-27-

3.8K 215 3
                                    

Yoğun bir iş gününün ardından eve gelebilmiştim. Dosyalar, projeler derken, başım çok ağrımıştı. Her zamanki gibi bugün de Efe ile hiç konuşmadım. Aramızdaki sorunu çözeceğim diyorum, ama olmuyor. Yarın onunla konuşmayı deneyeceğim. Zor, ama yine de denemem lazım. Her zamanki gibi; her şey SARAÇOĞLU HOLDİNG için.

Holdingin kurallarını ilk okuduğumda on beş yaşındaydım. Ve babama 'bence çok saçma' demiştim. Ama yaşım ilerledikçe, her şeyi daha iyi anladım. Bu olay her aklıma geldiğinde, on beş yaşındaki Alev'in 'düşünmeden' konuştuğunu düşünüyorum. Çünkü şu an baktığımda bu kurallar hiç de saçma değil. Sen kendi çabalarınla, kendi emeğinle bir holding kur; ama senin ailen dışındakiler o holdingi yönetsin. Saçma! Kendi emeğini, kendi alın terini korumak için konulan kurallardır bunlar.

Annemin de dediği gibi; ilk holdingi kurmayı her insan isterdi. Ama bunu başaran kişi dedem -Eşref Saraçoğlu- oldu.

"Alev?"

Annemin sesini duyunca, krem renkli duvara dalmış olan gözlerimi ona çevirdim ve 'efendim' anlamında başımı salladım.

"Zaten hasta halinle çok çalıştın bugün. Hadi git uyu kızım." dediğinde ayağa kalktım ve annemin yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.

"Tamam annelerin en güzeli, iyi geceler."

***

Saraçoğlu Holding için; gururu bir kenara bırakıp Efe ile konuşmam gerekiyordu. O yüzden Efe'nin odasının kapısını çaldım. İçeriden gelen 'gir' kelimesi ile kapıyı açıp içeri girdim. Efe gözlerini dosyalardan kaldırıp bu tarafa çevirdi. O anda kaşları yukarı kalktı ve gözleri büyüdü, şaşırmıştı.

"Ho-Hoş geldin" diye kekeledi. O kadar şaşırmıştı yani. Gülümseyip başımı salladım. Bir yere oturmak yerine ayakta kalmayı tercih ettim.

"Bu odaya girmemin ve seninle konuşmamın sebebi 'Saraçoğlu Holding'. Çünkü seninle küs olduğum müddetçe, holdingin işleri aksıyor."

"Alev, bak ben..." dedi ve duraksadı. "Özür dilerim."

Bu sefer benim gözlerim büyümüştü. Çünkü onun özür dileyeceğini düşünmemiştim. Sanırım ilk sorunu hallettim. Şimdi sıra; Asu yengenin kaç defadır bana söylemek istediği şeye geldi.

"Sana bir şey soracağım."

"Peki, otursana." dediğinde başımı olumsuz anlamında salladım. "Böyle iyi, acelem var zaten."

Tabi ki acelem falan yoktu. Yalan söyledim.

"Asu yenge üç keredir bana bir şey söylemek istiyor. Ama her defasında sen onu engelliyorsun. Bu sefer Asu yengenin bana söylemesini beklemek yerine, sana soruyorum; annen bana ne demek istiyor Efe?"

Sorduğum soru karşısında yutkunmuştu. Bir şey var, biliyorum. Ama Efe bu şeyi saklıyor. Ve şu an; sanki bir kurtarıcı gelsin diye dua ediyordu.

O anda kapı çaldı ve Efe hemen 'gir' dedi. Güneş, elinde siyah bir dosya ile gelmişti. Sırası mıydı Güneş?

"Bölüyorum ama," dediğinde sözünü kestim ve konuştum.

"Önemli değilse sonra gelsen?"

"Hayır, hayır. Gitmene gerek yok Güneş. O elindeki ne?" diyen Efe'ye baktım. Yine bir yolunu bulmuştu.

"Şey, dediğimiz kutlama için iki mekan bulduk. Siz hangisini isterseniz onu ayarlayalım." dedi ve elindeki dosyayı masaya koydu. Efe dosyayı açıp incelemeye başladı.

"Alev, sen de baksana."

Masaya doğru yürüdüm ve dosyaya baktım. İki mekan da muhteşemdi. Ama biri daha güzeldi. Efe ile aynı anda "Bence ikinci." dedim. Güneş gülümsedi ve dosyayı aldı.

"Peki, ben yarın için onları arıyorum o zaman."

"Tamam."

Güneş dışarı çıktıktan sonra Efe ayağa kalktı.

"Gitme zamanım gelmiş. Zaten yarın için bir takım elbise almam lazım, görüşürüz." dedi ve koşarak odadan çıktı.

Ben bile, yarınki kutlamaya kıyafet seçmek için bu kadar heyecanlanmadım. Soruma cevap vermemek için kaçtı.

TEKRAR, SARAÇOĞLU HOLDİNG İÇİN KENDİ TERCİHLERİMDEN VAZGEÇMEK ZORUNDA KALDIM!

*****************************

Olaysız ve sade bir bölüm oldu. Gelecek bölüm Efe'nin ağzından olacak. ;) Bütün gerçekleri öğreneceksiniz. =P

Hadi kendinize iyi bakın, güle güle... =D

SARAÇOĞLU HOLDİNG (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin