1B

47 5 1
                                    

"Seni bu hale ben soktum, canavarın ta kendisiyim."

Hem pişmanlık hem öfke barındıran cümle karşısında gözlerimi tekrar ve tekrar aralamaya çalıştım. Fakat ne yaparsam yapayıp gözlerimi açamıyor, elimi bile hareket ettiremiyordum.

Kendimi zorladıkça sanki boğazıma bir el yapışmış daha da kesiyordu nefesimi.

Onun aksine ben ne öfkeli ne de pişmandım. Ama şuan ne bunları konuşmak istiyor ne de sesini duymak istiyordum. Ayağa kalkmak ve bu aptal kulübe bozuntusu yerden çıkıp gitmek istiyordum.

"Sadece nefes alıyorsun, sen yaşamıyorsun Çilem."

                                           ☔

Kulaklarımda yankılanan şarkı sesiyle sarsak adımlarla karakola yürüyordum. Yaklaştıkça şarkının sesinin biraz kıstım. Bu beyaz binayi özleyeceğim... Bugün çalıştığım yerdeki son günüm. Taşınıyorum.. Nereye mi? Ankara.

"Günaydın Çilem abla!" duydugum sesle kafamı kaldırıp karşıma baktım. Kulaklığımı çıkarıp gülümseyerek neşeli bir şekilde karşılık verdim ve ekledim "Kaç kere dedim bana abla deme diye Ekrem!"

Ekrem kıkırdarken kolunu cimcikledim. Alt tarafı aramizda 5 yaş vardı. "Napayim heyecanlanıyorum!" Küçük bir kahkahayla karşılık verdim. O heyecanı çok iyi bilirim, bende buraya stajyer olarak geldiğimde aynı yaşta olduğum stajyer kıza abla diye seslenmiştim.

Kapıdan geçer geçmez o ses kulağınıza doluyor. Evet çalan telefonlar, kırıştırılan kağıtlar, açılıp kapanan kapılar...

Afallayarak telefonumla kulaklığımı çantaya sıkıştırırken Ekrem toz olmuştu çoktan. "Savcım buraya kadar ne zahmet ettiniz.. Ben.. Şey.. Sizi arayacaktım." yüzün kızarsın Çilem. Koskaca savcı benden 1 gündür telefon bekliyor. Adam da girdiğimiz an cin gibi karşımıza belirdi be!

Direkt lafa girişimi unutmaya çalışarak yalandan gözlerimi kısıp gülümsedim. Heyecanlanınca nasıl bir acemiye dönüşüyor ve konuşmayı unutuyorum.

Gelin size önce 1 gün gecikmemle koskaca savcıyı karakola getirecek kadar ilgi gören dosyadan bahsedeyim. Bu bir cinayet dosyası. Basit gibi görünen. Adam kaçıyor ve diğeri silahını çıkarıp onu vuruyor. Yersen.

Bu dosya tam olarak anlattığım düzeydeymiş gibi kapanıp arşive kaldırılalı tam 1 yıl oluyor. Neden kapanan bu dosya tekrar açıldı? Buna sebep olan tam olarakta benim.

1 ay önce şahsi numarama gelen mesaj.. Bu biraz ürkütücü ama ben korkmuyorum . Üstüne üstlük bu mesajdan amirime bahsettiğimde "Geçmiş gitmiş bi dava Çilem, ne diye didikliyorsun?" karşılığını aldığımdan hiç ama hiç korkmuyorum! Bu davayı nerdeyse duymadım, gelip geçti karakoldan. Karakolda bu dosyayla ilgili pek bir şey bilinmez.

Ben size bunlardan bahsederken sayın büyük çok değerli savcımla odama geçmiş masaya oturmuştuk.

Bu adamdan tırsmıyor değilim. 1 gün aramayı unuttum diye bana böyle bakıyor olamaz. Evet, ciddiyete bürünüp telefonumu çıkardım. Kulaklığı çıkarıp kenara koydum. "Yalnız değilsiin caaanımm.. " hay senin canına! Şarkı dönüp duruyormuş 2 saattir. Ah Ekrem, aklımı aldın Ekrem!

Aceleyle kapayıp yalandan iki öksürerek adamın yüzüne bir saniye bakıp hemen telefona çevirdim bakışlarımı. İşte bu olmadı. Gözünde ciddiyetsizden başka bir şey değildim. Yerinde kıpırdanıp oturuşunu tekrar düzeltti. Sayın Savcım hiç eğlenmiyordu.. Buna üzülmedim değil.

Kafamın içinde bu düşünceler dönerken mesajlarıma girip beni 1 ay önce bu davayı kurcalamaya iten o mesajı ona doğru çevirdim.

+905*** *** ****
"Beni gördüğünde ilk ne hissettin?"

Dostali jste se na konec publikovaných kapitol.

⏰ Poslední aktualizace: Apr 01 ⏰

Přidej si tento příběh do své knihovny, abys byl/a informován/a o nových kapitolách!

SAYFALAR Kde žijí příběhy. Začni objevovat