1.3

1.8K 183 57
                                    

Hyungwon

Hoseok ile geçirdiğim utanç dolu sabahtan sonra kendi odama geçtim ve seçtiğim kıyafetleri giydim. Söylediği her şey ile beni nasıl şapşala çeviriyor gerçekten anlamıyorum. Sanki kendimi kaybediyormuşum gibi.

Seveceğini düşünerek favori parfümlerimden birini sıktım ve ayna karşısına geçip saçlarıma şekil vermeye çalıştım. İyi görünüyorum, değil mi?

Cüzdanımı, odanın anahtarını ve telefonumu alıp odadan çıktım ve lobiye indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cüzdanımı, odanın anahtarını ve telefonumu alıp odadan çıktım ve lobiye indim. Tam arayıp geç kaldığı için azarlayacaktım ki bana snap attığını gördüm. Sabah yaptığım şakadan sonra açarken biraz korkmadım değil.

Beklediğim şey olmadığı için Tanrı'ya teşekkür ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beklediğim şey olmadığı için Tanrı'ya teşekkür ettim. Dışarı şeyle çıkmak zor olurdu. Bilirsiniz........şeyle......
Neyse, bunu açıklamayacağım.
Çok geçmeden karşımda beliren silüeti ile gülümsedim ve ayağa kalktım. Yanıma geldi ve parmaklarımızı kenetledi. Yakında kalp çarpıntısı falan geçireceğim.

"Gidelim mi?"

Başımla onayladım ve otelden çıktık. İleriden gelen taksi önümüzde durdu ve Hoseok binmemi işaret etti. Taksi mi? Sorgulamadan önce bindim ve hareket etmeye başladık.

"Hoseok-ah, nereye gidiyoruz?"
"Bugün benim planıma uyacağız, sadece beni izle."

Anladığımı belirttim ve heyecanla beklemeye başladım. Başımı ters tarafa çevirmiş camdan dışarı bakarken kulağıma takılan bir kulaklık hissettim. Ona döndüğümde gülümsedim ve ne açacağını merakla beklemeye başladım. Kulaklarıma dolan şarkı ile gülümsemem genişledi. Çalan şarkı White Girl'dü (Reklam ♡).

Birlikte müzik dinleyerek geçirdiğimiz 15 dakikanın ardından aracın durmasıyla indik ve etrafıma bakındığımda bir go-cart pistinin önünde olduğumuzu gördüm. Şuan hayal mi görüyorum?

"Seveceğini biliyordum. Çok eğlenceli olacak, hadi gel."

Onu takip ettim ve girişimizi yapıp güvenlik ekipmanlarımızı taktıktan sonra araçlara bindik.
Sağıma döndüm ve bana bakan Hoseok'a acımasız bir bakış atıp dudağımın kenarıyla gülümsedim.

"İyi olan kazansın Shin Hoseok."
"Elinden geleni yap, yine de kazanamayacaksın."

Yaptığımız ilk iki yarışın sonunda sonuç berabereydi. Son bir yarış için hazırlandık.

"Durum 1-1, kaybetmeye hazır mısın Hyungwon?"
"Ah, hiç sanmıyorum."

Yarışın başladığını belirten ses ile pistte hızla ilerlemeye başladım. Hoseok ani bir atakla önüme geçti ve daha da hızlanmaya başladı.
Başta bu yaptığı sadece rekabet duygumu arttırmış olsa da neredeyse son hız giderken yaptığı keskin dönüşler beni korkutmaya başlamıştı.
Seslenmek istedim, fakat beni duyamayacak kadar uzaktaydı ve oldukça fazla gürültü vardı. Yine de dayanamayarak adını seslendiğim anda  pisti kaplayan toz bulutu ve korkunç gürültü, kalbimin yerinden sökülmesine neden olmuştu.

"H-hayır...."

Y/N: Eveeeet yorum yapamayacağım sanırım, okuduğunuz için teşekkürler :3

My Story // 2WonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin