KAŞIBEYAZ YEDİNCİ BÖLÜM

Bắt đầu từ đầu
                                    

"İyi geceler"

"Sen bu kadar saçmaladıktan sonra, gece nasıl iyi olabilir? Geç içeri!"

İlkokul çocuğu gibi başım önümde eve girdiğimde, annemi gördüm. Üzgün, ama elinden bir şey gelmez bir ifadeyle bakıyordu. Babam hiddetle konuşmaya devam etti.

"Ne halt etmeye bu kadar para kaybettin. Hem de kısacık bir zamanda! Aklın yok mu senin! Bu kadar önemli bir işi başaramayacağını bilmeliydim. Hayatın boyunca beni hayal kırıklığına uğrattın!"

"Şevket yeter!"

Annem onun koluna sarılıp, adeta yalvardı. Babamsa karısının elinden hızla kendini kurtarıp merdivene doğru yollandı.

"Eee, ne haliniz varsa görün! Bu iş istediğimiz gibi gitmezse, kendinize yaşayacak bir gecekondu bulursunuz."

Ellerimi yüzüme kapayıp, yakındaki bir koltuğa çöktüm. Gözümden bir damla yaş akmıyordu; ama vücudum sessizce sarsılıyordu. Annem hızla yanıma gelip, bana sarıldı.

"Güzel kızım, öyle demek istemedi; biliyorsun."

Hayatım boyunca, annem bana babamı hep böyle savundu. "Öyle demek istemedi." Halbuki ikimiz de biliyorduk ki, tam da istediğini söylüyordu.

Haklıydı; böyle bir aptallık yapmamalıydım. Yine de ne olursa olsun, bu sözleri hak etmemiştim.

Bedenim istemsiz titremesine son verene kadar annemin kollarında kaldım. Büyük ihtimalle Vahit Ağabey, alkol aldığımı babama söylememişti. Ona minnettardım. Bu yaptığımın bir telafisi olmalıydı. Bu kadar insanın beklentisi avuçlarımdayken, vazgeçme şansım yoktu. Mutlaka hatamı düzeltmeliydim. Yarın akşam, çok daha erken gidip, çok daha iyi bir iş çıkarmalıydım.

"İyi misin Hazal?"

Annemin güven veren sesi sıcacıktı.

"Daha iyiyim anne, biraz kendime geldim. Bu gece yanlış bir şey yaptım; ama düzelteceğim."

Annem, avucundaki elimi kuvvetle sıkarak salladı.

"Hiç bir şey yapmak zorunda değilsin. Hatta devam etmek zorunda da değilsin. Bizi bu duruma baban getirdi; şimdiyse sana yükleniyor. Yavrum, güzel gözlü kızım, bak yüzüme!"

Eliyle kavrayarak, yüzümü kendisine çevirdi. Gözlerinde her zamanki şefkatli bakış vardı.

"İstemediğin hiçbir şey yapmak zorunda değilsin."

"Biliyorum anne; ama bunu her şeyden önce kendime borçluyum. Yarım bırakamam."

***

"Ertesi gece erken sayılabilecek bir saatte, hiç bilmediğim yeni bir mekanın kapısından, heyecanla girdim. Vahit Ağabey, yaklaşık beş dakika sonra arkamdan gelecekti. Bu bana güven veriyordu elbette, ama yine de huzursuzdum. Hata yapma lüksüm yokken, yepyeni bir yere gelmek doğru muydu bilmiyordum. Kurt Vahit'in dediğine göre, İdris sonradan kumar işine girmiş eski bir mafya üyesiymiş. "Bu işlerden anlamaz, korkma!"dese de, sadece beni rahatlatmak için konuştuğunu anlıyordum.

Gerçekten de Kaşıbeyaz'ın mekanıyla uzaktan yakından alakası olmayan, salaş bir yerdi. Burası için fazla şıktım. Üzerimde dün akşam giydiğim siyah şifon tulum ve de aynı ışıltılı küpeler vardı. Nitekim de içeriye adım attığım anda tüm ilgiyi üzerime çektim. Kadın sayısı oldukça azdı.

KAŞIBEYAZ (RAFLARDA)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ