Jungkook sinirle arabayı sürerken hız sınırını çoktan aşmıştı. Hiçbirşey, hiçkimse umurunda değildi.
Annesi için korkuyordu.
İlk başta, herşeyin başında, engel olmalıydı.
Babasının gitmesine engel olmalıydı.
Annesinin evlenmesine engel olmalıydı.
O adamın, hayatlarını esir almasına engel olmalıydı.
Ailenin üveyde olsa tek erkek çocuğuydu ve şirketin tek varisi olarak sayılıyordu. Bu yüzden Jungkook'a istediklerini yaptırmak için annesiyle ilgili tehditler savuruyordu. Ama Jungkook şirketin başına geçmek istemiyordu. Şuanki ikinci varis üvey babasının ölen ağabeyinin oğluydu. Oda ağabeyinin ölümünden sonra yeğenini kendisi büyüttüğü içindi.
Yaşadıkları konağın önüne geldiğinde arabayı olduğu yerde durdurdu. Arabadan indi ve atabildiği en hızlı adımlarla bahçeden geçerek evin kapısına yöneldi.
Kapıyı alacaklı gibi çalıyordu. Evin hizmetlisi kapıyı açtığında Jungkook'u görünce selamlamak için eğildi.
H: hoşgeldiniz efendim
J: Neredeler?
H: İ-içerideler efendim
Kız Jungkook'un sinirli bakışları ve sert sözleri karşısında kekelemesine engel olamamıştı. Jungkook normalde kendilerine çok nazik davranırdı.
Kızın sözleri üzerine girişteki holl'den devam etti ve büyük salonun bulunduğu kapıdan geçerek görüş alanlarına girdi.
J: geldim işte ne istiyorsun?
K.Z: (okuduğu gazeteden bakışlarını aynı soğuklukla Jungkook'a çevirdi)
J: söylesene! Ne istiyorsun bizden! Amerikaya gönderdin sesimi çıkartmadım, 3 sene boyunca annemi göremedim sesimi çıkartmadım, şimdide annemi tek başına çine göndereceğini söylüyorsun ama buna sessiz kalmayacağım! (Nefes alışları sıklaştı. O sinirliyken karşısındakinin sakin durması onu dahada çıldırtıyordu. Annesi ayağa kalkıp Jungkook'un kolunu tuttu)
B.J: Jung-ah
J: (annesinin ellerini indirip tuttu, gözleri hâlâ üvey babasındaydı) mezun olmama az kaldı, amerikadan döneceğim ve çok sevdiğin yeğenin yerine şirketin başına ben geçeceğim, bu şirketin asıl varisi benim. işte o zaman, kaybolacak hisselerin için değil kendin için korkacaksın. (Annesine döndü) güven bana anne, senide alacağım yanıma.
Jungkook annesinin anlını öptü ve kapıdan çıkmak için adımlarını yönlendirdi, ancak duydukları durması için iyi bir nedendi.
K.Z: seni nüfusuma aldığım için asıl varis sen olabilirsin ama, kazanman kolay olmayacak, kazanabilirsen şirketin başına sen geçeceksin, kazanamazsan
J: (arkasını döndü ve bakışlarını tekrar üvey babasına yöneltti) kazanamazsam? Ne yapacaksın?
K.Z: Amerika'dan birdaha Kore'ye dönmeyeceksin.
Elinde tuttuğu gazetesine tekrar döndü. Jungkook'un gözleri yaşla yüreği öfkeyle dolmuştu. Sinirle gülümsedi. Elinden geleni ardına koymayacaktı.
Bundan sonra kendi kumarını oynayacaktı.
Birşey söylemeden evden çıktı. Hoseok'un arabasına bindiğinde ellerini direksiyona koydu ve başını öne eğdi. Derin nefes aldı ve cebinde titreyip duran telefonu fark etti.
Telefonu eline aldığında Taehyung'un attığı mesajları yeni fark ediyordu.
KimTae: Jungkook
YOU ARE READING
• For You // Vkook •
Fanfiction" Ona aşık olmak tam bir aptallıktı ve ben görebileceğiniz en büyük aptaldım. "
