O adamın hiç hayali olmadı. O hayal, onu ele geçirdi. İnsanlar hayallerini seçmezler. Hayaller insanları seçer. Sorum şu: cesaretin var mı, seni seçen hayali gerçekleştirmeye? Yoksa onun elinden kaçıp gitmesine izin mi vereceksin? Biliyor musun geçenlerde uçaklarla ilgili bir şey öğrendim. Bu, bu hayret vericiydi. Bir pilot ile beraberdim. Dediğine göre yolcular uçmanın çok tehlikeli olduğunu düşünüyorlarmış. Aslında uçağın yerde olması çok daha tehlikeliymiş. "Şaka mı yapıyorsun?!" dedim. Pilot devam etti, "uçak yerdeyken paslanır, arıza yapar ve aşınır. Havada olduğundan çok daha hızlı bir şekilde." Sonra düşündüm. Evet... çok mantıklı. Çünkü uçaklar gökyüzünde yaşamak için yaratılmıştır. Ve herkes 'içindeki' hayali yaşamak için yaratılmıştır. Belki de en üzücü şey tüm hayatını 'yerde' yaşamaktır. Hem de hiç havalanmadan. Çoğumuz hırsızlardan korkarız. Gece gelir ve her şeyimizi çalarlar. Aslında zihninizde de bir hırsız var, hayallerinizin peşinde. Onun adı "şüphe". Eğer onun polisi aradığını görürsen çocukları uzaklaştır. Çünkü şüphe senin hayal ettiklerinden çok daha fazlasını öldürdü. Onun birçok yüzü vardır. Bir virüs gibi seni "kör" eder ve "parçalar." Ve sen "gibi yaparsın". "Gibi yapmak" yetmez. "Gibi yapmayı" biliyorsun işte. Çok fazla "gibi yapan" insan var. Kariyer değişikliği ister "gibi", sürekli 100 almak ister "gibi", formda olmak ister "gibi", basit matematik, zor hesaplar yok. Eğer "gibi" yapmak istiyorsan; sonuçları da alırmış "gibi" yaparsın. Hayalin ne? İçindeki kıvılcımı ister "gibi" yapamazsın! Onu tüm kalbinle istemelisin! Çabalaman gerekecek mi? Evet. Evet, çabalayacaksın, başka yolu yok. Çok kez tökezleyeceksin, ama olsun. Şunu unutma, "pürüzsüz bir dağ" diye bir şey yoktur. Eğer zirveye çıkmak istiyorsan, keskin sırtları aşmak durumundasın. Bazı zamanlar stres yapacaksın, depresif olacaksın. Sana bir şey diyeyim. Steven Spielberg, film okullarından tam üç kez red aldı. Üç kez... ama o "devam etti". Televizyon yöneticileri Oprah'ı "tv'ye uygun değilsin" diye kovdu. Ama o "devam etti". Eleştirmenler Beyonce'ye "sen şarkı söyleyemiyorsun" dedi. O da depresyona girdi ama o "devam etti". "Mücadele ve eleştiri" gelişmek için olmazsa olmaz. Evrenin kuralı böyle ve bu herkes için geçerli. Çünkü hayat acı çekmektir. Ama nasıl bir acı olacağını seçebilirsin. İster başarıya giden yolda çekersin acıyı, ister "pişman" olarak. Bana sorarsan, "iki kere düşünme". Bize bir mucize verildi. Onun adı "hayat". Sakın boşa harcama. Sen, geçmişinle tanımlanamazsın. Sen, aslında her an yeniden doğmaktasın. Sahip çık, "şimdi". Bazen boşluğa sıçramak ve kanatlarını açıp süzülmek zorundasın. İyisi mi kurtul artık şu halinden, zaman geçiyor. Hayatta tekrar yoktur. Sana nutuk çekiyormuşum gibi gelebilir. Ama eğer sana bahşedileni kullanmazsan, sadece sen değil; tüm dünya bundan "eksik" kalır. Hangi icat var aklında? Hangi fikir, hangi çare, hangi yetenek vardı içinde bu dünyaya getirmen gereken? Bu dünyanın şarkısında sende yerini almalısın. Şimdi al şu mikrofonu ve biraz cesur ol. Hayat sahnesinde kalbinin şarkısını söyle. Geçmişe dönüp yepyeni bir başlangıç yapamazsın. Ama şimdi başlayabilir ve yepyeni bir son yapabilirsin.

**

Bölümü yazmaya dört gün kadar önce başlayıp henüz bitirebildim... Sınav haftası dolayısıyla uzun bir zaman daha burada olamayabilirim. Bunun için herkesten özür dilerim. Tahminimce birçoğunuz da sınav haftası kabusundasınız ve bir an önce uyanmanızı diliyorum... Bir sonraki bölüme dek görüşmek üzere...

Sessizliğe HaykırışWhere stories live. Discover now