Diğer sayfada ise aynı kız ile Uras'ın birlikte çekilmiş bir fotoğrafı yer alıyordu. Balo salonunun ortasında dans ediyorlardı.  Uras'ın gözlerinde daha önce hiç görmediğim bir parlama vardı. Sert ve solgun bakışları eskiden daha sıcak ve parlak gözüküyormuş. Uras'ı hiç bu kadar mutlu gördüğümü hatırlamıyordum.

Uras "Uyku tutmadı mı?" diye sorduğunda irkildim ve başımı kaldırdım. Kapının pervazına omzunu yaslamış ve göğsünün altında kollarını birleştirmiş bir vaziyette şişkin gözlerle suratımı inceliyordu.

Başımı salladım. Kalp atışlarım yavaşlarken aynı zamanda nefes alışverişlerim düzenli bir hal almaya başladı. Gözleri kucağımdaki albüme kaydığında "Okumak için bir şeyler arıyordum." diye açıkladım.

Elini ensesine götürdü ve nefesini serbest bıraktığında odanın içinde ilerleyip yanıma yerleşti.

O gelmeden hemen önce incelediğim fotoğrafa göz gezdirdi. Bir süre duraksadı. Daha sonra yüzüne, eski bir anının film şeridi şeklinde gözlerinin önünden geçmiş gibi zayıf bir tebessüm yerleşti. Başını kaldırdığında göz göze geldik ve onu izlediğimi farkedince "Neden tuhaf bir şey düşünüyormuşsun gibi bakıyorsun?" diye sordu.

Omuz silktim. Yalnızca onu 'neşeli' hayal ediyordum. Tıpkı fotoğrafta olduğu gibi. "Fotoğraftaki kız arkadaşın mıydı?" diye sordum. Aşık olup olmadığını merak ediyordum.

Kafasını salladı. "Kız kardeşim."

Cevabı kulağıma rahatlatıcı bir ninni gibi gelsede içimden kendime lanet okudum. Annesi ve kız kardeşini kaybettiğini söylemişti. "Özür dilerim. Sandım ki..." Hissettiği acıyı bildiğim için kendimi kötü hissettim ve boğazıma oturan yumru yüzünden cümlemi tamamlayamadım.

"Aptal erkek arkadaşı balo günü onu terk edince makyajı yanaklarına inmiş bir vaziyette kanepeye çökmüş, bir kutu dondurma bitirmesine müsade edemezdim."

Kardeşine olan şefkati tebessüm etmeme sebep oldu. Onun kavalyesi olmuştu. "Eren'in ne işi vardı?" diye sordum.

"O sıralar liseli bir kızla çıkıyordu."

Suratına baktığımda gülümsedim. "Kardeşin için yaptığın şey gerçekten hoş birşey."

Omuz sikti ve tekrar fotoğrafa bakarak sırıttı. "O adi heriften daha iyi kavalye olduğuma eminim." diye böbürlendi.

Gözlerimi devirdim. "Gece boyunca yanına erkek sinek bile yanaşamadığından eminim."

"Tabikide yanına erkek sinek bile yaklaşamaz o benim küçük kız kardeşim." diye homurdandı.

Kıkırdadım. "Yanına bir erkeğin yaklaşması bile seni öfkelendiriyorsa geceyi birde kız kardeşine sormak lazım. Eminim bir kutu dondurmayı geride bıraktığına pişman olmuştur." Kardeşinden hala yaşıyormuş gibi bahsettiğimi farkeder etmez gözlerimi sımsıkı kapadım. Kendimi yumruklamak istiyordum.

Bakışlarını kaçırdı ve parkede hoş bir yere gözlerini dikti. Kısa bir an için ifadesi hüzünleşti.

Utancımdan yanaklarım kıpkırmızı olmuştu.Yüzündeki ifadeyi görmemek için gözlerimi tekrar fotoğrafa diktim. "Affedersin." deyip yüzümü kapatan bir tutam saçı kulağımın arkasına attım ve dilimle kuruyan dudaklarımı ıslattım.

"Babamı hiç hatırlamıyorum." Konuşmaya başladığında ses tonu tekdüzeydi. "Onun soyadını bile bilmiyorum. Ben doğmadan önce annemi terk etmiş. Anlayacağın evlilik dışı istenmeyen çocuktum. Üç yaşıma kadar yalnızca annem ve ben vardık. Büyükannem ve büyükbabamla parmak sayımı geçmeyecek kadar az görüşürdük. Daha sonra annem evlendi. İlhan abi. Onu sevmiştim. Annemi mutlu ettiğini hatırlıyordum. Dört yaşımdayken annem Defne'yi dünyaya getirdi." Bakışları tekrar benim hüzünlenen yeşillerimi buldu. "Doktorlar doğum yapmasını tehlikeli buluyorlardı. Özellikle dedem buna karşı çıktı. Bebeği almak istediler ama annem buna izin vermedi. Defne'yi dünyaya getirdi. Doğum başarılı geçmişti." Hüzünlü bir şekilde gülümsedi. " O zamanları buğlu bir camın ardından izliyormuş gibi hatırlıyorum.  Defne annemin kucağındaydı ve ağlıyordu. Onun masum yüzünü mutsuz gördüğümde tüm dünyam onu mutlu etmek olmuştu." Yutkundu. "O gece bir şeyler ters gitti ve annemi kaybettik. Artık dünyamda sadece ben ve Defne vardı." Tekrar yutkundu ve bakışlarını tekrar kaçırdı. "Annemden bana geriye kalan tek şeydi ve ben ona sahip çıkamadım." dedi dişlerinin arasından.

BEYAZ KUMRUWhere stories live. Discover now